Eğitim-İş’ten eleştiri

Camiler ve Din Görevlileri Haftası kapsamında bazı okullardan öğrenci ve öğretmenlerin ders saatlerinde camilere götürüldüğünü belirten Kadem Özbay, “Diyanetin kutladığı haftayı MEB kendisine vazife edinmiş, belirli gün ve haftalar programına almış. Yetmemiş, MEB yetkilileri cami-kitap etkinliği düzenlenip, kitap okuma alışkanlığı kazandırılması görevini diyanete devretmiştir. Etkinliğin uygulanmasına izin veren bakanlık görevlileri belli ki ne Anayasa’yı, ne Talim Terbiye Kurulu’nun yaptığı işi, ne de okullarımızın işlevini bilmiyor. Yaşanan bu vahim durumla Talim Terbiye ihlal edildiği gibi, Tevhidi Tedrisat ile sağlanmaya çalışılan eğitim birliği de yok sayılmıştır” dedi.

“DAĞITILAN KİTAPLARI KİM DENETLİYOR?”
Yapılan cami ziyaretlerinde öğrencilere kitapçıkların dağıtıldığını belirten Kadem Özbay, “Kitapçık içeriklerinin öğrencilerimiz için uygun olup olmadığına kim karar vermiştir? Okullarımızda okutulacak tüm kitapların içerikleriyle ilgili uygunluk incelemeleri Talim Terbiye Kurulu tarafından yapılmaktadır. Bu ketapçık hangi komisyondan geçmiştir? Daha geçen hafta MEB kaynak kitap kullanılması konusunda öğretmenleri ve idarecileri bir yazı ile uyarmıştır. Dağıtılan kitapçık da buna örnek gösterilebilir mi?” diye sordu.

“VELİ İZNİ VAR MI? ZORUNLU MU?”
Yapılan etkinliğin hukuka ve öğrencilerin pedagojik gelişimlerine aykırı olduğunu ifade eden Özbay, “Hürriyet Ortaokulu’nun yaptığı gezi öncesi öğrencilere ve velilere bilgilendirme yapılmış mıdır? Velilere izin belgesi imzalatılmış mıdır? Bu geziye bir velinin ya da bir öğrencinin katılmama seçeneği kalmış mıdır? Yoksa zorunlu mu bırakılmıştır?” diye sordu.

Özbay, “Öğretmenlerimizin bile kitap tavsiyesi soruşturmaya neden olurken, daha ders kitaplarını basamayan ve dağıtamayan MEB’in okulun üçüncü haftasında öğrencileri apar topar cami ziyaretine götürüp kitap dağıtmasının, eğitimle, bilimsellikle, akılcılıkla hiçbir alakası yoktur. Yakın geçmişte, dinsel motiflerle süslenmiş bir eğitim sisteminin eğitim psikolojisi açısından ne tür yansımaları olduğunu, okul dışında çocukların emanet edildiği kurumların çocuklar ve aileler üzerinde ne tür sonuçlar doğurduğunu gördük. Geleceğimiz olan nesillerin kendi renkleri, bilimsel farklılıkları ile özgürleşmelerinin önü açılmalıdır. Laik, bilimsel ve akılcı eğitimden uzaklaştırılmamalıdır” dedi.