Sıla-Ahmet Kural-Aşk
4 Kasım 2018 Pazar
Baştan söyleyeyim. Bu yazı bir magazin yazısı değildir. Kadına şiddet yazısı da değildir.
Olmakla, olmak istediğiniz durum arasındaki çelişkileri barındırır bu yazı.
Sıla, ünlü bir ses sanatçısı. Seveni çok. Aslen Denizlili olsa da kendisini genelde İzmirli diye tanıtmayı seviyor.Ahmet Kural, ünlü bir oyuncu. Filmler ve dizilerde oynuyor. Babası emniyet müdürü olarak Denizli’de görev yaptığı için hayatının bir bölümü Denizli’de geçti.
Hayatlarının bir kısmı Denizli’de geçen bu iki ünlü simanın beraberliğinin fotoğrafları sosyal medyada paylaşıldığında tepkiler inanılmazdı. Hatta Ahmet Kural’ın bakışı üzerine ne muhabbetler döndü.
Herkes ‘Aşk’ bu işte diyor başka bir şey demiyordu. Bir bakış, bir güzel söz, bir şarkı mırıldanması…Sosyal medyada ‘üzerinde oynanmış, bilmem kaç kere fotoşoptan geçirilmiş haliyle’ paylaşılınca gençlerimiz bu bakışın taklidini yapan yüzlerce şey yaptı.
Zannediyorlardı ki, bu aşk çağdaş Leyla-Mecnun’du.
Zannediyorlardı ki, para, şan, şöhret, güzellik olunca her şey güzel oluyor.
Herkes onlar gibi olsa dünya güzelleşecekti!
Sadece bu iki ünlü isim değil aslında mevzu. Son yıllarda birçok ünlü sanatçı, manken, oyuncu da benzer açıklamalar yapıyor. Şiddete maruz kalan, hayatı cehenneme dönen kadınlar bunu açıkladığında hepimiz şaşırıyoruz.
Dünya kadar serveti olan, güzelliği dillere destan olan, bugün sokağa çıksa fotoğraf çekilmeden 2 adım atamayacak olan ünlü insanlar bu kadar şiddeti nasıl görebiliyor ve nasıl yıllarca sessiz kalabiliyor diye?
Ey bu yazıyı okuyan güzel insanlar!
Televizyona çıkan her insanı doğru insan sanmayın. Çıkan her haberi doğru kabul etmeyin. Hatta bu yazıya bile şüpheyle bakın!
Bir insan kendisini geliştiremediyse; sanatçı da olsa, mimar da olsa, çöpçü de olsa, esnaf da olsa başkalarının hayatını cehenneme çevirebilir.
Sosyal medyada paylaşılan iki güzel fotoğrafa, söylenen iki çift güzel lafa inanmayın.
Aşk dediğimiz şey yalnızken yaptığımız eylemler, söylediğimiz güzel sözlerle ölçülür.
Sosyal medyaya, sosyal medyada yaşanan aşklara ben değil de Mevlana cevap versin:
‘YA OLDUĞUN GİBİ GÖRÜN YA DA GÖRÜNDÜĞÜN GİBİ OL!’