REKLAMI GEÇ

LOOK’N Stil Atölyeleri’nin Mayıs konusu: Renkler ve Tonlar

LOOK’N Stil Atölyeleri’nin Mayıs konusu: Renkler ve Tonlar

LOOK’N Çamlık Ofisi’nde düzenlenen ‘Stil Atölyeleri’nde, stil ve moda üzerine farklı konular 2 saat boyunca derinlemesine ele alınıyor. Katılımcıların sınırlı sayıda olduğu bu atölyelerde, her defasında merak edilen konularda detaylı bilgilendirmeler ve katılımcıların üzerinde örneklerle uygulamalar yapılıyor.

Ayhan Akar / DENİZLİHABER / 23 Mayıs 2017 Salı, 10:21

İlki geçen ay gerçekleşen ‘Stil Atölyesi’nin konusu , ‘Vücuda göre Giyim’di. Vücut tiplerinin anlatıldığı atölyede, hangi vücut tipinin hangi parçaları, nasıl giymesi gerektiği, kumaş, desen, kalıp seçimlerinin önemi, basit ve küçük tüyolarla nasıl daha zarif görünülebileceği üzerinde duruldu. Üst beden ve alt beden için bluz, gömlek, etek, pantolon, elbise gibi günlük giyim parçalarının vücudumuza uygun olanlarının seçimini neye göre yapmalıyız? Hangi vücut tipi hangisini giymeli? Aksesuar ve ayakkabı seçimleri nasıl olmalı? gibi sorular cevaplandı. Atölye katılımcılarının her biri için hangi vücut tipine sahip olduğu ve nelere dikkat etmesi gerektiği uygulamalı olarak anlatıldı.

Mayıs ayı içerisinde yapılan 2. Atölye çalışması ise ‘Renkler ve Tonlar’ üzerine yapıldı.

Uzun yıllar tekstil sektöründe mühendislik, müşteri temsilciliği, satış, pazarlama, planlama, görsel imaj yönetimi alanlarında çalışan ve halen Denizli ve İstanbul’daki ofislerinde bireysel ve kurumsal Stil Danışmanlığı hizmeti veren Nilüfer Bayrak, katılımcılara renkler ve tonlar konusunda uygulamalı olarak şu bilgileri verdi:

*Renkle olan ilişkimiz yaradılışla başlıyor. Eskiden bebeklerin renk körü olarak doğduğu düşünülüyordu ama son yıllardaki araştırmalar bunun doğru olmadığını, sadece gözümüzün renkleri ayırt etmeye 3. Aydan sonra başladığını ortaya çıkardı. Bu arada bebeklerin ilk başta sadece mavi renge tepki verdikleri de araştırmalarla bulunmuş. Karada ve denizde yaşayan tüm canlıların ortak gördükleri renk ve gezegenin en yaygın rengi mavi olduğu için bu da evrimsel bir durum olsa gerek.

*Yaşadığımız ortamlar ve coğrafya da renk duyarlılığımızı arttırıyor. Amazon ormanlarında yaşayan bir kabilenin üyeleri Avrupa’da yaşayan insanlara göre yeşil renge daha duyarlı olduğundan, onların göremedikleri yeşil tonlarını da görebiliyorlar.

*Konuştuğumuz dil renkleri ayırt etmemizde önemli bir etken, çünkü dilin sözcük yelpazesi ne kadar genişse o kadar çok tanımlama yapılabiliyor ve renkleri beynimize kaydederken rengin karşılığı olan kelimeyle kaydediyoruz.

*Cinsiyette renkleri tanıma konusunda önemli bir faktör. Kadınlarla erkeklerin renkleri farklı algıladığı yapılan bilimsel çalışmalarla kanıtlanmış durumda. Bunun da insan evrimi ile ilgili olduğu düşünülüyor. Çünkü insanlığın ilk dönemlerinde kadın toplayıcı, erkek de avcı idi. Örneğin kadın, böğürtlen ağacının içindeki kırmızı meyveleri bulabilmek için rengi iyi seçmek durumundaydı. Erkek gözleri ise daha çok harekete duyarlıydı, avı görebilmek ve yaklaşan tehlikeden kaçabilmek, dolayısıyla hayatta kalabilmek buna bağlıydı. Bu durum, zaman için de erkek ve kadın gözlerinin farklı yetkinliklere sahip olmasını ve kadınların renk konusundaki duyarlılığının artmasını sağladı. O yüzden erkek için yeşil yeşilken, kadın için, çam yeşili, ördekbaşı yeşil, küf yeşili, su yeşili, fıstık yeşili, nefti yeşil vs diye uzayıp giden bir liste var.

FARKLI KÜLTÜRLERDE FARKLI ANLAMLARA SAHİP İFADELER
*Renklerin insan hayatındaki yeri ve önemi çok büyük. İnsan psikolojisinde etkisi de öyle… Her renk bizde farklı duygu ve algılar yaratıyor. Mesela yeşil doğa ve tazelik/zindelik çağrıştırdığı için huzurlu hissettirirken , kırmızı güç, heyecan, hız algısıyla tutkuyu, öfkeyi ve dikkati arttırıyor. Mavi dürüstlük ve sadakat algısıyla ,güven duymamızı ve şefkat içerisinde sakin olmamızı sağlıyor. Günümüzde iletişim, perakende ve reklam sektörleri gibi pek çok iş kolunda da renkler , insan psikolojisine olan etkileriyle kullanılıyor. Ancak renkler , farklı kültürlerde farklı anlamlara da sahip olabiliyor. Beyazın batı kültüründe saflık, masumiyet sembolü olmasına karşın, uzak doğuda yas rengi olması gibi. Ya da kırmızının pek çok kültürde öfke ve tehlike sembolü olması karşılığında Hindistan’da saflığı çağrıştırması gibi…

*Hayatımızda yeri bu kadar etkili olan renkler ilgili ilk çalışmalar ve renklerin bilimsel olarak keşfi, Isaac Newton’ın 1666 yılında yaptığı çalışmalar ile başlamış. Newton , bir prizmadan geçerek kırılan ışık demetinin yansıdığı yüzeyde gökkuşağını oluşturan renklere ayrıldığını gözlemiş. Daha sonra pek çok bilim adamı ve sanatçı da renk konusunda çalışmış ve bugün kullandığımız renk sınıflandırma sistemleri oluşmuş. Tüm renkler aslında beyazdan oluşmuş olsa da temelde, kırmızı, mavi ve sarı olmak üzere 3 ana renkten oluşuyor . Bunların herhangi ikisinin birleşimiyle 2.cil ara renkler ve bunların da birbiriyle karışmasıyla üçüncül ara renkler ortaya çıkıyor.

*İlk olarak 70’li yıllarda ortaya atılan kişisel renk sınıflandırma sistemi, kişileri mevsimler üzerinden ilkbahar, yaz, sonbahar, kış olarak 4 gruba ayırsa da, sonraları bu sınıflandırma yetersiz geldiği için farklı özellikler de eklenerek grup sayısı 12’ye arttırılmış. Ama tıpkı burçlar misali, yeryüzündeki her bir kişiyi sadece bu 12 sınıftan birine koymak çok yetersiz ve hiç de özel değil . Oysa ki hepimiz birbirimizden çok farklıyız. Dolayısıyla her sarı saçlı kadın şu renk grubundadır, yada koyu renk saçlılar şu renkleri giysin gibi tanımlamalar eksik olduğu kadar yanlıştır da. Çünkü sadece saçımızın açıklık veya koyuluğu belirleyici olamaz. Burada kullanılacak en basit ve sağlıklı yöntem, kişinin kendi cilt renginin , soğukluk-sıcaklık, açıklık-koyuluk, bulanıklık-parlaklık durumudur. Kişisel renk sınıflandırması bu temelde çalışır.

*Kişinin renk karakteristiğinin bulunması, kişisel renk analiziyle olur. Kişisel renk analizi , kullanacağı renk tonlarını seçmesini sağlar. Renk demiyoruz bu arada renk tonları diyoruz. Çünkü doğru tonları bulmak kaydıyla herkes her rengi kullanabilir. Yani renk kişiselleştirilmez, ton kişiselleştirilebilir. Yani biri yeşil, diğeri kırmızı, öteki mavi insanı diye bir şey olamaz. Herkesin kendi yeşil, kırmızı, mavi, sarı, kahverengi vs. tonları vardır ve bu tonlar diğerlerininkinden farklıdır.

*Renk analizinde, farklı renkte kumaşlar kullanılarak, renklerin kişinin cildinde yaptığı yansımalara bakılır. Kişinin cilt rengini olumsuz yönde değiştirmeyen, onu bütünleyen ve en iyi görüntüsünü ortaya çıkaran tonları bulmak amaçlanır. Çünkü yüzümüzdeki cilt, saç ve göz rengi uyumunu giysilerimizde yakalarsak doğal bir bütünlük içinde görünürüz. Yüzümüz giysilerden gelen yansımalardan en çok etkilenen bölge olduğundan, ten rengimizdeki pigmentasyon çok önemlidir ve bu nedenle kişisel renk analizi, ayna karşısında, doğal gün ışığı altında yapılır. Sağlıklı bir analiz için , kişinin cildinde makyaj gibi renklendirmeler olmaması gereklidir. Ayrıca saç renkleri de boya ile değişebildiği için saçlar da kapatılarak çalışılır.

*Analizde ilk aşama, kişinin cilt renginin sıcaklık/soğukluk durumunu bulmaktır. Daha sonra farklı renkteki kumaşların yansımalarına bakılarak , cildin açıktan koyuya doğru olan renk derinliği ve bulanıktan berrağa olan hali analiz edilir.

*En doğru renk tonlarının bulunması ve bunların kullanılması kişinin sağlıklı, doğal, enerjik, fit ve hatta genç görünmesine yardım eder. Doğru tonlar, kıyafetinize değil size odaklanılmasını ve hatırlanır olmanızı sağlar. Doğru tonlarınızla oluşmuş bir gardıropta kombin yapmanız da son derece kolay olur. Ayrıca alışverişte size uymayan renklerde giysiler satın almayacağınız için nakit ve vakitten de tasarruf edersiniz. Kendi renk tonlarınızı bulduğunuzda saç ve makyaj konusunda kullanmanız gereken renk gruplarını da kolayca seçebilirsiniz. Yanlış renk tonları kullanmanız halinde cilt kusurlarınız daha belirginleştiğinden, olduğunuzdan daha sağlıksız, yorgun ve belki de yaşlı görünürsünüz.

İLETİŞİM:
Web: www.lookn.com.tr
Ins: lookn.nilüferbayrak
Face: www.facebook.com/lookn.niluferbayrak

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı