REKLAMI GEÇ

Bİ KARAR VERSENİZ

11 Haziran 2014 Çarşamba

Cüretlendirildiler.

Onlar da gitti, Diyarbakır’da 2. Hava Kuvvet Komutanlığı Kışlası’ndaki Türk bayrağına el uzattı.

Gönderdeki bayrak yerde!

 

Niye böyle oldu?

Türk askeri; 14 Ağustos 1996’da KKTC tarafına geçip, Türk bayrağını indirmeye çalışan Rum SolomosSolomou’ya bu cüretini canıyla ödetti mi?

Ödetti!

Peki, bu irade, bölücü örgütün bez parçasını bayrak kabul eden ve gönderdeki Türk bayrağını indirme cüretini gösterene karşı aynı kararlığını niye sergilemedi?

 

Yukarıdaki sorunun yanıtı şu sözlerde gizli olabilir mi?

Diyarbakır’da 6 Haziran’da düzenlenen Çözüm Süreci Çalıştayı’ndan sonra, Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, diyor ki:

“Çözüm sürecinde daha somut yol haritası üzerinde çalışılıyor diye duyulduğunda bölgede hareketlilik başladı. Yol kesmeler vs. Bunları açıklamakta ve anlamakta zorlanıyoruz. Güvenlik birimlerimiz çözüm sürecinin hassasiyeti nedeniyle çok temkinli, dikkatli… Çünkü bizim talimatımızdır o…”

 

Bu açıklamanın iki gün sonrası…

Aylardır bölgede at koşturup, cirit atanlar, bir pervasızlık daha gerçekleştiriyor.

Yaptıkları Türk bayrağını gönderden indirme.

Hem de askeri kışladan!

Ve doğal olarak yaşanan infial ortamı…

Hükümet kanadından ise bunu açıklamalarla savuşturma çabaları.

 

Bunlardan birisiHükümet Sözcüsü Bülent Arınç’a ait.

9 Haziran’da TBMM’de düzenlenen Yerel Basın Özendirme Yarışması Ödül Töreni’nde,Arınç’ın değerlendirmesini Sedat Kurt ile birlikte dinliyoruz.

Bizim gibi; gazete ve televizyonların Ankara temsilcileri, Anadolu’dan gelen meslektaşlarımız da dinliyor.

Arınç, dedi ki:

“Genelkurmay Başkanlığımızın açıklaması dikkatle okunmalıdır. Sabırla olayları takip ediyoruz. Eğer sabır olmasaydı, hükümetin siyasi iradesine bağlılık olmasaydı, bayrak direğine çıkmaya çalışıp, o bayrağı oradan yere indirmeye cüret eden insana cezası o anda verilebilirdi.”

 

Aynı olayla ilgili bir başka değerlendirme…

Değerlendirmeyi yapan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan…

Başbakan, 10 Haziran Salı günkü AKP Grup toplantısında önce “O bayrağı indireni orada alacaksın, indireceksin, gereğini yapacaksın. Yapmıyorsan sorumlusun” dedi.

Birkaç dakika sonra aynı konuyla ilgili bu kez “O piyon, vurulması için oraya gönderildi. O maşa, o sırada vurulursa terör örgütü ve HDP, kitleleri tahrik edecekti. Ortalık karışacaktı”ifadesini kullandı.

 

Tam bir kakofoni…

Böyle bir söylem uyumsuzluğu karşısında “bayrağı indirene gereğini yapması” beklenen nasıl davranacak?

“Güvenlik birimlerimiz çözüm sürecinin hassasiyeti nedeniyle çok temkinli, dikkatli… Çünkü bizim talimatımızdır o” diyen Beşir Atalay’ın dediğini mi yapacak?

Yoksa “Hükümetin siyasi iradesine bağlılık olmasaydı, bayrak direğine çıkmaya çalışıp, o bayrağı oradan yere indirmeye cüret eden insana cezası o anda verilebilirdi” söylemindeki Bülent Arınç’a mı kulak verecek?

Ya da“O bayrağı indireni orada indireceksin, yapmıyorsan sorumlusun” diye çıkışan, ardından “O piyon, vurulması için oraya gönderildi. Vurulursa kitleler tahrik edilecek, ortalık karışacaktı” ifadesini kullanan Recep Tayyip Erdoğan’ın yaşadığı med cezire mi uyum göstermeye çalışacak?

Veya hangisini yaparsa suç?

Hangisini yapmazsa suç?

Bilen var mı?

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı