REKLAMI GEÇ

D İ K T A T Ö R

9 Şubat 2015 Pazartesi

Öyle anlaşılıyor ki 7 Haziran seçim mitinglerinde ana konular “Başkanlık Sistemi” ve “Sivil Anayasa” olacak…

Ak Parti iktidarda bulunduğu süre içerisinde Türkiye’yi hep değiştirmeye,dönüştürmeye ve tabuları yıkmaya çalıştı.Muhafazakar bir partiden beklenmeyecek hamleler yaptı.

Gündemi kendisi belirledi; diğerleri hep onun peşine takıldı. Ciddi bir şekilde tartışılmaya başlanan son önemli konu ise “Başkanlık Sistemi”.

Recep Tayyip Erdoğan ortaya attığı için tüm muhalefet bu sisteme karşı çıkıyor. Bu sistemi CHP veya MHP önerseydi, yine karşı çıkacaklar mıydı, merak konusu…

Muhalefete göre, iktidarın tüm yaptıkları ve yapmak istedikleri yanlış ve kötü olduğu gibi; Başkanlık Sistemi de diktatörlük demek…

Kasım 2012’de Anayasa Uzlaşma Komisyonu’na verilen teklif hariç; henüz Türkiye’ye özgü bir model tam olarak netleştirilip, halkımızın önüne konulmuş değil… Şu anda dünyadaki modeller üzerinden bir tartışma yaşanıyor.

ABD, Brezilya, Güney Kore, Meksika, Endonezya, Arjantin gibi ülkelerde Başkanlık Sistemi; Fransa, Portekiz, Rusya gibi ülkelerde de yarı başkanlık sistemi uygulanıyor.

Birleşmiş Milletler’e üye altmışaltı ülkede Başkanlık; G-20 ülkelerinin yarısında da Yarı Başkanlık ya da Başkanlık Sistemi uygulanıyor.

Bu sistemin uygulandığı ülkelerde milli gelir ve dış ticaretin yüksek olduğu; ekonomik ve siyasi istikrarın hüküm sürdüğü görülüyor.

Hükümetler güvensizlik oyuyla düşürülemiyor, seçimlerde popülist politika uygulanmıyor, kamu harcamaları asgari seviyeye düşürülüyor. (Fransa’daki uygulama hariç) Başbakan bulunmuyor, koalisyonlar söz konusu olmuyor, kuvvetler ayrılığı ilkesi tatbik ediliyor.

Ak Parti; iktidarının sürmesi için Başkanlık Sistemi’ne geçmesi zorunlu olmamasına rağmen; 1961 ve 1982’de olduğu gibi tekrar bir darbe anayasasına maruz kalmamak; istikrarı, büyümeyi, milli gelirdeki artışı sürdürülebilir kılmak adına Başkanlık Sistemi’ne geçmeyi arzu ediyor; tıpkı yıllar önce Turgut Özal ve Süleyman Demirel’in de telaffuz ettikleri gibi…

Başkanlık Sistemi diktatör çıkarmıyor; aksine yasama ve yürütmeyi ayırarak diktatörlüğü önlüyor. Nitekim Hitler ve Mussolini Başkanlık Sistemi’nin değil; Parlamenter Sistem’in uygulandığı ülkelerden çıkmıştır.

Muhalefet; iktidarın gündeme attığı konularda kendi tezlerini oluşturmalı, anlatmalı ve bu şekilde seçmen kazanmaya çalışmalı, statükoyu terk etmeli, yeniliklere ve değişikliklere açık olmalıdır.

Zaman fani şahısları değil, ülke menfaati için sistemleri konuşmak zamanıdır…

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı