REKLAMI GEÇ

‘ÖLÜM’ ÜZERİNE

8 Temmuz 2018 Pazar

Dünya’daki her canlının tadacağı son: Ölüm.

Kimisi için erken, kimisi için vaktinde gelen. Kimse istemiyor ölümü, aklına da getirmiyor. Her gün daha fazla kıymet veriyoruz dünyaya.

Halbuki, ‘’Burası dünya! Ne çok kıymetlendirdik. Oysa bir tarla idi; ekip biçip gidecektik’’ diyor Cahit Zarifoğlu. Ne kadar da güzel söylüyor. Yaşayacağımız vakit her saniye kısalırken, ne çok dünya telaşındayız, ne çok kalp kırmada, vaktimizi beyhude harcamaktayız.

Halbuki ölüm her an bize kendini hatırlatmıyor mu?

Ey insanoğlu sonun geliyor diyor ölüm. Bırak dünya telaşını. Bırak mahalle dedikodusunu. Bırak kötü insanları. Bırak ayağına takılan taşa küfretmeyi.

Yok mu çevrende mutsuz insanlar? Git onları mutlu et diyor. Yok mu yatağa aç giren çocuklar, onlara ekmek ol diyor. Sabır diyor, şükür diyor. Görmüyor musun ey arkadaşım, abim, ablam, kardeşim!

Ölmedi mi ilkokul maçlarında defansın belkemiği sınıf arkadaşımız Hasanımız? Ölmedi mi mahallenin en güzel top oynayan çocuğu Gökhan? Yitirmedik mi güzel gözlü, iyi kalpli Mevlüt’ü? Hakkari’de 15 ay omuz omuza şafak saydığımız Onur bir hiç uğruna gitmedi mi? Özgür kardeşimiz henüz 25’inde bile değildi boğulurken İstanbul’un sularında.. Ya İlyas abim..Dünyada onun kadar güzel gülen mi vardı?

Alıyor muyuz dersi gidenlerden? Yoksa dünyayı kıymetlendirmeye devam mı ediyoruz? Dünyanın belli sınırları olan bir tarla olduğunu, bu tarlada belli mahsüllerin yetiştiğini, belli mutluluk ve acılar yaşadıktan sonra gideceğimizin bilincine ne zaman varacağız? Hangi ölüm, hangi acıyla geleceğiz kendimize? Ya da hiçbir şey olmamış gibi yaşamaya, kalp kırmaya, dünyayı kıymetlendirmeye devam mı?

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı