REKLAMI GEÇ

Karnemi kaybettim. Hükümsüzdür!

21 Ocak 2018 Pazar

Milyonlarca öğrencinin karne alacağı gün ne kadar da heyecanlıdır. Hepimiz yaşadık o günleri. Kimimiz çok zekiydik, kimimiz biraz haşarıydık. Kimimiz karne almak için o günü iple çekerdik, kimimiz o karneyi anne-baba da göreceği için hafiften bir korku yaşardık. O zamanlar bu çok bilmiş psikologlar, aile terapistleri falan da yoktu hakkımızı savunan!

Giderdik eve. Karnemiz iyiyse bir tebrik ve bir miktar para alırdık. Yok karnemizde sıkıntı varsa; ikinci yarı karnemizin düzeleceğini iletirdik gerekli makamlara ve olay kapanırdı.

Ne zaman ki televizyonlara çıkmaya başladı terapistler, psikologlar, milli eğitim yetkilileri biz o zaman anladık ki, kötü karnesi olan bütün çocuklar dayak yiyormuş! Her televizyona çıkan sayın yetkili,  ‘Çocuğunuza sakın kötü davranmayın, onu dövmeyin, onu dışlamayın’ demeye başladı. O zamana dek çocuğunun getirdiği karneye iyi olsun kötü olsun normal tepki veren aileler de bozulmaya başladı. Kötü gelen karneye bir tepki vermesi gerektiğini düşünmeye başladı anne-baba.

Halbuki 10 milyondan fazla çocuğun karne aldığı güzel ülkemde şiddet olayı yok denecek kadar azdır. Birkaç istisnayı sanki ülkenin tamamı bu şekilde davranıyormuş gibi yapıp bunu saatlerce televizyonda konuşmak, sayfa sayfa gazetelerde yer vermek ailelerin de çocukların da hal ve tavırlarını bozdu. Anne-babalar iyi gelen karneye sevinmeyi abartmaya başladı.

Sosyal medyada paylaştığı fotoğrafın altına çocuğunun ne kadar zeki olduğunu öyle bir anlatmaya başladı ki zannedersin karşımızdaki çocuk değil Bill Gates! Bunun karşısında çocuğunun karnesi çok da iyi olmayan anne-baba zaten televizyonda konuşanların etkisinde. Bir de üstüne sosyal medyada karnesi iyi olan anne babanın paylaştığını görünce hepten deliriyor.

Abartmayalım sayın okuyucu. Henüz 3.sınıfa giden çocuğun takdir alması onun çok zeki olduğu anlamına gelmiyor. Dersleri kötü olan çocuk sokaklarda haytalık yapacak, sıkıntı çıkaracak diye bir kaide yok. Çocuğunuzun başarılı olmasını istiyorsanız onu mutlu edin yeter. Yaptığı işlerden mutluluk duyan bir çocuk, doktor da olsa, berber de olsa, mühendis de olsa, kasap da olsa asla başarısız olmaz. Siz yeter ki çocuğun mutlu olacağı mutluluğu verin. Gerisi iyilik sağlık!

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı