REKLAMI GEÇ

İŞTE VALİMİZ

Her hafta iş dünyasının renkli bir ismine yer verdiğimiz DENİZLİHABER’e özel röportaj köşemizin bu haftaki konuğu, kimsenin özel yaşamını bugüne dek bilmediği, renkli yönüyle dikkatimizden kaçmayan Vali Dr. Hasan Canpolat…

/ DENİZLİHABER / 27 Haziran 2007 Çarşamba, 00:00

Denizli’ye geldiği günden bu yana Vali Konağı’nın kapılarını ilk kez DENİZLİHABER’e açan Canpolat, özel yaşamını da ilk kez denizlihaber’le paylaştı. Görsel sanatlara olan ilgisinden, köpekleri Hazar ile Duman’dan ve diğer bilinmeyen yönlerinden konuştuğumuz Canpolat, “Vali olmasaydım akademisyen olmak isterdim. Belki fotoğraf sanatçısı ya da ressam da olabilirdim” diyerek sanata olan ilgisini de ortaya koydu. En büyük ilgi alanının resim yapmak olduğunu belirten Vali Canpolat, ayrıca boş zamanlarında 5 yaşındaki kızı Gülnur ve 2,5 yaşındaki oğlu Alper ile birlikte oyun oynamaktan büyük keyif aldığını söyledi.

Sivas’tan Denizli’ye gelirken yanında, kangal cinsi köpekleri Hazar ile Duman’ı ve Kayseri’den kendisine hediye edilen 4 yaşındaki saf kan İngiliz yarış atı Sivaslı’yı da beraberinde getiren Vali Dr. Hasan Canpolat, tıpkı Sivas’ta olduğu gibi burada da yoğun iş temposundan fırsat buldukça onlarla ilgileniyor..

İşte yazı dizimizin çok özel konuğu olan Vali Dr. Hasan Canpolat ile yaptığımız söyleşi;

Öncelikle mesleğinizden bahsedebilir miyiz? Denizli’ye tayininizin çıktığı öğrendiğiniz anda nasıl bir duygu seli içindeydiniz?

H.CANPOLAT: “Evet.. Genel olarak tayinler ve yeni görev yerlerinin belirlenmesi heyecanı da beraberinde getirir. Bu bakımdan tayinimin çıktığını öğrendiğimde, doğal olarak ben de heyecanlandım. Ayrıca yeni görev yerimin, her yönüyle hareketli ve dinamik bir kent olan Denizli olması bu heyecanımı ikiye katladı”

Denizli Valisi olmak, nasıl bir sorumluluğu beraberinde getiriyor?

H.CANPOLAT: “Denizli bir kere Türkiye’nin ekonomik yönden en gelişmiş ve en avantajlı kenti. Böylesine ekonomisi ve sosyal içeriği gelişmiş bir kentte sorumluluklar da muhakkak beraberinde geliyor. Ve en büyük sorumluluklardan biri de; bu gelişimi en doğru şekilde yönlendirmek ve hızlandırmak. Bu bakımdan böyle bir kentin valisi olmak, sorumlulukların artmasına neden oluyor”

Denizlililer sizi hep takım elbise içinde, resmi açılışlarda, törenlerde ve benzeri etkinliklerde tam bir bürokrat olarak görüyor. Bu bakımdan biraz da sizi tanıyalım. İdareci olmak küçük yaşlarda hayalini kurduğunuz bir meslek miydi? Yani eğer Vali olmasaydınız hangi mesleği yapmak isterdiniz?

H.CANPOLAT: “Eğer vali olmasaydım, akademisyen olmak isterdim. Ancak eskiden beri hayalim ve en büyük ilgi alanlarımdan biri görsel sanatlardır. Yani akademisyenliğin yanı sıra fotoğraf sanatçısı veya ressam da olmak isterdim. Aslında ilk üniversiteyi kazandığımda diş hekimliği bölümünü okuyordum. Bir süre daha bu alanda eğitimimi sürdürdükten sonra, diş hekimliğinin yapıma uygun bir meslek olmadığını anladım ve bu alandaki eğitimime son verdim. Valilik dolayısıyla idarecilik ise, siyasal bilimler fakültesini bitirdikten sonra gelişti. Ama ben yine mesleğimi seviyorum ve meşakkatli bir meslek olarak görüyorum”

Fotoğraf sanatçılığından ve ressamlıktan bahsettiniz. Peki, nedir sizin bilinmeyen yönleriniz? Yoğun çalışma temposundan arta kalan zamanlarda nelerle zaman geçirirsiniz?

H.CANPOLAT: “Öncelikle işten arta kalan zamanımın büyük bir kısmını çocuklarım Gülnur ve Alper ile geçiririm. Onlarla birlikte oyunlar oynarım. Bunun yanı sıra az öncede bahsettiğim gibi görsel sanatlara çok büyük ilgim var. Ve bir şekilde fırsat yakaladıkça bu ilgi alanlarımı geliştirmeye çalışıyorum. Mesela, resim yapmak çok hoşuma gider. Hatta bu konuda biraz iddialıyım. Ancak şimdiye kadar ortaya çıkardığım yaklaşık 15 resmim var. Diğerleri ile birlikte 50’ye yakın resmim bulunuyor. Fotoğrafçılık konusunda da kendimce bir şeyler yapmaya çalışıyorum. Bir tane fotoğraf makinem var. Onunla farklı açılar farklı kareler yakalamaya çalışıyorum. Ayrıca çok da iyi bir müzik dinleyicisiyimdir.”

Sizin bir de yazar yönünüz var. Hiç gazetecilik yapmayı düşündünüz mü?

H.CANPOLAT: “Aslında tam anlamıyla bu şekilde düşünmemiştim. Ama yapabilirim. Ancak ben gazetecilikte, muhabirlikten ziyade galiba köşe yazarlığı yapabilirim”

Bir atınız olduğunu biliyoruz. Biraz atınızdan ve atlara olan ilginizden bahsedebilir miyiz?

H.CANPOLAT: “Evet. Sivas’ta görev yaptığım dönemde cirit sporları kulübü kurmuştuk. İşte o dönem Sivaslı adındaki İngiliz tayını kulüp yönetimi Kayseri’den getirip bana hediye etmişti. Denizli’ye getirdiğimden bu yana pek binmeye vaktim olmadı. Fakat atıma her ne kadar çok az binsem de atlara olan ilgim çok büyüktür”

Bir de köpekleriniz var. Ne zamandır köpekleriniz sizinle beraber?

H.CANPOLAT: “Kangal cinsi olan köpeklerim Hazar ve Duman da yaklaşık dört yıldır benimle beraberler. Onları da Sivas’ta hediye etmişlerdi. Bence onlar dünyanın en saf canlılarından. Çocuklarımı da yanıma alarak köpeklerimle oynamaktan büyük keyif alıyorum. Fakat ne yazık ki Denizli, Hazar ile Duman’a yaramadı. Çünkü Denizli çok sıcak ve onlarda sıcakları sevmiyorlar. Bu yüzden Duman doğumunun ardından burada tüm yavrularını kaybetti”

Son olarak, Sivas’ta yapıp da burada yapamadığınız sosyal aktiviteler var mı?

H.CANPOLAT: “Evet var. Öncelikle düzenli bir şekilde spor yapıyordum. Ancak Denizli’ye geldiğimden bu yana düzenli spor yapamıyorum. Bunun dışında Sivas’ta sürekli kültürel bir atmosfer içindeydik. Örneğin; sazlı sözlü birçok kültürel etkinlik yapılırdı. Ancak Denizli’de bu tarz etkinlikler pek görülmüyor. Hep birlikte Denizli’yi bu alanda da ileri bir düzeye getirmek hepimizin görevi…”

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı