REKLAMI GEÇ

DEVLET BAŞKANINA İTAAT

6 Kasım 2018 Salı

Harran Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ramazan Taşaltın; katıldığı bir televizyon programında; “İslami olarak Cumhurbaşkanı’na itaat etmek farzdır” şeklinde sarf ettiği sözlerden sonra; konuşmalarının çarpıtıldığını söyleyerek; 6 Nisan 2015’ten beri görev yaptığı üniversite ve Cumhurbaşkanlığı makamının yıpratılmasını önlemek adına rektörlük görevinden ayrıldığını açıkladı.

Ramazan Taşaltın’ın istifasından sonra Yüksek Öğretim Kurulu’ndan yapılan yazılı açıklamada: “Akademik camiamızdaki bütün değerli hocalarımızın söz ve fiillerinin ölçülü, makul, ilmi çerçevede ve toplumun hassasiyetlerini gözetir şekilde olmasına azami dikkati göstermelerinin önemi bir kez daha ortaya çıkmıştır” ifadelerine yer verildi.

Rektör konuşmasında; İslam literatüründe” Ülü-l Emr”; yani; “İslam toplumundaki üst yönetici ve toplumsal otorite sahibi kimseler”e “itaat” etmeye atıfta bulunmaktadır.

Ülü’l Emr; bir başka deyişle emir verme yetkisi olan amirler; insanlara görev vererek, bunları ifa etmelerini isterler. Bu şahıslar başkalarını çalıştırmakla kalmaz; kendileri de çalışırlar.

Taşıdıkları toplumsal sorumlulukları yerine getirirken, otorite kurmak ve otoritelerini kullanmak durumundadırlar.

Ülü-l Emr tabiri Kur’an-ı Kerim’de Nisa suresinin 59. ayetinde şöyle geçer: “Ey iman edenler! Allah’a itaat edin, Peygamber’e itaat edin, sizden olan ülü-l emr’e de…”

Dikkat edildiğinde görülecektir ki; Allah’a itaat edin, Peygamber’e itaat edin buyrulurken; “Ülü-l Emr’e itaat edin” denilmemiş; “İtaat edin” emri yinelenmeden; “sizden olan ülü-l emr’e de” şeklinde hitap edilmiştir.

Buradan anlaşılmaktadır ki; Ülü-l Emr’e itaat; itaat mükellefiyeti bakımından Allah ve Peygamber’e itaat mertebesinde değildir.

Ülü-l Emr’e itaat edilmesi için; emirlerinin; Allah ve Peygamber’inin getirmiş olduğu hüküm ve talimatlara uygun olması gerekmektedir.

Nitekim ayet-i kerimenin nazil olma sebebine bakıldığında; verilen emre itaat edilmesinin; emrin meşru olması şartına bağlı olduğu görülür.

Meşru isteklerine uyulması gerekenler sadece başkanlar olmayıp; anne-babalar, komutanlar, ilim sahipleri ve halkın seçtiği kişilerin belirlediği kamu görevlileri de bu kapsam içindedirler.

Hatta; birinci derecede emir sahibi olarak alimler, daha sonra yöneticiler, amirler ve komuta mevkiinde olanlar şeklinde bir sıralama yapmak da mümkündür.

Fahreddin Er-Razi’ye göre; Allah’ın kendisine itaat edilmesini emrettiği kimsenin masum ve hatadan muhafaza edilmiş, korunmuş olması gerekir. Zira Allah-u Teala hata yapması muhtemel bir kimseye itaat edilmesini emretmez. Aksi takdirde; yanlış bir emrin yerine getirilmesi talep edilmiş olur.

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı