TANER ATİLLA – ŞENOL GÜNEŞ

Ülke olarak 3 gündür Fenerbahçe-Beşiktaş maçını konuşuyoruz. Şenol Güneş’in kafasına gelen cisimle hastanelik olmasından tutun bu işin aslında senaryo olduğuna kadar yüzlerce şey konuşuyor futbol kamuoyu.

Halbuki daha 2-3 hafta önceydi. Ankaragücü gibi köklü bir kulübün başkanı ‘şeref’ tribünü diye bilinen bir yerde Denizlispor’un en efendi, en tatlı dilli, en çözüm odaklı insanı olan Taner Atilla’ya düşman gibi saldırdı. Taner Atilla gözünün altına dikişler atıldı ve oldukça zor anlar yaşadı.

Peki, bu olayın ardından ne oldu? Ankaragücü başkanına hak mahrumiyeti, biraz da para cezası tamamdır! Adam protokol tribününe giremiyor ama gidip locadan maç izliyor. Ne büyük ceza ama!

Fenerbahçe Stadı’nda yaşanan rezillikte ne oldu peki? Berabere bile kalsa finale kalacak olan takımın taraftarı sahaya para, çakmak, ellerine ne geldiyse attılar ve son aşamada Şenol Güneş’in kafası yarıldı. Maç tatil edildi ve kuvvetle muhtemeldir ki Beşiktaş hükmen galip sayılacak.

O zaman şu soruları sormak şart oldu:

1-Olayı tribünler çıkarınca maç tatil ediliyor da yöneticiler, başkanlar çıkarınca neden tatil edilmiyor?

2-Aynı Şenol Güneş gibi Taner Atilla’nın da gözünün hemen altı yarıldı ve dikiş atıldı. Neden Denizlispor hükmen galip sayılmadı? Hükmen galip sayılmak için İstanbul takımı mı olmak gerekiyor?

3- Denizlispor’un yöneticisi protokol tribününde nerdeyse linç edilecekken ‘Türk futboluna operasyon’ olmuyor da Beşiktaş teknik direktörünün kafasına bir cisim gelince neden operasyon oluyor?

4-Sahaya yabancı cisim atmak yasak da tribünde yönetici darp etmek serbest mi?

Bu soruları çok ama çok uzatabiliriz. Bu ülkede cezalar adalete göre değil güce göre kesiliyor. Beşiktaş takımının, Şenol Güneş’in bu ülkede gücü, karizması, seveni elbette daha fazla. Onların başına bir bozuk para geldiyse tüm ülke yanarken, Denizlispor’un başkan yardımcısı linç bile edilse ne hükmen mağlubiyet verilir, ne de ‘Türk futboluna operasyon’ başlıkları atılır. Ne de olsa Anadolu takımıdır Denizlispor. Sesi belli bir yere kadar çıkar. Bir süre konuşur ve susarlar diye düşünülür!

Medyanın dediği gibi bu olay Türk futboluna operasyon falan değildir. Türk futbolu zaten budur. Her yıl başka bir statta yaşanan bu tip olaylara gözünüzü kapatmadan, at gözlüğü takmadan bakarsanız ve gerekli cezanın verilmesini sağlarsanız düzelmek için ilk adımı atmış olursunuz. Ceza son seçenek aslında, önce eğitim gelir ama bu ülkede geçerli olan şey; minareyi çalıp kılıfı hazırlamaktır!