REKLAMI GEÇ

HEP ÖĞRETMEN DEDİK

22 Şubat 2018 Perşembe

Geçtiğimiz hafta başarılı bir öğretmenin haberi bizleri sevindirdi.

Nurten Akkuş, Samsun ilinin Canik Dağları eteklerinde, Yeşil Irmak Vadisi’nde bulunan 19.000 nüfuslu mütevazi bir Anadolu ilçesinde bir anaokulunun müdürü. Samsun il merkezine 62 km. mesafede bulunan bir ilçedeki öğretmen yaptığı çalışma ile dünyanın en iyi 10 ÖĞRETMENİ arasına giriyor. Yapılacak değerlendirme sonucunda Nurten öğretmen dünya 1.si de olabilir, 10.su da.

Orası hiç önemli değil. Önemli olan Nurten öğretmenin Türkiye’de görev yapan bütün öğretmenlere örnek olması, öğretmenlerimizin özgüven kazanmalarına katkıda bulunmuş olması. Üstelik öyle her türlü olanağı olan kent merkezlerinden birinde değil, mütevazi küçük bir Anadolu ilçesinde bu başarıyı yakalıyor.

İnanıyorum ki; Nalan öğretmen haberini okuyan birçok öğretmenimiz benzer etkinliklere girişmek için cesaretlendiler. Kafalarında olan birçok projeyi hayata geçirmek için harekete geçecektir.

Peki, neydi Nurten öğretmenin yaptığı farklı çalışma.
Gayet basit.

Öğrenci velilerine sınıfa girmek yasak, ders saatinde gelmek yasak, o yasak, bu yasak yerine sınıfın kapılarını öğrenci velilerine açtı “bu çocuklar bizim, herkes elinden ne geliyorsa yapsın” dercesine aileleri EĞİTİM in içine kattı. Ailelerde çocukları için her fedakarlığa hazır oldukları için okula gidip çocuklara hikaye okumaya başlamışlar. Hepsi bu.

Çok mu zor?
Elbette hayır.

Önemli olan rutin işleri yapmak yerine daha iyi eğitim için ne yapabilirim mantığı. Bunu da Nurten öğretmen başardı.

Ancak burada bir şeyi unutmamak gerekir. İlçe yöneticileri “mevzuat hazretlerini” harekete geçirip “yassak hemşerim” demediler. Pekala, “öğrenci velisinin sınıfta ne işi var?” diyebilirlerdi.

Nurten öğretmen, ülkemizin birçok yerinde karşılaştığımız kendine güveni olmayan sözde mevzuatçı bir yönetici ile karşılaşmış olsaydı bu güzel çalışmayı zor hayata geçirirdi. Bu nedenle Ayvacık Eğitim yöneticilerini de kutlamak gerekir.

Eğitimde en büyük sorunun öğretmen yetiştirmek olduğunu, bu sorunu çözmeden eğitim sorununun çözülemeyeceğini sürekli vurguluyoruz. Bunu derken iyi öğretmenlerimizin olmadığını tabi ki söylemiyoruz. Çok sayıda başarılı öğretmenimizin olduğunu da biliyoruz. Müfettişlik ve Milli Eğitim Müdürlüğü görevlerimiz sırasında bu olumlu örnekleri çok gördük. Ancak mevcut öğretmen sayımıza baktığımızda ne yazık ki bireysel başarıların çok fazla işe yaramadığını görüyoruz.

Peki, bunun nedeni öğretmenler mi?
Asla değil.
Peki, sorun nerede?

Sorun, öğretmen adayının seçiminden başla, öğretmen yetiştiren kurumlar, programlar hatta öğretmen atama şekline kadar uzayıp gider.

İşte bu sorunlarda bir tanesi olan Milli Eğitim Bakanlığının sözleşmeli öğretmen atamasıyla ilgili son açıklaması başlı başına sorun.

Öncelikle öğretmen atama kriterlerinden birisi olan mülakat sisteminde, birçok haksızlıkların yaşanacağı bir gerçek. Hele birden fazla mülakat merkezinin olduğu bir yerde objektif değerlendirmenin olması mümkün değil. Bu tür ortamlarda siyasi tercihlerin çok fazla olacağını hepimiz biliyoruz.

Oysa en büyük arzumuz neydi? EĞİTİM e siyaset bulaşmasın!

Öğretmen seçiminde ölçüt başarı olması gerekirken, başka faktörlerin devreye girmesi eğitim sistemimizin başından itibaren yara alması demektir.

Öğretmeni seçtik, göreve başlattık.

Diyoruz ki; “1 yıl boyunca performansına bakacağım, yeterli görürsem sözleşmeni 1 yıl daha uzatırım. O yıl da başarılı olursan bir daha uzatırım.”

Kısacası öğretmen 4 yıl boyunca “seneye durumum ne olacak” kaygısıyla bir şeyler yapmaya çalışacak. Bu öğretmen ne kadar verimli olabilir?

Eğitimciler bilir ki; kaygı başarıyı engeller.
Ama Eğitim Bakanlığı öğretmeni kaygılandırıyor.
Yapılması gereken ne?
Gayet basit.

Öğretmenler bilimsel kriterlerle atanıp, 1 yıl boyunca aday öğretmen olarak çalışıp, yapılacak rehberlikle nitelikli bir öğretmen olmasına katkı verilirse, yılın sonunda olağanüstü bir olumsuzluğu olmadıktan sonra asil öğretmen olarak atanabilirler.

Bu şekildeki değerlendirme öğretmene güven sağlar. Gelecek kaygılarından uzak olan öğretmen kendisini işine daha çok verir, başarı oranı artar.

Kısacası Nurten Öğretmenler çoğalır.
Kutlarım NURTEN ÖĞRETMEN.

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı