REKLAMI GEÇ

AH ŞU TATLI KRİZLERİ!

12 Ocak 2019 Cumartesi

Bu haftamızın konusu çok yaygın görülen ve hemen hemen herkesin şikayetçi olduğu ”TATLI KRİZLERİ”

Ah şu tatlı krizleri! Herkes bundan şikayetçi değil mi? Hepimizin gözünde çeşit çeşit tatlıların sırayla geçtiği oluyordur! Bu duruma bazen dayanabiliyoruz ancak çoğu zaman da sanki kendimize engel olamayıp kaçamaklar yapıyoruz!

Peki, bu kaçamaklardan sonra diyetinizde dengelemeler yapıyor musunuz?

Genellikle tatlı krizleri sonrasında daha fazla beslenme hataları yapılmakta ve bu iki durum da birbirini tetiklemektedir.

İşte bu kısır döngünün içinde kendinizi bulmak istemiyorsanız; bu krizleri minimuma indirmeye var mısınız?

Şimdi bu krizler neden oluşuyor sorusuna birlikte yanıt bulalım.

1) Yeterli ve kaliteli karbonhidrat kaynaklarını tüketmemek.
2) Gün içerisinde 2-2,5 litrenin altında su tüketmek.
3) Yetersiz meyve -sebze tüketimi sonucu oluşan bazı vitamin ve mineral eksiklikleri. Mesela özellikle demir minerali eksikliği olan bireylerin tatlıya olan eğilimlerinin daha yüksek olduğunu biliyor muydunuz?
4) En büyük baş faktörlerden birisi de hepimizin yaşadığı duygusal durumdur. Ruh halimiz her zaman aynı olmayabiliyor değil mi? Bazen mutsuz, stresli veya depresif bir halde olabiliyoruz. Peki, hiç kendinizi bu tür duygusal durumlarda tatlı ve şekerli besinlerin içinde bulduğunuz oldu mu? Çoğunuzun evet dediğini duyar gibiyim.

Hemen sizlere bunun nedenini anlatayım.

Bu tür duygusal durumlar beynimizin iştah merkezini doğrudan etkiler ve özellikle de tatlı besinlere karşı oluşan isteğimizi arttırır. Haydi, bunun da bir alt nedenine bakalım.

Hiç ”SEROTONİN” yani halk arasında ”MUTLULUK HORMONU” olarak bilinen ve adı üstünde bizleri mutlu olmaya teşvik eden hormonumuzu duymuş muydunuz?

Üzüntü, stres, depresyon gibi duygusal durumlarda vücudumuzda bu hormonun sentezi azalır ve vücut bunu yerine koymaya çalışır.

Tatlı ve şekerli besinler de serotonin sentezini desteklediği için bu durumlarda tatlı krizleri oluşur ve sanki bu besinleri tüketirsek mutsuzluğumuza iyi gelecek düşüncesine kapılırız.

PEKİ, BU TATLI KRİZLERİNİN ÖNÜNE NASIL GEÇEBİLİRİZ?
Cevabı çok basit. Az önce nedenleri olarak sıralamış olduğum durumları hayatımızda düzeltirsek bu krizleri de en aza indirmiş oluruz.

1) Kompleks karbonhidrat dediğimiz tam buğday unu, çavdar unu, yulaf ezmesi, siyez unu gibi tam tahıllı kaynakları tüketmeye özen gösteriniz.
2)Meyve-sebze tüketiminizi arttırınız. Meyvelerin yanında ceviz, fındık, badem gibi yağlı tohumları veya süt, yoğurt, kefir gibi protein kaynaklı besinleri tüketmeye özen gösteriniz. Veya meyvelerin üzerine hafif tarçın serpmeyi deneyebilirsiniz. Çünkü tarçının kan şekeri dalgalanmalarını önleyici etkisi vardır.
3)Tatlı krizlerinin bir diğer nedeni olarak serotonin hormonu eksikliği olduğunu az önce söylemiştik. Ve bu serotonin hormonunun çoğu da bağırsaklarımızda üretilmektedir. Yani sağlıklı bir barsak florasına sahip olursak bu hormonumuz da yeterli üretilmektedir.

Peki, sağlıklı bir bağırsak florası için ne yapmak gerekir? Öncelikle 2. beyin olarak adlandırdığımız bağırsaklarımızın sağlığı çok önemlidir. Yani sağlıklı bir bağırsak floramız için süt, yoğurt, kefir gibi probiyotik kaynağı besinleri yeterli miktarda düzenli olarak tüketmemiz gerekmektedir.
4) Hayatınıza mutlaka bir spor türü ekleyin.

5)Sağlıksız tatlılar yerine evde kendiniz için sağlıklı tatlı tarifleri geliştirebilirisiniz. Bunun için de sosyal medya hesabımdan ara ara sizler için sağlıklı tarifler yaplaşıyorum. Dilerseniz oradan da bu tariflere ulaşabilirsiniz.

Tüm bunlara rağmen ben hala tatlılara karşı dayanamıyorum ve tüketmek istiyorum derseniz de en azından tercihiniz sütlü tatlılardan yana olmalıdır. Ancak ardından mutlaka hem diyetinizi dengeleyip hem de ek olarak sporunuzu yapmalısınız.

Bu haftaki konumu da burada bitirmiş olmaktayım. Bir sonraki yazılarımda görüşmek dileğiyle sağlıcakla kalınız…

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı