Denizlili Halil Tunçbilek ulaşımda Türkiye’nin zirvesine oynuyor

Hacı Şerif’in katkılarıyla gerçekleştirdiğimiz İstanbul’daki Denizli Röportajlarımızda durağımız Dünya Ticaret Merkezi’ndeki bir şirket; Ultra Teknoloji. Birçoğunuz için şirketin ismi yabancı olabilir ama o işletmenin başındaki isim bir Denizlili; Halil Tunçbilek…

Evet!.. Tahmin ettiğiniz gibi Yatağan Belediyesi’nin eski başkanlarından İsa Tunçbilek’in oğlu, beldenin şimdiki başkanı olan Halil Tunçbilek’in kardeşi Halil Tunçbilek. Ankara’da başladığı iş yaşamını şu an İstanbul’da sürdürüyor. Başında bulunduğu şirket, Türkiye başta olmak üzere farklı ülkelerde önemli tünellerinin inşaatını üstlenmiş, Türkiye’nin metro ve demiryolu sinyalizasyon ağının oluşturulmasında çok ciddi projelerin altına imza atmış. Halil Tunçbilek bizi şirketin yönetim ofisinde karşıladı. Uzun uzun kendisinden, ailesinden ve işinden bahsetti. Tabii ki Denizli’nin metro hayalini de atlamadık.

-Ultra Teknoloji ne zaman kuruldu? Kuruluş öykünüz ve şimdiye kadar yaptıklarınızla başlayalım isterseniz…

-Ultra Teknoloji 1977 yılında kuruldu. 30 yıl boyunca trafik sinyalizasyonu, akıllı ulaşım sistemleri ve elektronik tartı sistemleri konusunda faaliyetlerimize devam etti. 2007 yılında karayolu tünel elektromekanik işlerine başladık. İlk işimiz olarak İstanbul’un enbüyük 3 tünelini yaptık. Bunlar sırasıyla; Kağıthane-Bomonti, Dolmabahçe-Bomontive Sarıyer -Çayırbaşıtünelleridir.2011 yılında ilk yurtdışı tünel siparişlerimiz Gürcistan’dan geldi. Bu ülkede iki önemli tüneli biz yaptık. Şirketimiz 2010 yıllarında gelişim gösteren demiryolu projelerine ilgi gösterdi ve bu konudaki hazırlıklarını tamamlayarak 2012 yılında ilk demiryolu projelerinin ihalelerine katıldı. Bu gün itibariyle 9 büyük çaplı demiryolu işindeki çalışmalarımızı hızla sürdürüyoruz. Demiryollarında elektrifikasyon,sinyalizasyon, trafo besleme ve haberleşme sistemlerini, ileri teknolojiyi kullanarak başarıyla uyguluyoruz. Birçok yabancı ülkede paralel konuları, şirketimiz yakın bir ilgiyle izlemeye devam ediyor.

-Şirketinizin şu andaki cirosu ve iş hacmi nedir?

-Ciromuz bu yıl itibariyle 100 milyon lira civarında. Elimizdeki toplam işin tutarı ise 400 milyon lira…

GERÇEK CİROYU ANKARA’DA YAKALAYAMADIK

-Şirketinizi sonradan İstanbul’a taşıdınız. Bu şehir değişikliği size nasıl yansıdı?

-İstanbul’a gelmemizin nedeni burada aldığımız işlerdi. 2007 yılında tünel işlerini alınca Ankara’da olan şirket merkezimizi İstanbul’a taşıdık. Tabi İstanbul farklı bir yermiş, onu öğrendik. Ölçekler bir anda değişti. Ciromuz ilk yıl 50 misli artış gösterdi, sonraki yıllarda da bu artış devam etti. Bu gün hala ciromuz katlanarak artıyor. Tabi bunun sebebi Ankara yıllarında gerçek ciroyu yakalayamadığımız şeklinde de ifade edilebilir.

– Hayallerinizde, küçüklüğünüzde bu günleri hayal edebilir miydiniz?

-1950’lili yıllarda ne hayal kurabilirdik ki? Bizim nesil şansız bir nesil… Her on yılda bir ihtilal yaşayarak büyüdük. Yeni nesil daha özgür ve demokratik bir yaşama sahip. Büyük işleri bu neslin gerçekleştireceğinden eminim.

-Biraz da sizden bahsedelim. Hangi tarihte, nerede dünyaya geldiniz?

-1 Ocak 1949 tarihinde Yatağan’da doğdum. Aslında bağ bozumunda dünyaya gelmişim. Neden 1 Ocak diye soracak olursanız, birçok arkadaşımın da olduğu gibi muhtar doğum tarihimi 1 Ocak olarak yazmış.

__________________________________________________________________

__________________________________________________________________

BİR AİLEDEN İKİ BELEDİYE BAŞKANI

-Aileniz Yatağan’da çok iyi tanınıyor. Okuyucularımız için siz anlatır mısınız?

-Rahmetli babam İsa Tunçbilek, uzun yıllar Yatağan’da belediye başkanlığı yapmıştır. Hatırladığım kadarıyla bu süre yaklaşık 25-30 yıl arasındaydı. Babam önceleri tarak imalatı yapmış. Belediye başkanı olduktan sonra ise vefatına kadar o işi yapmış. Daha sonra küçük kardeşim Tuncer Tunçbilekbu görevi sürdürmeye devam etti. Halen Yatağan’ın belediye başkanlığı görevini yürütüyor.

-Peki anneniz?

Rahmetli annem Hatice Tunçbilek, nur içinde yatsın, o günün olanaklarıyla 6 çocuğu sağlık içinde büyütmüş. Bence dünyanın en güzel mesleğini en iyi şekilde yerine getirmiş. Allah rahmet eylesin.

-Anne ve Babanız aramızdan ne zaman ayrıldı?

-Babam 1971, annem ise 2010 yılında hakkın rahmetine kavuştu. Babam 56 yaşında, annem 85 yaşında vefat etti.

-6 kardeş olduğunuzu söylediniz. Onlar ne iş yapıyor?

– 6 kardeşiz. 2 kardeşim Ali ve Erkan Tunçbilek, sanayicilik yapıyorlar. Bir diğer kardeşim TunçkanTunçbilek ise nakliyeci. Belediye başkanı olan Tuncer Tunçbilek’in dışında öğretmenlik yapan YurdaşenTunçbilek isimli bir kardeşim daha var.

YATILI OKULDAKİ ARKADAŞLARIMLA SICAK İLİŞKİLERİMİZ SÜRÜYOR

-Öğrenim hikayenizi anlatır mısınız?

-İlkokulu Yatağan’da okudum. Ortaokulu Denizli Sanat Enstitüsü’nde bitirdim. Lise öğrenimimi Denizli Lisesi’nde yaptım. Lisede yatılı olarak pansiyonda kaldım. Yatılı okuldan birçok arkadaşımla bugün bile görüşmeye, güzel ilişkiler sürdürmeye devam ediyoruz. Üniversite öğrenimime İstanbul Teknik Üniversitesi’nde (İTÜ) Elektronik ve Haberleşme Mühendisliği bölümünü okuyarak devam ettim.

-6 çocuklu bir aile geçindirmek oldukça zor olmalı…

-O yıllar millet olarak büyük bir fakirlik yaşıyorduk. Büyük bir aileyi geçindirmek zordu. Rahmetli babam o günkü yokluklar içinde bile elinden geleni yaptı. Vefat etmesinden sonra ben devletin verdiği kredi ile öğrenimime devam ettim. Tabi o yıllarda Almanya’da çalışan Ağabeyim Ali Tunçbilekbüyük destek verdi ailemize…

-Peki medeni haliniz. Çocuklarınız var. Hatta oğlunuzla teşvik-i mesai içindesiniz …

-1977’de eşim Ayşegül ile evlendik. Bu günlerde 36. Yılı devirdik. 2 çocuğumuz var. Oğlum Serkan ve kızım Merve’yle gurur duyuyorum. Onları çok seviyoruz. Serkan(32) ile artık mesai arkadaşıyız. Ve yalnızca baba değil aynı zamanda dedeyim. Aslan Ömer isimli bir de torunum var. (Gülüyor)

KEŞKE’Yİ HAYATINIZDAN ÇIKARIN

-İş hayatınızda sizi farklı kılan, gençlere örnek olabileceğini düşündüğünüz, onlara ışık tutabilecek yönleriniz, tercihleriniz ve adımlarınız nelerdir…

-Başarı için öncelikle cesaretinizin olması gerekir. Tek başına cesaret bazen kötü neticelerde getirebilir. Kararlı olmak,yenilikçi olmak ve yılmamak gerekir. Ben hayatım boyunca “keşke” kelimesini kullanmadım. Gençlere tavsiyem, bu kelimeyi hayatlarından çıkarmaları olacaktır.

– Denizli ile ilgili neler söyleyebilirsiniz?

-Denizli bizim gençlik yıllarımızda çok şirin bir yerdi. Doğal olarak son yıllarda nüfus arttı ve yapılaşma çoğaldı. Ama bugün bile
pekçok şehirden daha ileridir. Denizli halkı yatırımcıdır ve ticari ahlaka sahiptir. Bu gün tekstil sektöründe öncü olması bu özelliklerinden gelir.

-Denizli deyince aklınıza ilk ne geliyor?

-Horoz, Denizli Horozu. 6-7 yaşlarında benimde çok güzel bir Denizli Horozum vardı.

DENİZLİ’YE METRO PEKALA YAPILABİLİR?

-Türkiye’de çok sayıda önemli metro inşaatını üstlendiniz. Denizli’de bir dönem Zeybekcimetroyu dillendirmişti. Geçen 9 yılda olmadı.

-Bence Denizli metroyu çoktan hak ediyor. Acıpayam çıkışından takip edip, İstiklal Caddesi üzerinden ana caddeye, oradan kentin üst kesimlerine, bir taraftan da istasyon caddesinden Ankara Asfaltı ve OSB’ye kadar kesinlikle metro olmalı.

-Rantabl olmadığı yönünde açıklamalar yapıldı. Ne düşünüyorsunuz?

-Avrupa’da 100 Bin nüfuslu kentlerde metro var. Hatta 100-150 yıl önce yapılmış. Metro artık çağdaşlık ve gerekliliktir. Biz de yumurta ağzına gelinceye kadar beklenir. Bence metro Denizli’ye çok yakışır.

Sohbetimiz tamamlanıyor. Yanımda getirdiğim hediyeyi uzatıyorum. Röportaj Sponsorumuz Hacı Şerif’in birbirinden enfes tatlılarından oluşan paketi alan Tunçbilek, memleketinden tanıdık bir lezzetle karşılaşmanın mutluluğunu yüzüne yansıttı. Tatlı bir sohbeti tatlı bir şekilde sonlandırıyoruz. Tunçbilek, Hacı Şerif’e vurgu yaparak tekraren teşekkür ediyor ve memleketine bizler aracılığıyla selam iletiyor.