REKLAMI GEÇ

23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK VE ÇOCUK BAYRAMI

25 Nisan 2018 Çarşamba

Atatürk diyor ki; özgürlüğün de, eşitliğin de, adaletin de dayanağı ULUSAL EGEMENLİKTİR.

Peki, bu kavramlar neyi ifade ediyor?

Özgürlük; herhangi bir kısıtlamaya, zorlamaya bağlı olmaksızın düşünme veya davranma, herhangi bir şarta bağlı olmama durumu. Özgür irade, bireysel özgürlük, adalet, kamu hakları, politik özgürlük, ifade özgürlüğü, ahlaki sorumluluk, özerklik, öz irade kavramlarını karşılayabilen genel bir anlama sahiptir. En kısa tanımıyla: “kendi hareketlerini kontrol edebilme niteliği”dir.

Adalet ve eşitlik;
Adalet, bir kişinin hak ettiğini almasıdır. Eşitlik ise kişilerin kanunlar önünde aynı durumda olmasıdır. Bu nedenle eşitlik ve adalet birbirinden ayrılmaktadır. Adalet, kişinin payına düşendir. Eşitlik ise bir durum karşısında herkesin aynı konumda olmasını temsil eder.

Adalet ve eşitlik toplumda birlik ve beraberliğin oluşmasında, barış ve güven ortamının sağlanmasında, huzurun gerçekleşmesinde çok önemli bir rol oynamaktadır. Adalet ve eşitliğin olmadığı bir yer de suç oranı artar ve kaos oluşur.

Ulusal egemenlik;
Devlet üzerinde hakim olan, devlet ile ilgili kararları aldıran genel gücün direk olarak halka ait olmasına ulusal egemenlik denir. Ulusal egemenliğin çeşitli isimleri de vardır; milli egemenlik, hakimiyeti milliye olarak da bazı yerlerde karşımıza çıkabilir.

Bazı devletlerde devleti yöneten irade ve güç bir kişinin ya da bir grubun elinde olabilir. Ancak ulusal egemenlikte bu güç halkın elindedir. Ulusal egemenliğin bir şartı olarak bazı kararları oy birliğiyle almak için bir meclis ve herkesin birbirine karşı eşit durumda olduğu bir demokratik seçim olmalıdır. Halkın kendisinin seçtiği milletvekillerinin mecliste verdikleri oylar ile ulusun egemenliği sağlanmış olur.

600 yıldan fazla hanedan tarafından yönetilen bir ülkede, halk ulusal kurtuluş savaşını vermiş, savaştan çıkmış, imkansızlıklarla boğuşmasına rağmen halkın iradesini yansıtacak bir Meclis açılıyor.

Hedefi, modern Türkiye’yi kurmak.
Adı, Türkiye Büyük Millet Meclisi.
Amacı, 600 yıldan fazla Hanedan tarafından yönetilen ülkede, ulusal egemenliğe dayalı bir yönetim şekli.
Dayanağı; özgürlük, eşitlik ve adalet.
Bu ilkeleri koyan kim?
İlk Meclis Başkanı Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşları.
Bu yeni anlayışı benimseyen ve yaşatan kim?
Anadolu da yaşayan, Kurtuluş savaşında Mustafa Kemal’le yan yana savaşan HALK.

Halkın egemenliğine dayanan her türlü karar her zaman kabul görecektir. Tıpkı, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılması, tıpkı Cumhuriyet’in kurulması gibi.

Atatürk, 23 Nisan 1924’te ’23 Nisan’ gününün bayram olarak kutlanmasına karar vermiştir. Bu tarihten 5 yıl sonra 23 Nisan 1929’da Atatürk bu bayramı çocuklara armağan etmiştir ve 23 Nisan ilk defa 1929 yılında Çocuk Bayramı olarak da kutlanmaya başlanmıştır. 1979’da, yine ilk olarak altı ülkenin katılmasıyla uluslararası boyuta taşıdığımız bu millî bayramımıza, ortalama olarak her yıl kırkın üzerinde ülkeden gelen ve Türk çocuklarının misafiri olan yabancı ülke çocukları da katılmaktadır. Dünya’da çocuklarına bayram hediye eden ve bu bayramı bütün dünya ile paylaşan ilk ve tek ülke Türkiye’dir.

Türk milletinin gönlünde, onun bağımsızlığının sarsılmaz ifadesi olarak en önemli yeri işgal eden 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı, her yıl yurdumuzda ve yurtdışındaki temsilciliklerimizde, bütün kurumlarımızda, okullarımızda ve her evde çeşitli etkinliklerle kutlanarak millî birliğimizin kenetlenmiş ifadesini temsil etmektedir.

Büyük önder Atatürk’ün düşüncesinde çocuklar, milletin geleceğidir. Onlara duyduğu sarsılmaz güvenin ve büyük sevginin ifadesi olarak, millî bayramımız olan 23 Nisanları çocuklara armağan etmiştir. Tarihimizin gurur dolu sayfalarının yeni nesillerce öğrenilmesi ve Türk Devleti’nin devamını emanet edeceğimiz yeni Cumhuriyet bekçilerinin bu bilinçle yetişmesi amacıyla 23 Nisanlar, önemli birer fırsattır.

Ne yazık ki günümüzde azda olsa çağdaş Türkiye’nin oluşmasından korkan zihniyetlerle karşılaşıyoruz. Mersin’de 23 Nisan kutlamaları çerçevesinde dans gösterisi yapan kız çocuklarının kıyafetlerinin uygun olmadığı gerekçesi ile gösteri İlçe Milli Eğitim Müdürü’nün talimatıyla yarıda kesiliyor. Günlerdir bayram hazırlığı yapan çocuklar ağlayarak sahneyi terk ediyor.

Soruyorum şimdi; bu çocuklar buraya rast gele çıkmadı, ilçe müdürü ve okul müdürünün bilgisi dahilinde bu program yapıldı. Yazık değil mi bu çocukların emeğine, vicdanınız sızlamadı mı? Adım gibi biliyorum ki bunu yapan idareciler konuşma yaparken “çocuklarımız bizim geleceğimiz, bizim her şeyimiz” gibi nutuklar atmıştır. Bir insan geleceğine böylemi davranır?

“İşte görüyorsunuz, anlatmaya gerek var mı”?

İnanıyorum ki bu tür olumsuzluklara rağmen, bu ülkenin çocukları ÇAĞDAŞ TÜRKİYE’yi sonsuza kadar yaşatmak için var gücüyle çalışacaktır. Dünyanın hiçbir ülkesinde olmayan Çocuk Bayramı’nı kendilerine armağan eden Atatürk’e sahip çıkıp, ilkelerine sımsıkı sarılacaklardır.

Atatürk diyor ki:
“Bütün cihan bilmelidir ki artık bu devletin ve bu milletin başında hiçbir kuvvet yoktur, hiçbir makam yoktur. Yalnız bir kuvvet vardır. O da millî egemenliktir. Yalnız bir makam vardır. O da milletin kalbi, vicdanı ve mevcudiyetidir.”

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı