REKLAMI GEÇ

ÖLÜRKEN DÜŞÜNÜLECEKLER LİSTESİ

8 Nisan 2018 Pazar

İnsanın tarihi hiç ama hiç değişmeden devam ediyor. Bir insanın doğumunun yarattığı sevinçle başlıyor her şey. Bir bebek doğuyor ve herkes çok mutlu. Sonra büyüyor o bebek. Okula gidiyor, hayata atılıyor, evleniyor, belki boşanıyor, belki eşi ve çocuklarıyla mutlu bir hayat yaşıyor. Az daha büyüyor ve ölüyor. Kimisi genç yaşta gidiyor öte aleme…

Bu kadar kısa yani hayat denilen süreç. Başından sonuna kadar sağlıklı, mutlu yaşanmıyor. İnişleri çıkışları var bu hayatın. Düşünsenize dünyadaki tüm insanların her gün mutlu, sağlıklı olduğunu. Herkesin işinin iyi gittiğini. Kimsenin hata yapmadığını. Sizce ne kadar mantıklı bu?

Diyelim ki mantıklı… Sizce insanoğlu yetinir mi bununla? Daha fazlasını istemez mi? Yaşadığımız hayata bakınca bile, bize ne verilse daha fazlasını istemedik mi? Babalarımız 2 pantolon 1 ayakkabıyla 2 yıl yaşarken; şimdi evde 10 pantolon, 20 ayakkabının yetmemesi azgınlığımıza delil değil midir? 2 evi, 3 bahçesi, 4 arabası, 5 hisse senedi, 6 milyon parası olanın hala çalışması, hala daha fazla ne kazanabilirim, daha hangi arabayı, hangi evi alabilirim azgınlığı nasıl açıklanabilir sizce!

Halbuki geldik gidiyoruz yahu. Hata da yapacağız bu hayatta, işlerimiz de kötü gidecek belki. Sevdiklerimizi zamansız kaybedeceğiz kimi zaman, kimi zamansa sağlığımız bozulacak. Ve o an gelecek. Öleceğiz. Biz buna hazır mıyız asıl? İyi insan olabiliyor muyuz? Anneye-babaya saygımız ne alemde? Sokakta bir çocuğun saçını okşuyor muyuz? Bir şehit mezarına gidip dua ediyor muyuz? Bir yetime sahip çıktık mı? Komşumuzun hangi arabayı aldığıyla ilgilendiğimiz kadar diğer komşumuzun ayakkabısının parçalanmışlığıyla ilgilendik mi?

Tüm bunları ölüm anı gelince düşüneceğiz herhalde. Her şeyin artık boşuna olduğu anda. Ama kar etmeyecek.

Değerli okuyucu… Ölürken düşünülecekler listenize güzel şeyler ekleyin. Giderken bile dünyadaki makamı, mevkiyi, parayı, pulu düşünecekseniz haberiniz olsun öte tarafa giderken bunlar yanınızda gelmiyor. Öte tarafa giderken yanınızda götüremeyeceğiniz şeylerle ne kadar az ilgilenirsek o kadar iyi!

Arjantinli şair Jorge Luis Borges’in şiiri daha güzel anlatıyor yazdıklarımızı. Siz de şaire kulak verin bence. Söz şairin:

‘’Eğer, yeniden başlayabilseydim yaşamaya,
İkincisinde daha çok hata yapardım.
Kusursuz olmaya çalışmaz, sırtüstü yatardım.
Neşeli olurdum, ilkinde olmadığım kadar,
Çok az şeyi
Ciddiyetle yapardım.
Temizlik sorun bile olmazdı asla.
Daha çok riske girerdim.
Seyahat ederdim daha fazla.
Daha çok güneş doğuşu izler,
Daha çok dağa tırmanır, daha çok nehirde yüzerdim.
Görmediğim birçok yere giderdim.
Dondurma yerdim doyasıya ve daha az bezelye.
Gerçek sorunlarım olurdu hayali olanların yerine.
Yaşamın her anını gerçek ve verimli kılan insanlardandım.
Yeniden başlayabilseydim eğer, yalnız mutlu anlarım olurdu.
Farkında mısınız bilmem, yaşam budur zaten.
Anlar, sadece anlar. Siz de anı yaşayın.
Hiçbir yere yanında su, şemsiye ve paraşüt almadan,
Gitmeyen insanlardandım ben.
Yeniden başlayabilseydim eğer, hiçbir şey taşımazdım.
Eğer yeniden başlayabilseydim,
İlkbaharda pabuçlarımı fırlatır atardım.
Ve sonbahar bitene kadar yürürdüm çıplak ayaklarla.
Bilinmeyen yollar keşfeder, güneşin tadına varır,
Çocuklarla oynardım, bir şansım olsaydı eğer.
Ama işte 85’indeyim ve biliyorum. ÖLÜYORUM.’’

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı