KİM’LER BARIŞTI, BİZ HALA KÜSÜZ!
29 Nisan 2018 Pazar
Siz de takip etmişsinizdir. Yıllardır milyonlarca insanın birbirini öldürdüğü Kore yarımadasında Kuzey Kore Lideri Kim Jong-un ve Güney Kore Devlet Başkanı Moon Jae-in el sıkıştı ve artık savaşmayacaklarını açıkladı. Saçma sapan nedenlerden başlayan milyonlarca insanın boş yere hayatını kaybettiği bir dönem daha geride kaldı doğu topraklarında.
Düşünün ki bu savaşta milyonlarca insan öldü. Aileler, nükleer bombalar, yitip giden doğal kaynaklar, emperyalistlerin kullanımına açılan topraklar… Savaşın her türlü pisliği döndü ve iki lider bir araya geldi. Sorunları konuştular ve artık Kore halkının barış içinde yaşayacağını açıkladılar.
Yüzlerce kilometre uzaklıktaki iki kardeşin barışı, bana bizi sorgulattı. Bizde durumlar nicedir bi bakalım isterseniz halimize. Yanlış anlamayın başka devletlerle, başka liderlerle olan küslüğümüzden bahsetmiyorum. Kendi içimizdeki küslüklerden, hakaretlerden, küfürlerden bahsediyorum!
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu geçtiğimiz günlerde bir toplantıda karşılaştılar. İki lider el sıkıştı belki ama birbirlerinin yüzlerine bile bakmadan. Ki daha önceki karşılaşmalarında el bile sıkışmamışlardı. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, bazen Kılıçdaroğlu’na bazen Meral Akşener’e son zamanlarda ise Abdullah Gül’e neler neler söyledi. Bunun yansıması olarak partili vatandaşlarda da normal vatandaşın arasında da giderilmesi çok zor küslükler meydana geldi. Kapı komşuları, amca çocukları, aynı iş yerinde çalışanlar siyasilerin bu dilleri yüzünden birbirleriyle küstüler ve olayı namus meselesi yaptılar!
Bu hakaretlere, gerilime futbolda da denk geliyoruz tabi ki. İki takım arasında rekabeti, iki kişi arasındaki çekişme nerelere kadar gidiyor. Biri diğerini FETÖ’cülükle suçluyor. Diğerini birini paraları cebe atmakla suçluyor ve daha neler neler. Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım, başkan adayı çıkan Ali Koç’a neler neler söylüyor misal olarak. Türkiye’ye Dünya üçüncülüğü getiren Şenol Güneş’in kafasının yarılmasına bakmadan ‘tiyatrocu’ diyebiliyor. Diğer başkan, yöneticiler ve teknik adamlarda da durumlar buna benzer!
Yetmedi mi küfürlerimiz, hakaretlerimiz, küslüklerimiz. Daha ne kadar bağırıp çağıracağız birbirimize. Daha ne kadar ‘öteki’ olabiliriz birbirimiz için. Aynı siyasi görüşe inanmak, aynı futbol takımını tutmak, aynı yola çıkmak zorunda değiliz birbirimizin. Diğerinin gittiği yola, oy verdiği partiye, tuttuğu takıma hakaret etmek, küfür etmek kimsenin hakkı değildir. Allah insanları diğer varlıklardan ayırarak ‘akıl’ vermiş. Herkesin kendince bir düşüncesi, duyguları, aklı var. Düşünceleri, aklı, duyguları insanı nereye yönlendirirse o şekilde hareket eder insan.
Elbette eleştir, elbette yerden yere vur ama hakaret etme güzel kardeşim, büyük siyasi ağabeyler, teknik direktörler… Siz küs oldukça, siz her gün daha da ayrıştıkça biz asla bir araya gelemeyecek hale geliyoruz. Ülkemizin beka sorununu dışarılarda değil de kendi içimizde ararsak, KİM’lerin barıştığı şu fani dünyada bizim küs olmamız için neden kalmayacak!