REKLAMI GEÇ

VASİYET

19 Ekim 2015 Pazartesi

Üsteğmen Ünal Darboğaz…
Henüz 35 günlük evli.
Eşi Denizlili Tuğçe Darboğaz, Ankara’da biliyor.
Ama o Dağlıca’da.
Bölücü örgüte yönelik operasyonda şehit düşen 4 askerden birisi genç Üsteğmen.
İçine düşmüş şehit olacağı…
Yakınlarına “şehit olursam Edirnekapı Şehitliği’ne defnedin” vasiyetinde bulunuyor.

Bir başka vasiyet…
Dağlıca’da teröristlerce şehit edilen Jandarma Astsubay Üstçavuş Turgay Topsakoğlu’nun annesi Vasfiye Topsakoğlu anlatıyor:
Oğlum, bana şehit olacağını anlattı.
“Şehit olursam beni Kanlıpınar Şehitliği’ne defnedin” dedi.

Astsubay Üstçavuş Samet Çakır…
Aynı çatışmada o da şehit düştü.
Ailesi İzmir’de oturuyor.
Cenazesi Trabzon’da toprağa verildi.
Çünkü onun da vasiyeti var:
Beni memleketim Trabzon’da toprağa verin!

Oysa biliriz ki vasiyeti;
Ağır hasta olan…
Ölümü bekleyen…
Yaşı hayli ilerleyen…
Yapar.
Yakınlarına;
Vefatımdan sonra şunları yapın,
Beni şu mezarlığa defnedin,
Mezarım babamla, annemle yan yana olsun gibi vasiyetlerde bulunur.
Şimdilerde ise gencecik insanların vasiyetlerini duyuyoruz.

Bunlar gösteriyor ki o bölgede görev yapan asker – polis, “ölüm bana bir nefes kadar yakın” psikolojisinde.
Sadece nerede…
Ne zaman…
Kimi yakalayacağı meçhul.
Vasiyetler o nedenle yapılıyor.

Ve ölümle yatmak…
Ölümle kalkmak…
Ölümle kol kola olmak…
O bölgede görev bitse de yaşanan travma geçir mi?

Çocuğu o bölgede görev yapan ve zil sesi duyduğunda kapıyı irkilere açan anne – baba…
Eşi orada olan Ayşeler, Fatmalar…
“Babam bir gelse” diye dua eden çocuklar…
Yaşadığı psikolojiden kolay kurtulabilir mi?
Güneydoğu üzerinden oy devşirme peşindekiler…
Bir yanıtınız var mı?

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı