TGF kurulları Afyonkarahisar’da toplandı

Afyonkarahisar Gazeteciler Cemiyeti ev sahipliğinde yapılan toplantıda, TGF’nin yeni dönemde önemli atılımlar yaptığını söyleyen DGC (Denizli Gazeteciler Cemiyeti) Başkanı Bülent Öztürk, kısa süre içerisinde TGF’nin kendi binasını alma aşamasına geldiğini söyledi. Öztürk, “Benim de içinde yer aldığım TGF yönetimi, önemli projeleri hayata geçirmeye başladı. Yıllardır kendisine ait bir yeri olmayan TGF, bizim dönemimizde bu yere kavuşuyor. Ayrıca resmi ilanlarla ilgili çalışmalar,sarı basın kartlarına yeşil pasaport verilmesi, lise mezunu olmayanlara bir kereye mahsus sarı basın kartı verılmesi gibi projeler yakında devreye girecek” dedi.

Öte yandan toplantı öncesi gazetecilerin sorularını cevaplayan TGF Başkanı Atilla Sertel, her kişinin siyasal düşüncesi olduğunu ve buna saygı duyduğunu söyledi. Her gazetecinin de siyasi düşüncesinin bulunduğunu buna da saygı duyulması gerektiğini belirten Sertel, “Ancak biz, bulunduğumuz konumda herkese eşit, adil ve aynı mesafede durmayı bilen insanlar olmalıyız. Eğer öyle olmazsa gazeteci subjektif olur” dedi.

Gazetenin objektif olması gerektiğinin altını çizen Sertel, “Gazeteci haberi verendir, günün tanığıdır. Gazeteci kendi kişisel düşüncelerini, kendi siyasal düşüncelerini yazmak da isteyebilir. Bu köşe yazarlarının işidir” diye konuştu.

Son dönemde toplum tarafından gazetecinin, gazetecilik ötesinde bir görev yapar konumda algılandığını anlatan Sertel, “Bu neden böyle oluyor. Buna bakmak lazım. Geçmişte bize okullarda öğretilen ve en önemli kurallardan biri şuydu. Derdi ki meslek büyüklerimiz, ‘5N 1K’. Gazetecilikte yetmiyor. Ne, nerede, nasıl, niçin, kimin yanı sıra suçlayan kadar, suçlananın da aynı haber içerisinde yerini almasını, o görüşün de yer alması gerektiğini söylüyor. Oysa son dönemlerde bu değişti. Biz yazalım, ona nasıl olsa suçlanan kişi ertesi günü yanıt verir gibi bir anlayış hakim. Oysa bu son derece yanlış bir anlayıştır. O gün gazeteyi okuyan bir vatandaş, ertesi gün aynı gazetede aynı haberin devamını okumayabilir” diye konuştu.

Gazetecinin savcı olmadığını söyleyen Sertel, yargının karar almadığı noktada, savcı gibi suçlayıp, yargıç gibi karar verip insanı suçlu addetmenin gazetecilik olmadığını belirtti. Gazetecinin, gazetecilik yapması gerektiğinin altını çizen Sertel, “Ne yazık ki televizyonlarda görüyoruz ki bazı gazeteci arkadaşlarımız savcı gibi insanları suçlamaktadır. Yargının karar almadığı noktada savcı gibi suçlayıp bir de yargıç gibi karar verip, insanı suçlu addetmek bence gazetecilik değildir. İşte burada büyük sıkıntılar var. Yine yandaş ya da zorundaş ya da diğer basın diye bir kavram var” dedi.

Yerel basının güçlenmesi konusuna da değinen Sertel, “En temiz, en duru, en nitelikli kaynak yerel basındır” dedi. Gazetelerin başlıkların değişik, özleri ve haberlerinin aynı olduğunu da söyleyen Sertel, “Rahmetli Turgut Özal’ın dediği gibi 2.5 gazete, 2.5 parti günümüz koşullarında olagelmiştir. O açıdan yerel basının önemini bir kez daha altını çiziyorum. Çünkü yerel basın kendi yazı işleri müdürü ile sahibi ertesi gün atacağı başlığı, manşeti haberleri özgür iradeleriyle belirlemektedir. İşte temiz su, kaynak oradadır. Diğer yaygın basında ise bu kaynağın bu kadar temiz olmadığı söylenmektedir. Ben de buna katılıyorum. Nispeten belli istisnaları göz ardı edersek bu böyledir ve doğrudur” diye konuştu.

Türkiye Gazeteciler Federasyonu, Yönetim, Denetleme, Onur kurulları ile Yüksek İstişare Konseyi, kendi aralarında gerçekleştirdikleri toplantılarla TGF çalışmalarını ele aldı.