“ÜNİVERSİTE MEZUNLARININ HEPSİNE İŞ BULMAMIZ MÜMKÜN DEĞİL”

Bence de öyle.
Fakat bu söz bana ait değil.
Peki, kim söyledi bu doğru sözü?
Başbakan Sayın Binali Yıldırım.

Milliyet Gazetesi’nden Abbas Güçlü’ye konuşan sayın başbakan; “Fakülteler açılırken sanki üzerinde yeterince düşünülmemiş. Her yıl 100 bin öğretmen mezun oluyor. Devlet olarak ne onlara, ne diğer üniversite mezunlarının hepsine iş bulmamız mümkün değil” demiş.

Katılmamak mümkün değil.
Ancak; insan “ülkenin her şehrinde üniversite olacak” mantığıyla “10 yıl gibi kısa sürede Anadolu’da yükseköğretim alt yapısının olup olmadığına bakmadan bu kadar üniversiteyi kim açtı?” diye sormadan edemiyor.

Her şehirde üniversite, her ilçede fakülte veya yüksekokul açtık diye siyasi malzeme yapılırken niçin “yeterince düşünülmedi” acaba?

Bir de bu durumlarda merak ettiğim konu şu;
Anadolu’nun her kentine üniversite açtık diye övünç malzemesi yapan bir siyasetçi veya bir sorumlu yönetici acaba son 10 yılda Anadolu’da açılan devlet üniversitelerine çocuğunu veya torununu yönlendirdi mi?

Bunun yanıtını size bırakıyorum.

Bu durumu 15 yıl önce İl Milli Eğitim Müdürü olarak çalıştığım bir ilde de yaşamıştım.

Söz konusu ilde o dönemde komşu ildeki üniversiteye bağlı olarak bir fakülte ve ilçesinde de bir yüksekokul bulunuyordu.

İlçe eşrafı çok iyi niyetle ilde üniversite kurmayı amaçlayan bir vakıf kurmuş ve yaptıkları toplantıya il valisi ile birlikte beni de davet etmişlerdi. Toplantıda vakıf başkanı ve diğer katılımcılar üniversite açılmasının faydalarının neler olacağı mahiyetinde konuşmalar yaptılar. Benim sessiz kaldığımı gören vakıf başkanı “Müdür Bey bu ilin Milli Eğitim Müdürü olarak siz ne düşünüyorsunuz?” diye sordu.

Ben de katılımcılara dönerek, bir eğitim kurumunun açılmasının tabi ki kente çok önemli katkılarının olacağını belirterek bir soru sordum.
“Bu yıl ilimizde bir üniversite açılırsa hanginiz çocuğunuza veya torununuza ilk tercihte yazdıracaksınız?”

Sanırım yanıtını hepiniz tahmin ettiniz.
Bir yerleşim yeri yönetimsel olarak her ne kadar “il” olsa da başka kentlerden gelecek öğrencilere yeterince barınma ve sosyal alanlar hazırlamadan açılacak olan “üniversite”nin verimli olması beklenemez.

Kentin veya kasabanın ekonomisini canlandırsın mantığı ile eğitim kurumu açılamaz.

2000-3000 nüfusu olan bir ilçede liseyi bitiren bir genç doğru dürüst bir sineması, bir halk kütüphanesi, spor alanları, kahvehanelerden başka hiçbir sosyal alanı olamayan bir ilde üniversite bitirse, lise mezunu olmaktan öteye ne bekleyebilirsiniz.

Kaldı ki söz konusu Anadolu kentlerinde açılan üniversitelerimizin çoğunda hala yeterince öğretim elemanının olmadığı da bir gerçek.

Gerek ailenin, gerek devletin emeklerinin boşa gitmemesi, en önemlisi GENÇLERİMİZİN HAYALLERİNİN yıkılmaması için EĞİTİM YATIRIMLARI çok özenle seçilmelidir.

Ne yazık ki Anadolu’nun birçok kentinde son on yılda açılmış olan devlet üniversitelerimizde gençlerimizi gereği gibi yetiştirme anlamında çok büyük sıkıntılarımızın olduğu bir gerçek. Bu da yetmiyormuş gibi barınma ve sosyal anlamda sıkıntılı olan birçok ilçemizde meslek yüksekokulları açmaya devam ediyoruz.

Kasabasına üniversite açılmasını isteyen yerel politikacıyı belki biraz anlarım ama üniversite eğitiminin sadece bir binadan ibaret olmadığını bildiği halde sesini çıkarmayan yöneticileri hiç ama hiç anlamıyorum.

Gerçi onlar da beni anlıyor ama!