REKLAMI GEÇ

VAMPİRLERİN PİYONU IŞİD

9 Ekim 2014 Perşembe

Ortadoğu bir asırdır, sürekli çatışma ortamında… Devamlı olarak iç çatışmalara veya dış müdahalelere maruz kalan çileli bir bölge..Petrol yataklarına sahip olmak bu coğrafyada yer alan ülkelerin ve insanların hem şansı hem de şanssızlığı…

Bu mazlum coğrafyada müslümanlar, yahudiler, hristiyanlar, sünniler ve şiiler gibi çeşitli din ve mezheplerden insanlar yaşıyor… Dünyanın beş büyükleri, menfaatlerine göre, işte bu din ve mezhep ayrılıklarını kaşıyarak, körükleyerek, ateş topu atıp, ortalığı yangın yerine çevirdikten sonra, söndürme bahanesiyle, 1 milyar100 milyon dolar tutan bombalama masrafını da bazı İslam ülkelerine ödettirerek duruma el koyuyorlar.

İslam İslama karşı… Batı ve ABD’nin planının özeti işte bu… İslam Ülkeleri’nin kendi içindeki ve aralarındaki zayıf noktaları belirleyip, küçük yaraları kaşıyarak birbirlerine düşürmek, enerjilerini boşa akıtmak, zayıflatmak, kaos çıkartmak ve sonra da müdahale etmek ve böylece müslümanı müslümana kırdırtmak…

Bizi de hacıvat karagöz gibi parmaklarında oynatmak ve kirli emellerine alet etmek istiyorlar. Daha önceleri olduğu gibi, verdikleri rolü itirazsız kabul eden, yazdıkları senaryoyu harfiyen uygulayan bir Türkiye’yi arıyorlar.

Ama Türkiye eski Türkiye değil. ABD başkanları karşısında el pençe divan duran, “hazır ol”da bekleyen bir 3. dünya ülkesi değiliz artık.

Kendi menfaatlerine göre hareket eden, inisiyatif alan, milyonlarca mülteciyi Anadolu’nun bağrında misafir edebilen, büyük devlet olmanın şartlarını yerine getirebilen bir ülkeyiz.

Türkiye terörle mücadele esnasında otuz bin şehid verirken, Gazze’de insanlar zalim ülke’nin hışmına uğrarken, Suriye’de masum halk kimyasal silahlara, varil bombalarına maruz kalırken uzaktan seyreden dünyanın jandarmaları, kendi ülkelerinin gazetecileri hunharca boğazlanınca harekete geçtiler.

Ne zaman, ne şekilde ortaya çıktığı, organize olduğu ve silahlandığı bir türlü anlaşılamayan ; hiçbir savaş kuralı tanımayan, dini mekanlara saygı göstermeyen, ihtiyar,kadın,çocuk dinlemeyen bir örgüt şimdi dünyayı parmağında oynatıyor…

İlk bakışta böyle görülen bu örgüt, aslında Batı ve ABD tarafından göz yumulan, kendisine hareket alanı verilen, silahlandırılan bir kıtal örgütü. Ortadoğu’da kan ve gözyaşının oluk gibi akmasını isteyen vampirlerin piyonu.

Türkiye’yi IŞİD ile aynı kefeye koyanlar, teröre destek veren ülke konumuna düşürmeye çalışanlar; 49 rehinenin burunları kanamadan kurtarılmasından sonra yüklendiği yeni rol karşısında kontrpiyede kaldılar.

Önemli bir dış yardım almadığı halde iki milyon mülteci barındıran, yaptığı insani yardımda sınır tanımayan Türkiye, Kobani üzerinden şimdi de iki ateş arasına alınmaya, terbiye edilmeye, ayar verilmeye çalışılmaktadır. Daha da ileri gidilerek çözüm sürecinin akamete uğrayacağı tehditleri savrulmakta, sokaklar harekete geçirilmekte, yeni bir muhalefet cephesi oluşturularak hükümetle hesaplaşmaya gidilmekte, ülke savaş alanına döndürülmek istenmekte, kan akıtılmaktadır.

Her şeye rağmen Türkiye’nin; devamlı değişen şartlara, ülkemiz ve bölgenin menfaatleri doğrultusunda ivedilikle uyum sağlayacağına, en doğru kararları vereceğine, üzerine düşeni en akılcı şekilde ifa edeceğine inanıyor ve güveniyorum.

Hem Işid, hem de Suriye’deki rejim sorununun mutlu son ile bitmesini, bölgenin kalıcı bir barış ve huzura kavuşmasını, istikrarın hakim olmasını umuyor ve diliyorum.

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı