REKLAMI GEÇ

Denizli kavruluyor Beyağaç kar altında

3 Mayıs 2013 Cuma

denizli-beyagac-sandıras-dagi-kar-h

Doğanın acımasız yaşam koşullarına dayanan yaşamları düşünürüm bazen, ayakta kalmak için verilen mücadeleyi anlamaya çalışırım ve yaşamın bedelini hesaplama derdine düşerim peşi sıra…
Bugünden geriye doğru gider zaman tünelinde yüz yıl, beş yüz yıl hatta bin yıl ve daha eskiye doğru inip oralarda kalırım kısa süreliğine ve daha geriye gitmeye cesaret edemeyip dönerim.
Oralarda kalıp kaybolmaktan korkarım açıkçası ve bugüne gelip zamana bakarım. Öylesi anlarımdan birindeyim; yıl 2013, aylardan Nisan ve hatta Mayıs’a birkaç gün var…

ic12
Yer Sandıras Dağı’nın kuzey yamaçları, ala karlı etekleri ve bembeyaz zirvesiyle Çiçekbaba karşımda…
Anıt Ormanların tam içindeyim. Kar yolu kapattığı için “iniyoruz” diyorum beraber yola çıktığım arkadaşlarıma. İki ayrı araçta yaklaşık elli doğa sevdalısı, zirve meraklısıyız … Uzun süren yolculuğun sıktığı insanlar bir anda araçtan dışarıya atıp kendilerini sırt çantalarını yüklenip yürüyüş disiplinine göre boş alanda toplanıyorlar.

ic17

Kısa bir bilgilendirmenin ardından yola koyuluyoruz merak ve heyecanla. Zirve karşımızdan bize göz kırpıyor, yaşlı ağaçlar eğilip yol gösteriyor adeta. Kısa süre sonra karlar üzerinde yürür buluyoruz kendimizi.

ic10
Ormanın kendine has sessizliği zaman zaman yerini karlar altından homurdanarak akan suyun gürültüsüne bırakıyor. Anıt ormanların yukarısında orman sınırı üstüne çıktığımızda kar tam anlamıyla hükümdarlığını ilan ediyor. Bu noktadan sonra belirleyici olan o çünkü. Toprağın ısınması ve yeni yağan yağmurların etkisiyle alttan eriyen karlar minik derecikler oluşturarak akıyor zirvelerden aşağılara doğru.

ic19Karın az olduğu yerlerde yeryüzüyle buluşup sonra tekrar karlar altına dalan suların izin verdiği yerlerden fotoğraflar alıp ara sıra da grupla anı fotoğrafları çekiyoruz.
Zamana karşı ya, yapılan yolculuk. Ekonomik kullanmalı zamanı diyerek yürüyüş düzenine geçip tırmanışa başlıyoruz bu noktalardan itibaren. Zira zorlu yürüyüş başlamış ve en yakın durak Kartal Gölü..
Yaşlı bilgeler gibi yamaçlara tutunup aşağılara bakan karaçamların yakınlarından yükseklere tırmanıyor ve bir iki tepeden sonra Kartal gölünü görüyoruz daracık bir vadinin içinden.

ic18
Göl kar-buz içinde azıcık bölümünde suyun maviye çalan rengi seçiliyor gerisi beyaz. Birçok yerde mevsimin yaz sıcaklarına döndüğü düşünülünce bu manzara çok çarpıcı geliyor bizlere.

ic15
Mola hem dinlenme hem de bir şeyler yiyerek enerji toplamamızı sağlayacağı için çok keyifli geliyor hepimize. Kalabalık ekip burada tekrar gözden geçirilerek zirve çıkışı yapacaklar ile göl çevresinde kalacaklar tespit ediliyor.
Kar tırmanışı düzenine geçilerek gölün güney doğu yamacından zirveye çıkıp güney batı sırtlarından geri dönüş planlanarak tırmanışa başlıyoruz.

Çok dik yamaçlardan ve buz tutmuş kar üzerinden yürümek pek kolay olmuyor ekibin öncü ve artçılarına bu tür zamanlarda çok iş düşüyor. Zira öncü el ve ayağındaki özel ekipmanla yol açıyor ve herkes aynı noktalara basarak tırmanıyor.

ic23

Artçı ise geride kalan, zorlanan ve sorun yaşayanlara yardım edip öncü ile telsiz bağlantısı yoluyla koordineli hareket ediyor.
Kartal gölünü arkamızda bırakıp gölden yaklaşık 150 metre daha yüksek irtifaya yükseldiğimizde çevreyi seyretme şansımız oluyor.

ic21 Havanın güzel oluşu bulunduğumuz yerlerden Fethiye Akdağlar’dan başlayıp Denizli Bozdağlar, Honaz dağı, Karcı dağı ve devamında Babadağ’a kadar olan bölgeyi izlememize olanak sağlıyor. Batı da ise Muğla’nın yılanlı dağını da görme şansımız oluyor.

ic6

Kartal gölünden baktığımızda üst sınır olarak görülen ve zirve sanılan noktaya ilk önce ulaşıyoruz. Ama asıl zirvenin burası olmadığı sürprizini orada yapıyorum arkadaşlarıma, asıl zirve olan 2294 rakımlı Çiçekbaba zirvesinin ucu bu yerden birkaç yüz metre daha ilerideki eski kulübenin olduğu yer!

ic7
Kartal gölü istikametinden ilk çıktığımız zirvede anı fotoğrafları çekip uğur böcekleriyle biraz zaman geçirdikten sonra asıl zirveye yürüyoruz.
Çiçekbabanın zirvesinde hafif engebeli ve vadimsi geniş bir düzlük var aslında. Ancak yılın bu zamanında orası da karla kaplı olduğu için farkına varmıyor bir çok katılımcı. Ve üzerinden umursamazca yürüyüp geçiyoruz hedefe doğru.
ic4Nihayet öğle saatlerinden biraz sonra zirveye ulaşıyor ve keyifleniyoruz.

Ekibimizde bulunan Muğla ve İzmirli arkadaşlarımızın dışında Fethiye den de bir grubun aynı gün güneyden Sandıras’ın zirvesi Çiçekbaba’ya çıkacaklarını orada duyuyoruz organizasyonu yapan “Denizli Dağcılık ve Doğa Sporları Kulübü“ (DENDAK) yöneticilerinden.

Bu sürprizle birlikte zirveden çevreyi izlerken güneyden bir grubun yaklaştığını görüyoruz, uzaktan hareket eden minik nokta gibi algılıyoruz onları karların üzerinde. Hem dostlarımızı bekliyor bu arada yemeğimizi yiyor, dinleniyor ve etrafı seyre dalıyoruz…

Bakış yönümüz güney olduğu için karşımızda Akdeniz, batımızda Ege denizi ve tabii ki Gökova körfezi çıplak gözle izleniyor. Köyceğiz gölü ise sanki adımlasak ulaşacakmışız gibi görünüyor gözümüze…

ic11Sandıras’ın zirvesi Çiçekbaba’da bir anda üç ayrı ilden dağcılık meraklısı insanlar olarak buluşuyor, tanışıyor, söyleşiyoruz… Beraber fotoğraf karelerine girip o an’ı ölümsüzleştiriyoruz keyifle…
Doğa sevgisinin, sporun ve hoşgörünün evrenselliği bu olmalı diye geçiriyorum içimden. Hepimiz uzak yerlerden geldiğimiz için dönme zamanımızı ayarlamak zorundayız. “Yolcu yolunda gerek” diyerek dostlarımızla vedalaşıp geri dönüşe geçiyoruz karla kaplı zirvelerden.
Kartal gölüne gelirken vadilerden aşağı kayarak iniyor grubumuzun bir kısmı, bir kısmı ise cesaret edemeyip zig-zaglar çizerek yürümeyi deniyor.

ic20

Coşku heyecan sevinç bir birine karışıyor ak kepenekli Çiçekbabanın kucağında…
Güneş almış başını denizin arkasından geceye yol alırken biz de önce Kartal gölüne ulaşıp orada bizi bekleyen arkadaşlarımızı alıyor, sonra da Anıt ormanın alt bölümünde kalan araçlarımıza ulaşmak için yola koyuluyoruz.

ic2
Anıt ormanın içinden karla kaplı zeminlerden bu kez daha hızlı geçiyoruz. Zira bir çoğumuz kar oynarken ayaklarını ıslatmış bir kısmımız da yorgunluktan bir an evvel koltuğa oturup güzel günün keyfini çıkarmak derdinde.

ic22
Gün geceye, bizler evimize doğru yola çıktığımız saatlerde gözlerde hafif ağırlık, bedenlerde tatlı bir yorgunluk, yüreklerde naif bir günden anılar kalıyordu…
“Yolun bittiği yer”in ötesinde bir günün hikayesiydi okuduğunuz!..

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı