REKLAMI GEÇ

BİZ FAŞİST DEĞİLİZ!

28 Ocak 2018 Pazar

Tarih, milletler mücadelesidir. Milletler birbirleriyle iyi geçinerek değil savaşlarla bugünlere geldi ve şu anda oldukları yerlere yerleştiler. Gönül isterdi ki savaşlar olmasın, insanlar ölmesin, kadınlar eşlerinden, çocuklar babalarından ayrılmasın. Ama hayatın gerçekleri bunu söylemiyor.

Savaşlar hayatın gerçeği. Her ülke kendi topraklarını korumak için bir mücadele içinde. Kimisi emperyal hedefleri için ülkeler işgal etmede. İşgal edemediği ülkelerde karşılıklar çıkarmada. Arap Baharı diye diye bilmem kaç ülkenin sınırını değiştirmeye kadar varıyor iş bazen. İspanya’da Katalanlar ayrılmak için referandum yaptı ancak İspanya hükümeti çok sert müdahale etti. Bu işin içinde olan liderleri topladı, sınır dışı etti, tutukladı.

Diyeceğim odur ki, devletler ülkelerine karşı yönelen namlulara gül atamaz. Gül atarsa o devlete devlet denemez artık. Türkiye Cumhuriyeti de kendisine yönelen namlulara karşı ikinci adımını Afrin Harekatı’yla atıyor. İlk olarak Fırat Kalkanı Harekatı gerçekleştirilmişti. Bu operasyonlar çok ama çok gerekli. Hemen altımızda bir terör devletine izin vermenin nelere yol açacağını aklı başında olan herkes biliyordur herhalde. Bu örgüt devletleştikten sonra yapacağımız şey çok ama çok azalır. O yüzden tam da şimdi yılanın başı küçükken ezilmeliydi ve Türk ordusu bu yüzden harekete geçti.

Ülkenin kahır ekseriyetinin bu şekilde düşündüğünü biliyorum. Ama bir grup var ki, içlerinde çok önemli yazarlar, çizerler ve akademisyenler var. Bu şekilde düşünenlere ‘faşist’ damgasını vurmakta beis görmüyorlar.

Sonda söyleyeceğimi şimdi söyleyeyim. Biz faşist değiliz. Bizi Balkanlarda, Kafkaslarda, Irak’ta, Kerkük’te, Bosna’da katledenlerdir faşist. Bizi sırf dilimizden dolayı, dinimizden dolayı katleden, çarmıha gerenlerdir faşist. Türk deyince ‘aaa bu faşist’, Kürt deyince ‘halkların kardeşliğini’ anlayan beyinsizlerdir faşist. Bu kafalar 100 yıl önce olsaydı Kurtuluş Savaşı’na da karşı çıkardı ‘aman insanlar ölmesin azizim’ diyerek, Kıbrıs Barış Harekatı’na da karşı çıkardı ‘Rumlarla aramız bozulmasın azizim’ diyerek.

Eren’im Trabzon dağlarında, Arslan Binbaşım eşinin yanında, henüz 25 günlük evli Tuna Teğmenim Çukurca yolunda, Alim Yılmaz yarbayım Elazığ’da kahpe bir İtalyan mayınıyla, Aybüke öğretmenim kalleş bir kurşunla, kundaktaki isimsiz bebekler Amerikan kurşunlarıyla şehit edilirken yoktu bu isimler. Demediler bu katliamları yapanlara faşist. Diyemezlerdi zaten. Tek dertleri var. Kendilerini insan hakları savunucusu gibi göstermek dışarıya.

Sanki biz ölmekten, öldürmekten çok zevk alıyoruz. İnsanlar ölünce, hepimiz eve gidip ‘ohh be bugünde 100 insan öldü’ diye göbek atıyoruz sanıyorlar galiba. Elbette insanlar ölmesin, hep çiçek böcek olsun da, bu coğrafyada bu ne mümkün. Coğrafya kaderdir. Bu coğrafyaya sahip olmak istiyorsan mecbursun sana yönelen tehditleri ortadan kaldırmaya.

Bir kez daha yüksek sesle haykırmakta fayda var. Biz vatanımızı savunuyoruz. BİZ FAŞİST DEĞİLİZ!

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorumlar

Necati TAHAL   -  Bağlantı 29 Ocak 2018, 08:13

Eline sağlık…Vatanın savunmasında var olmak savaşmak namus borcudur!!!Türk Milletinin varlığını tanımayanlara, birlik beraberliğimizi bozmaya çalışanlara karşı savaşmak faşistlikse evet FAŞİST’iz…

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı