REKLAMI GEÇ

Federalizm ve Türkiye; Québecler ve Kürtler

4 Ocak 2016 Pazartesi

Başkanlık sistemi diye bir tartışmanın akıntısına kapıldı gidiyor Türkiye.
İyi de başkanlığı tesis edecek yapı nerede?

Önce şu sorunun yanıtı net olmalı:
Üniter devlet mi?
Federal bir devlet mi?

Osmanlı İmparatorluğu’na bakalım.
Balkanlar’dan Arap Yarımadası ve Kuzey Afrika’ya uzanan coğrafyada, çok uluslu ve çok dinli bir devlet, Mondros Mütarekesi ile Anadolu’ya çekildi.
Birinci Dünya Savaşı öncesi ve sonrasında Rumlar ve Ermenilerin çoğu ayrıldı.
Bu da yeni kurulacak Türk devleti için daha türdeş bir ülkenin kapılarını araladı.
Her ne kadar Türk’ten Kürde, Çerkez’den Laz’a, Boşnak’tan Arnavut’a farklı etnik kökenler olsa da Türkiye Cumhuriyeti’nin temeli üniter devlet olarak atıldı.
Mozaiği oluşturan etnik yapının parçaları; kültürel ve folklorik düzeyin dışına çıkmadığından, federal bir talep de doğmadı.
Halen Kürtler dışında hiçbir etnik grubun siyasal talebi de yok.

O halde, bu kadar etnik köken varken son çeyrek yüzyılda Kürtler neden öne çıktı?
Birincisi terör örgütüyle…
İkincisi legal siyasi partilerle…
Üçüncüsü de zenginleri, siyasetçileri, sanatçı ve yazarları ile oluşturdukları Kürt burjuvasisiyle…

Peki, tüm Kürt nüfus PKK, HDP ve bunların yandaşları gibi mi düşünüyor?
Bu soruya Kanada’nın Québec Eyaleti’nden örnekle yanıt verelim mi?
Ülkenin en zengin eyaletidir Québec.
Nüfusun yüzde 80’den fazlası Fransız.
Gün geldi “kimliklerini koruyamayacakları” görüşüyle bağımsızlık ilanı için referanduma gittiler.
Eyaletin iktidarı da bağımsızlıktan yanaydı.
İlk referandum 1980’de yapıldı. Bağımsızlığa “hayır” diyenlerin oranı yüzde 60.
İkincisini 1995’te denediler. Yüzde 50.6 hayır çıktı.
Üçüncüsünü deneyemiyorlar, çünkü bağımsızlık talebi giderek törpülendi.
Bir başka örnek İskoçlardır.
Onca denemelerin ardından Birleşik Krallık yanlıları daha ağır bastı.

Geçelim 1 Kasım sonrası artarak devam eden başkanlık sistemi tartışmalarına…
Türkiye’nin toplumsal yapısı federal sisteme yönelecek kadar bölünmüş ve farklılaş mıdır?
Hayır!..
Kürtlerin belli bir kesimi dışında ulusal kimlikle ilgili karşı çıkış yok.
E bir sistemin başarısı için toplumsal kabul gerektiğine göre, yetki paylaşımını eyaletlere yayacak federal anayasayı ve yapıyı nasıl oluşturacaksınız?

Bir şey daha…
“Üniter devletlerde de başkanlık sistemi olabilir” diyenler…
Federalizme giden yolu açmak için milletin kırmızı çizgisi, anayasanın 3. maddesi olan “devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğü” ilkesini ne yapacaksınız?
Bu maddeyi yok sayamayacağınıza göre nasıl değiştireceksiniz?
Sonuç olarak Türkiye’nin, Cumhuriyet ile birlikte kat ettiği yol, federalizmin uzağındadır.
Bu ülkede böylesi bir siyasal kültür yeşermemiştir.
Bu durumda yapılması gereken, kendi iktidarını uzun yıllara yayma amacından ve Türkiye’ye zorla başkanlık elbisesi giydirme inadından vazgeçmektir.

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı