REKLAMI GEÇ

DEGİAD: Yasa yapmak çocuk oyuncağı değildir

DEGİAD: Yasa yapmak çocuk oyuncağı değildir

AK Partili milletvekillerinin “cinsel istismar” suçlarıyla ilgili verdiği yasa önergesine Denizli Genç İşadamları Derneği’nden (DEGİAD) sert tepki geldi. DEGİAD Başkanı Melek Sözkesen yaptığı açıklamada, “Yasa yapmak çocuk oyuncağı değildir” ifadesini kullandı.

Haber Merkezi / DENİZLİHABER / 19 Kasım 2016 Cumartesi, 16:37

Türkiye 2 gündür AK Partili milletvekillerinin cinsel suçlarla ilgili düzenleme konusunda verdiği önergeyi konuşuyor. Toplumun birçok kesiminden tepki çeken “cebir, tehdit, hile veya iradeyi etkileyen başka bir neden olmaksızın 16/11/2016 tarihine kadar işlenen cinsel istismar suçundan, mağdurla failin evlenmesi durumunda, Ceza açıklanmasının geri bırakılmasına, hüküm verilmiş ise cezanın infazının ertelenmesine karar verilir” şeklindeki önergeye bir tepki de DEGİAD Başkanı Melek Sözkesen’den geldi.

TBMM’ye sunulan TCK’nın 103. maddesi ile ilgili önergenin ulusal çapta isyana yol açtığına dikkat çeken Sözkesen, değişiklikle elde edilmesi umulan menfaatin ve yasal revizyonun hukuki irdelemesinin çok yönlü yapılması gerektiğine inandıklarını vurguladı.

“CEZAEVLERİNİ BOŞALTMA ALGISI OLUŞTU”
Türkiye’de son yıllarda cinsel istismar ve cinsel taciz suçlarıyla sık yüzleştiğine işaret eden Sözkesen, “Yasa yapmak çocuk oyuncağı değildir. Toplumsal sonuçları olan bir eylemdir ve olay-oran-sebep-sonuç-ihtiyaç-caydırıcılık gibi araştırma verileri masaya yatırılarak yapılmalıdır. Son önergede bu türden bir çalışma yapılmış mıdır? Bilemiyoruz. Ancak önerge, ‘cezaevlerini boşaltmak amacına hizmete yönelik’ algısını oluşturmuş ve toplumu germiştir” dedi.

HÜKÜMET SÜRECİ DOĞRU YÖNETEMEDİ”
DEGİAD olarak tartışmaları izlediklerini kaydeden Sözkesen, “Öncelikle hükümet kanadının süreci doğru yönetemediğini düşünüyoruz. Bizce, Adalet Bakanı Sn. Bozdağ’ın önergeyi savunan beyanatından evvel, Sn. Binali Yıldırım’ın muhalefet ile görüşülmesine ilişkin itidalli talimatı devreye girmeliydi. Bu talimat, toplumdaki gerginliği düşürmüştür. Hükümet çalışmalarının, iktidar-muhalefet görüş alış-verişiyle yürütülmesinin getireceği sakinleştirici siyaset iklimini, bu talimat ile bir kere daha deneyimlemiş olduk” diye konuştu.

“KANUN, KANUNA KIRDIRILIYOR”
Getirilmek istenen değişikliği kabullenmenin mümkün olmadığını belirten Sözkesen, “Değişiklik ile adeta kanun kanuna kırdırılmaktadır. Medeni Kanun’a göre erginlik 18 yaşın doldurulmasıyla başlamakta olup, 18 yaşın altı, velayete muhtaç ve kendi başına evlilik kararı alamayacak bir çocuk olarak tanımlanmaktadır. Yeni önergeye göre ise 15 yaş altı mağdur çocuğun, faili ile evlenmesinden bahsedilmektedir. Demek ki ortada bir kanunlar çatışması vardır ki, hukuk devletinde kanunlar çatışması kabul edilemez” diyerek, sözlerine şunları ilave etti:

“Hepimiz biliyoruz ki önerge yaslaşırsa evlenen değil, evlendirilen çocuklar yaratılacaktır. Bundan böyle karar alıcıların çeşitli menfaatlerine göre hayatı şekillendirilen, adına kararlar alınan çocuklarımız olacaktır. Ülkemizin bu çocuklarla, bu çocukların kuracağı sevgi ve güven yoksunu ailelerle, bu ailelerden doğacak bebelerle gelişmesini beklemek imkansızdır. Bu hususların akıl süzgecinden geçirilmesi zorunludur.

Önergeyi savunanların ‘tecavüzcünün korunmadığı, önergenin cinsel taciz ile ilgili maddeyle alakalı olmadığı’ söylemlerini kabul etmiyoruz. Çünkü büyüklerin yapabildiği “istismar-tecavüz” ayrımını, çocuk ruhunun da yapmasını bekleyemeyiz. Dolayısıyla çocuğun istismardan daha az, tecavüzden daha çok etkileneceği, istismarcısını hoş görebileceği ve evlenmek isteyebileceği varsayımını adeta çocuklarımıza yapılan bir ihanet gibi görüyoruz.

Üstelik bu önerge o kadar sığdır ki, birçok cevapsız soru getirmektedir. Örneğin önergedeki 103. maddede, çocuğa karşı cinsel istismarın, üçüncü derece dahil kan ve kayın hısımlarından gelebileceğinden bahsedilmektedir. Bu durumda önergede mevcut ‘mağdurla failin evlenmesi halinde’ şeklindeki cümle, nasıl bir evlilik düzeni getirecektir? Veya 15 yaşından küçük çocuğa karşı işlenen çoklu cinsel istismarda çocuk hangisiyle evlendirilecektir? Ve bu evlilik ile eyleme katılan diğer suçlulara ne olacaktır? Ceza Kanunu’na toplu suç, tekli ceza gibi yepyeni bir sistem mi gelecektir?

Görüleceği üzere ülke bütün aktörleriyle, bilimsellikten uzak bir önerge üzerinde tartıştırılmaktadır. Cezada ve afta tereddütlü devlet görünümünden dolayı uğrayacağımız itibar kaybını konunun bir diğer zafiyeti olarak görüyoruz. Çocuğunu ve gencini, herkese ve her olaya karşı koruyan ve güvenli bir gelecek veren ülkenin bireyleri olmak zorundayız. Politikacılarımız da bu zorunluluğun idraki ile çalışmalıdır.”

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı