KAŞIKÇI’NIN KATLİNİN CEZASI

İslam Hukuku’nda bir kişinin; can dokunulmazlığı bulunan bir başka kişiyi öldürmesine, ya da ölümüne sebep olacak bir davranışta bulunmasına “katl” denir.

Bu fiili işleyen şahıs katil, ya da “cani “; öldürülen kişi de “maktül” olarak isimlendirilir.

Bir can; ana rahminde canlılık kazandığı andan itibaren (zaruri tıbbi sebepler haricinde) dokunulamaz yaşama hakkına sahiptir. Hayatı ve canı veren ve onu geriye alacak olan sadece Allah’tır. Dolayısıyla birisinin başkasını öldürmesi ile intihar etmesi arasında fark yoktur.

Zira insanın yaşama hakkı kendi isteğine bırakılmamıştır. Çaresiz bir hastalığa yakalanan insanın kendisi, yakınları ve sağlık ekipleri hastanın yaşam fişini çekerek; “ötenazi” kararı aldıkları takdirde bu da suç ve günahtır.

İnsanoğlunun kendi cinsine karşı işlediği en büyük suçların başında cinayet gelir. Bu fiilin işlenmesini önlemek, öldürülenin ailesi ve toplum vicdanını tatmin ve adaletin tesisi için cezalar konulmuştur.

Cinayet; kasten, bilerek, önceden tasarlanarak, planlanarak işlenmişse İslam Hukuku’nda “kısas” gerekir. Kasıt olmadan; istemeyerek, hata ile ölümle sonuçlanan fiillerde ise “diyet” devreye girer. Öldürülenin yakınlarının katili affetmeleri kısasın uygulanmasını önlese de; suçun mahiyeti değişmez.

Ancak; kısas uygulanması için; cinayetin önceden tasarlanması ve planlanması şart değildir. Katil ya da caninin; yaptığı eylem sonucunda karşısındakinin öleceğini bilmesi yeterlidir.

Ölümle sonuçlanmayıp, kişinin herhangi bir organının kaybına sebep olan olaylarda; uzuvda kısas uygulanır. Yani; hukuka aykırı olarak, kasten kolu koparılan bir insan söz konusu ise; ceza olarak bu fiili işleyenin kolu kesilir.

Haksız yere, bilerek adam öldüren; öldürdüğü kişinin günahlarını yüklenmiş ve sanki bütün insanlığı öldürmüşçesine ağır bir suç işlemiş ve kötü bir çığır açarak cehennemi hak etmiştir.

Kesici bir alet kullanmaksızın; taş, yumruk veya sopa gibi edevatla kişinin ölümüne sebebiyet verdirmek; kasıt benzeri bir kusurla insan öldürme olarak kabul edilir.

Üzerine (pitbull gibi) azgın bir köpek salma, çelme takma, derin bir suya itme ve benzeri fiiller de aynı kategoridedir

Gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın “elçilikte çıkan bir arbede sonucu ölmesi/öldürülmesi” şeklinde yumuşatılarak sunulan menfur cinayet insanlık nezdinde infiale yol açmıştır.

Tek istisna; Suudi Arabistan’ın (istediği zaman bloke edebileceği) milyon dolarlarının peşindeki küresel kabadayı Trump’tır. Gazeteci Kaşıkçı’nın; evangelist papaz Brunson kadar değeri yoktur. O’na göre bu vahşi cinayet; Suudi Arabistan ile ilişkilerinin bozulmasını gerektirecek kadar önemli bir hadise değildir.

Suudi Arabistan’ın petrol dolarlarının hiç olmazsa bir kısmını niye Türk bankalarında tutmadığını ve Türkiye’de yatırım yapmadığını anlamak mümkün değildir.

Yukarıda İslam Hukuku’na göre; kısaca katl, katil, maktül, cani, cinayet, kısas ve diyet gibi bazı benzeri kavramlar üzerinde durmaya çalıştık.

Vahhabi Suud iktidarının bu elim cinayet sonrasında; suçlu/ların cezalandırılması hususunda takınacağı tavrı merakla bekliyoruz.