Minimalizm

Basit Yaşa-Az Tüket-Mutlu ol

Kısaca anlatmak yetmeyecek uzunca bir konu az tüketmek, basit yaşamak ve bunlarla mutlu olmak.
Devrin yeni akımı minimalizm..

Peki minimalizm nedir? Nasıl uygulanır? Gerçekten işe yarar mı?
Minimalizm kelime anlamıyla ifade edersek basit ve sade yaşamdır.

Çevremize ve sosyal medyaya baktığımızda gördüğümüz tek şey tüketmek ile ilgili.

Tüketmek!..
Üretmeden sadece tüketmek.

Bende de olduğu gibi, özellikle üniversiteye başladığımda çılgınlar gibi alışveriş yapıyordum. Çünkü hayatımda ilk defa elime toplu miktarda para geçiyordu ve sağ olsun banka mafyası beni kampüste bir köşede kıstırıp elime 500 TL’lik kredi kartı tutuşturmuştu.

O zamanlar gördüğüm her şey benim için ihtiyaca dönüşüyordu. Yemeyip, içmeyip bütün paramı kıyafetlere ayakkabılara ya da ıvır zıvıra veriyordum. Paramı ayın ilk haftaları bitirip geri kalan haftalarda da aç fiil aç gezdiğimi biliyorum.

Ah ne aptalmışım.
Elime ne mi geçti? Çift çift giyilmeyen ayakkabı ve bir sürü giyilmeyecek kıyafet.

Peki ne zaman aklım başıma geldi. Çok geç olmadı aslında ne zaman yurttan eve çıktım, o zaman paramı daha dikkatli harcamam gerektiğini öğrendim. Yeni ayakkabıların yerini elektrik ve su faturaları almıştı. Kıyafete ıvıra zıvıra daha az para harcamaya başlamıştım. Her sezon yeni kıyafetler almak için can atan ben yılda sadece 1 -2 kazak t-shirt aldığımı fark edince ve aslında almadan da yerinde ve güzel giyinebileceğimi gördüm, aydınlandım.

Sonrasında minimalizm felsefesiyle tanıştığımda aslında bunları yapabildiğimi birkaç küçük alışkanlığımı da törpülediğimde minimalist olunabileceğini gördüm.

‘Sistem’ bize şunu söylüyor ‘Harca, o elbiseyi al çünkü sen o elbiseyi almazsan dünyanın sonu gelecek.’

Sistem, tamamen tüketmek üzerine kurulu.

Peki bu sistemi nasıl kırabiliriz?

Dıştan içe sıralayacak olursak.

Evimiz;
Deseni beğenilip alınmış tabak-çanak.
Sırf hoş görünsün diye alınmış ancak temizlik yaparken beddualara neden olacak derecede fazla biblolar.

Ah anne ah o gümüşlükte az gençliğimi tüketmedim.

Bizim evin her yeri eşya yani işe yarar diye alınmış bir sürü ıvır zıvır. Annem “Bi daha mı gelicez dünyaya” der gibi borcam alıyordu. Hatta şu an çeyizimde beş tane borcam var. Eski evimizden taşınırken o eşyaların hamallık olduğunu görünce ve de ben söylene söylene annemi yavaş yavaş dizginledik.

Annem çok lafımı dinlemiyor ama belki vereceğim küçük tavsiyelerin sizlere faydası olabilir.

Daha az eşya demek daha az temizlik demek. Kim ne derse desin bu çok güzel bir gerçek. Toz almanı gerektirecek daha az eşya, saklamanı gerektirecek daha az yer.

Haftalık temizlik süresinin yarı yarıya inmesini hangi kadın istemez ki?

Kıyafetler;
Kıyafet örneğini kendimden vermiştim zaten. Bu yüzden burada dolabımızı nasıl sadeleştiririz onu anlatacağım.

İlk önce ihtiyaçlarınızı belirlemeniz gerekiyor. Temel ihtiyaçlarınız neler hangi kıyafet olmazsa olmazınız. Bunu belirlerken yaşam standardınıza bakmanız gerekiyor. Mesela ben kurumsal bir firmada çalışmıyorum. Bu yüzden kot pantolon ve basic üstler benim için yeterli. Ayakkabı için de kışın çok üşüyen bir insan olmamdan kaynaklı botlarım olmazsa olmazım. Yazın da spor ayakkabılarım.

Hiç mi klasik bir şeylerim yok?
Var tabi ki de ama onlar da gerekli olduğu kadar.

Daha çok düz ve sade kıyafetler seçmek lazım. Hem spor hem de bir kolyeyle klasik olabilecek ürünler önemli burada. Ancak lütfen minimalist olacağım deyip tüm eşyalarınızı dağıtıp tekrardan alışveriş yapmayın.

Çünkü amaç az tüketmek ve az harcamak. Ne youtuberlar biliyorum minimalist olucam diyip ocağına incir ağacı diken.

Dağılmadan devam edecek olursak, tüketme isteği; inanılmaz bir duygu!..
Başa çıkabilmek yürek ister. Hele ki modanın bu kadar sık değiştiği ve her yerin mükemmel vücutlu kızların giydiği kıyafetlerle dolu olduğu bir dünyada. Bu yüzden ilk önce algılarımızı değiştirmemiz lazım. O kıyafeti veya herhangi bir şeyi gördüğünde aklından ilk geçen şey onu almak olmamalı. Sanırım bu konuda sayfalarca yazabilirim. Hatta bugün kısa kesip daha ayrıntılı bir başlıkla yazmak isterim.

Yiyecekler;
Evet yediklerimizi de basitleştirebiliriz.

Ben bu konuya daha sağlıklı yaklaşıyorum. Hayatımdan şekeri tamamen uzaklaştırmak istiyorum kısmi olarak başarmış sayılabilirim ama hala arada kendime hakim olamadan yiyebiliyorum. Karbonhidratı tamamen uzaklaştırmış sayılmam ama kendimce onu da azalttım. Sadece akşam yemeklerinde çok az tüketiyorum. Arada da sabahları işe giderken üşenip bir şeyler hazırlamazsam işyerinde simit yiyorum.

Şeker tüketmeme kararımı almamda yardımcı belgeselim That Sugar belgeselidir. Benim gibi nicelerinin aydınlanmasına neden olan o cennetlik belgesel. O kadar güzel bir şekilde anlatmışlar ki nefret etmemeniz imkansız şekerden.
Burger gibi hazır yiyeceklerden de soğumama yardımcı diğer belgesel de ‘Food Inc. ‘

O etlerin ne kadar iğrenç şartlar altında yapıldığından hayvanlara yapılan işkencelerden bahsettiği kısım burgerın önünden geçmeme engel oldu.

Uzun zamandır hamburger tarzı hızlı fastfood ürünleri yemiyorum. Denizli’min canım pidecileri dururken onları yemek de biraz şov bence.

Peki bu yiyeceklerden uzaklaştım vücudumda neler mi oldu?

Geçen yıl kışın aralıksız üç ay hastaydım.

İyileşiyordum, iki gün sonra tekrardan hasta oluyordum. Çok zor bir kış olmuştu benim için.

Bu yıl aksine hiç grip olmadım ve en güzeli hiç antibiyotik kullanmadım.

Ben kendimce sistemi kırdım.

Uzatmadan toparlamak istiyorum keza yazamadığım birçok nokta var ve bunları uzun uzun ayrı başlıklar altında yazmak istiyorum.

Diyeceğim o ki;
Sahip olduğun eşyaların, sende hakimiyet kurmasına izin verme, eşyanın kölesi olma.