REKLAMI GEÇ

Denizlili bilim adamları felaketi önledi

Denizlili bilim adamları felaketi önledi

Türkiye’de ilk kez doğal afet yaşanmadan tedbir alınarak 2 bin kişinin hayatı kurtuldu. Babadağ’daki heyelan bölgesinde Prof. Dr. Halil Kumsar’ın başlattığı ve 19 yıl süren araştırma kamu kuruluşlarına referans oldu, alan ‘Afete Maruz Bölge’ ilan edilerek felaket yaşanmadan tedbir alındı.

Haber Merkezi / DENİZLİHABER / 2 Haziran 2018 Cumartesi, 15:41

Babadağ İlçesi’ndeki Gündoğdu Mahallesi’nde yaşanan heyelanlar PAÜ’de Jeoloji Mühendisliği bölümünün açılmasından iki yıl sonra Bölüm Başkanı Prof. Dr. Halil Kumsar’ın araştırmasına konu oldu. İki Japon üniversitesinin yanı sıra Japonya Eğitim Bakanlığı’nın da destek olduğu proje üzerinde toplam 19 yıl boyunca çalışıldı. Bölgede kurulan teknik istasyonlarla düzenli olarak ölçümler yapıldı ve kayma oranları tespit edildi. Heyelana neden olan faktörler tek tek gözden geçirildi. Tüm analizler yapıldı ve düzenli olarak modellemelerle risk ölçümü gerçekleşti. Proje sürerken kamu kuruluşlarına referans oldu.

“Babadağ Gündoğdu Heyelanlarının Uzun Süreli İzlenim Yöntemleriyle İncelenmesi ve Doğal Afet Açısından Değerlendirilmesi” başlığı taşıyan projeye dayanarak Afet İşleri Genel Müdürlüğü, Denizli Valiliği ve Bayındırlık İl Müdürlüğü, alanı ‘Afete Maruz Bölge’ ilan etti.

Bölgedeki 500’e yakın konut ve işyeri Üçler’de TOKİ tarafından yapılan yeni alana taşınarak Türkiye’de ilk kez doğal afet olmadan tedbir alınmış oldu. Bu durum ilk kez Türkiye’de afet yaşanmadan bilimsel çalışmaların referans alındığı uygulamalardan biri oldu. Böylece alandaki 2 bin kişinin burnu bile kanamadan riskten kurtulmaları sağlandı.

PAÜ Jeoloji Mühendisliği Bölüm Başkanı Kumsar, uluslarası projenin öne çıkan başlığını ‘Afet yaşanmadan, can kaybı olmadan tedbir alınması’ olarak gösterdi.

Bölgede büyük hareketliliklerin olduğunu, binalarda 7-14 santim arasında kaymalar yaşandığını anlatan Kumsar, “Kamu kurumları yapılan bilimsel çalışmayı referans almasa durumda değişiklik olmazdı. Bu bakımdan çalışma son derece önemli” dedi.

TÜRKİYE’DE ÇOK FAZLA HEYELAN BÖLGESİ VAR
Türkiye’deki diğer heyelan bölgelerine de örnek teşkil edecek çalışma Denizli’de sonuç getirse de riskli bölgelerin varlığı inkar edilemez. Jeoloji Mühendisliği Bölüm Başkanı Kumsar geçmişte yaşanan heyelanları tekrar hatırlatarak riskin varlığını bir kez daha ortaya koydu. Yakın zamanda Kumluca ve Erzurum’da yaşanan heyelanın yanı sıra Senirkent’te ve Buldan’da da heyelanlar yaşandığına değinen Kumsar, ” Bu çalışmalar önceden bilimsel şekilde yapılır ve uygulayıcılarla birlikte yürütülürse felaketlerin önüne geçilebilir” dedi.

İşte o projenin detayları…

ÇALIŞMA 1996 YILINDA BAŞLADI
Kumsar’ın başında olduğu Babadağ Gündoğdu Heyelanlarının Uzun Süreli İzlenim Yöntemleriyle İncelenmesi ve Doğal Afet Açısından Değerlendirilmesi başlıklı bilimsel çalışma 1996 yılında başlatıldı.  Çok parametreli inceleme tekniklerinin kullandığı araştırma Türkiye’nin bu alandaki ilk uluslararası çalışması oldu. Bölgede 1940’lı yıllardan bu yana rapor edilen heyelan uzmanlar tarafından uzun süreli takibe alındı. Yapılan incelemede kaymaların 7 ile 14 santim arasında değiştiği, aktif bir heyelan alanının varlığı tespit edildi. Bu bölgede ilk çalışmalar 1946 yılında yapılsa da kapsamlı çalışma Kumsar ve ekibi sayesinde gerçekleşti. Çalışmada Gündoğdu Mahallesi’nin afet bölgesi ilan edilmesi istendi ve kamu da bu kararı aldı. Bölgede dik topografyanın yapılaşma güçlüğü oluşturduğu raporda da hatırlatıldı.

PROJE’YE JAPONLAR’DAN DESTEK
Kumsar’ın 1996 yılındaki Japonya ziyaretinden sonra başlayan araştırmaya Japonya Eğitim Bakanlığı da destek verdi. Bunun yanı sıra iki üniversite de çalışmaya dahil oldu. Japonlar özellikle teknik cihaz konusunda araştırmaya önemli katkı koydu. Proje kapsamında bölgede aletsel ölçümler yapıldı. En az 5 yılda tamamlanması planlanan projeden 2010 yılında kesin sonuçlar alınsa da araştırma 2015 yılına kadar devam etti.

İŞTE YAPILAN ÇALIŞMALAR
Araştırma kapsamında Gündoğdu heyelan sahasında yağış ve sıcaklık rejimleri ile yaşanan değişimler takip edildi. Bölgede farklı noktalarda açılan sondajlarla yer altı sularındaki deformasyon ölçümleri yapıldı. Heyelanın kayma derinlikleri değerlendirildi ve çok paremetreli sistemler yerleştirilerek takip başladı. Çalışma sırasında yer altı su seviyelerinin saatlik ölçümleri alındı. Heyelanın yer altı su değişkenliği ile doğrudan bağlantısı ortaya kondu. Proje dahilinde Babadağ’a meteoroloji istasyonu kuruldu. Yağış miktarları ile yer altı su seviyesi arasında bağlantı tespit edildi ve yüzey sularının yer altıda süzülme hesaplamaları yapıldı.

EYVAH EYVAH…
Pek çok bilim adamını barındıran araştırma ekibi bölgede heyelan hareketini de takip etti. Elde edilen verilen laboratuvar deneyleriyle tekrarlandı ve matematiksel modellemelerle değerlendirildi.

Yapılan değerlendirmeler bölgede bir deprem olması durumunda büyük bir felaketin yaşanacağını ortaya koydu. Depremle birlikte heyelan hareketinin aniden artacağı buna bağlı olarak yüzey yapılarının tamamının yıkılacağı belirlendi. Bilim adamları ağır can kaybı riskini ilk kez bu modellemeler sonrasında kesin sonuçlarla tespit etmiş oldu.

YIKILMALARI İÇİN DEPREM ŞART DEĞİL
Yapılan çalışmalar bölgedeki binaların yıkılması için tetikleyici bir depreme ihtiyacı olmadığını da ortaya koydu. 14 santimetreye kadar yer değiştiren binaların 8 santimetrelik hareketten sonra büyük çatlaklar oluştuğu, bina yorgunluğunun baş gösterdiği de araştırmada ortaya çıktı. Bilim adamları hareketin devamı halinde binaların bir depreme bağlı olmadan kendiliğinden de yıkılabileceğini ortaya koydu. Bu aşamada Afet İşleri Genel Müdürlüğü bölgede çalışma yürüttü ve alanı Afete Maruz Bölge ilan etti. Daha sonra ise halkın bölgeden tahliyesi gerçekleşti.

KUMSAR’DAN UYARILAR
Projenin mimarı ve uygulayıcısı Prof. Dr. Halil Kumsar Türkiye’de benzer sorunların varlığına dikkat çekti. Yazılı bir açıklama yapan Kumsar,  ‘‘Zaman zaman Karadeniz’den ya da başka bölgelerden heyelan sonucu yaşanan doğal afet haberleri geliyor. Yaşanan heyelan felaketleri sonucu insanlar yaşamlarını yitirdi. Bu tür felaketler doğal afet kapsamında olmakla beraber insan hatası sonucu oluşan afetlerdir. Çünkü yamaç ve yumuşak zeminli bölgelere de insanlar yerleşiyorlar. Yine bizim yaptığımız türden yürütülecek çalışmalar ile heyelan hareketleri kayma meydana gelmeden incelenip belirlenir ve mühendislik önlemleri alınarak olası bir afette ortaya çıkacak can kayıplarının önüne geçmek mümkündür. İnsan hayatı her şeyden önemlidir. Bu tür bilimsel çalışmaların topluma yansıması gerekiyor. Yapılan çalışmalar bilimsel yayınlarda makale olarak yer alır ancak bu çalışmalarının sonuçlarının toplum yaşamına, kentleşmeye ve mühendislik projelerine uygulanması önemlidir. Yaptığımız bu çalışmayı sunmak üzere 2017 yılında Japonya Kyoto Üniversitesi ve Japonya İnşaat Mühendisleri Odası (JSCE) çağrılı konuşmacı olarak bizi Japonya’ya davet ettiler. Bu projenin sonuçlarını orada da paylaştım. İleriki zamanlarda böyle projeler ve çalışmalar yapmaya devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı