REKLAMI GEÇ

Heykeli dikilecek adam: Kadir Kameroğlu

21 Mart 2013 Perşembe

denizli-civril-ekol-istanbul-kadir-kameroglu-h

Mehtap KOÇ GÜRCAN

Yokluk içinde dünyaya geldi. 4 yaşlarındayken vücudunun önemli bir bölümü yandı, doktorlar ‘yaşamaz’ dediler, anne-babasının çabası yaşattı.

En büyük hayali okumaktı, ilkokulu bitirdiği hafta terzihaneye çırak verildi….

17 yaşında şapka üretimi yapan işletme sahibiydi… 16 yıl sonra her şeyi satıp Karadeniz Ereylisi’ne taşınarak kuyumculuğa başladı…

Kısa süre sonra İstanbul’a taşındı… Türkiye’nin Kuyumculuk Sektörü’nün zirvesine oturdu. Kazandığı parayla neredeyse Çivril’in tüm kamu binalarını yaptırdı.

8 okul yaptıran, Çivrilli çocukların ALTIN DEDESİ Kadir Kameroğlu, Dostlar Meclis’nde İstanbul Temsilcimiz Mehtap Koç Gürcan’ı ağırladı…

 

KAPALI ÇARŞI’NIN DA KADİR AMCASI

Rüzgarlı bir İstanbul günü… Yılın son soğuk günlerinde içimizi ısıtacak sıcak bir sohbet için sözleşiyoruz Kadir Amca ile. Bizi Kapalı Çarşı’daki yerinde ağırlayacağını söylüyor… Biz de Eminönü’ne doğru yola çıkıyoruz…

Kapalı çarşının ışıltılı ‘Kuyumcular Caddesi’nde yürürken Kadir Kameroğlu’nu nerede bulacağımızı soruyoruz. Her sorduğumuz esnaf sanki daha önceden çalışmış gibi tarif veriyor bize… Burada herkes Kadir Amca’yı tanıyor. Bir kaç uzun ve dar sokaktan geçiyoruz ve en nihayetinde ulaşıyoruz bizi ağırlayacağı yere. Eski bir iş hanını anımsatan dar koridorlardan geçerek, gri bir demir kapının önüne ulaşıyoruz. Kapıda bir yazı: ‘Dostlar Meclisi’… İşte burası diyoruz ve kapıyı çalıyoruz.

Küçük bir odanın köşesinde bulunan masasından kocaman bir gülümsemeyle kalkıyor ve ‘Hoşgeldin Mehtap kızım. Adın gibi odama ‘Mehtabı getirdin’ diyor. Daha ilk saniyelerden bol kahkahalı bir sohbetin sinyalini alıyoruz ve koyu bir sohbete dalıveriyoruz…

kameroglu-rop

YAPTIRDIĞI OKULLARIN HİÇBİRİNİ VERGİDEN DÜŞMEDİ!

Kameroğlu soyadını bütün Türkiye tanıyor ama Çivrilli binlerce çocuk okullarının adından biliyor. Çeşitli isimlerde Kameroğlu soyadını taşıyan 8 okul bulunuyor. Neden dur durak bilmeden okul yaptırıyorsunuz?

Ben okumaya aşıktım. Ama gel gör ki Çivril’de okul ne gezer… Sabancı’nın dediği gibi Oxford vardı da biz mi okumadık?  İlkokulu bitirdim sonraki mektep hayatım için Denizli’ye ya da Uşak’a gitmek zorundaydım. Ee ben de yoksul bir ailenin çocuğuydum. Babamların beni okumak için şehre gönderme imkanı yoktu. Ben de Allah’ın bana hayırlı işleri için kazandırdığı paraları okul yaparak harcıyorum. Okuyamamanın hıncını alıyorum. Sanki bir öc almış gibi rahatlıyorum okul yaptırınca. Yaptırdığım okullara da rahmetli anamın, merhum babamın, kıymetli eşimin ve kendimin adlarını verdim. 

kameroglu-okul
Kameroğlu’nun ilkokul yılları

Peki maliyetli bir iş mi? Yani vergiden falan düşülmüyor mu?

Elbet maliyetli. Ama her bir kuruşu da helal olsun çocuklarıma. Okul yaptırırken vergiden düşmek istersen devlet öyle bir hak tanıyor. Ama ben bu hizmetlerimin hepsini vergisi ödenmiş kutsal kazancımdan yapıyorum. Hiçbir suretle vergiden düşmüyorum. Ben devletime milletime duyduğum büyük bir aşkın sonunda bunu yapıyorum. Bir de vergiden mi düşürseydim?

kameroglu-kitap

İlkokul mezunusunuz ama köşe yazarlığından, kitap yazmaya kadar pek çok marifetiniz var…

Sanırım bunlar da hep içimdeki okuma sevgisinden. Çivril’de bir gazete çıkarıyorum ve köşe yazarlığı yapıyorum. O da yetmedi bir de kitap çıkardım. Adı: Dostlar Meclisi. Tam 487 sayfa… İstedim ki torunlarım, torunlarımın evlatları beni daha yakından tanısın… ‘Kimmiş bu Kadir Dedem?’ diye sorduklarında bütün ayrıntılarıyla sorularının yanıtlarının benim ağzımdan duyabilsin. Bu amaçla beni ve bütün hayatımı anlatan bu kitabı çıkardım. Umarım bir hatamız olmamıştır.

kameroglu-kitap-2

Okuma aşkı içindesiniz ve okuyamadınız… Çocukluk döneminize unutulmaz bir yara açmıştır elbet…

Hem de nasıl… O günü hiç unutmadım… İlkokul bitti. O akşam babam bana “Oğlum hangi sanatı yapacaksın?” dedi. Ben de “ Bana ben okuyacağım” dedim. Babam da” Oğlum okul yok nerede, nasıl okuyacaksın?” dedi. Bana kalsa ben Uşak, Denizli, Isparta hatta Manisa’ya gideceğim ama imkanlarımız sınırlı. Çok ısrar ettim ama babam en sonunda “Sen terzi çırağı ol” dedi. 3 gün sonra terzi çırağı oldum.

 eski-5Babası Ali, Annesi Rasime ile birlikte

“17 YAŞINDA ŞAPKA DEVRİMİ YAPTI

Terzi çırağı olarak işe başlayan Kadir Kameroğlu o günleri nasıl geçirdi?

Bir dükkana verdi babam beni. Baktım dükkanda benim gibi 7-8 tane çırak var. Orada kaldım kalfa oldum ama ne uzadım ne kısaldım. Ee ticarete atılayım desem sermayem yok… Sanayiye gideceğim mesleğim yok. Ben de en sonunda düşündüm taşındım ve öğrendiğim meslek olan terzilikte bir yenilik yapmaya karar verdim.

Neydi o?

Bizim bölgede şapka imal eden bir atölye yoktu. (kasket) Ben de bunu yapmak için 17 yaşında İzmir’e gittim. 3-4 ay bir şapkacının yanında çalıştım öğrendim. Ardından Çivril’e döndüm ve kendi atölyemi kurarak ilçemde üretim yapmaya başladım. Kendim 17 yaşındaydım, yanımda 27 yaşında çalışanlarım vardı.

 

ATASAY KAMER TEŞVİK ETTİ, KARADENİZ EREYLİSİNE TAŞINDIK

Terzicilik kaç yıl sürdü? Kuyumculuğa geçiş nasıl oldu peki?

Çok sıkıntılar çektim tam 15 yıl. 15 yılın ardından sizler de biliyorsunuz Atasay Kamer, o benim amca oğlumdur. Çok iyi niyetli, fevkalede bir insandır kendisidir. Benim şekil ve şemalime, insancıl yanımın fazla olduğuna güvenerek bana yardımcı oldu.

Nasıl yardım etti? Sermaye mi verdi?

Hayır. Sermaye falan verdiği yok. Lafla sermaye. Bana kuyumculuk sektörünün ne kadar karlı olduğunu ve benim bu işin üstesinden gelebileceğimi anlattı. Bende bu konuşmaların ardından Karadeniz Ereğlisi’ne gidip orada bir kuyumcu dükkanı açtım.

haci-serif-don-hel

EŞİME MİNNET BORÇLUYUM

Parayı nasıl toparladınız?

Kasket işinden iki dükkan yapmıştım. Bir de bağım vardı. Hepsini eşim sayesinde yapmıştım o zaman da. Benim eşim çok acardır, çalışkandır. Onunla birlikte bağ bahçe, tarla edindik. 4 çocuğum olmasına rağmen, birlikte gece gündüz demeden çalıştık. Onları satarak sermaye yaptık. Kuyumcu dükkanı açtık. Zamanı iyi değerlendik.

Nasıl gitti işler?

Ben zaten oradaki halkın psikolojisini biliyordum. Halka çok yakın durdum. Zamanın enflasyonunun da faydasıyla işler çok iyi gitti.

Siz bir Çivril aşığısınız. Neden Çivril’de değil de Karadeniz Ereğlisi’nde açtınız ilk dükkanı?

Karadeniz Ereğlisi işçi yatağıdır. En çok Almanya’ya göç veren şehirlerden biridir. Kömür ocaklarında çalışan insanlar Avrupa’da iki misli para
neviset-kameroglukazandılar. Ben de bu Almancıların duygularına cevap vermem, onları iyi anlamam, beni bölgenin en iyi iş yapan kuyumcusu haline getirdi.

Peki oraya yalnız mı gittiniz?

Evet ilk gidişim yalnız oldu. Eşim ve çocuklarım 6 ay kadar Çivril’de kaldı. Daha sonra onları yanıma aldırdım. İşimiz çok iyi gitti. Ben de iki dükkan açtım.

İsimleri yine Kameroğlu’muydu?

Evet. Soyadım olduğu için. Bugünkü markamı kuyumculuğa ilk başladığım günlerden itibaren kullanmaktayım.

 

KARADENİZ EREĞLİSİ DAR GELDİ İSTANBUL’DA ALDIM SOLUĞU

Daha sonra İstanbul’a geliş nasıl oldu?

Karadeniz Ereğlisi’ne 2 dükkan açınca, artık orası bana dar gelmeye başladı. Ben de İstanbul’a geldim. Burada toptan kuyumculuğa başladım. Oğlanlarım da hayırlı çıktı. Elhamdülillah, onlara en iyi sermayeyi verdim, dürüst yetiştirdim. Daha sonra Cenab-ı Allah’la başladım pazarlığa…

Ne pazarlığı?

Küçük yaştan beri içimde bir ukte olan eğitime hizmet duygusunu vaaddettim Cenab-ı Hak’ka… Dedim ki “Rabbim bana verirsen ben de bu işlere kendimi adayacağım” dedim.  “Ya bunları yapmazsan?” dedi. “Ben de sözümden dönmem” dedim. O da bana verdi de verdi, verdi de verdi… Ben de doğduğum, büyüdüğüm, etini yediğim, sütünü içtiğim memleketime hizmetler yağdırdım. Başkalarının da yapmalarına vesile oldum.

kameroglu-mehtap-1

DEVLETİN ÜSTÜN HİZMET MADALYASI VERDİĞİ 106. KİŞİ OLDUM

Bu hizmetleriniz de ödülsüz kalmadı elbet…

Tabi, önce Çivril halkının sevgisini kazandım. Sonrasında devlet de yaptıklarımı gördü ve Türkiye’ye de 106. Denizli’de de benden başka kimsede bulunmayan Devlet Üstün Hizmet Madalyası aldım. Bu ödülü almak çok zor. Devlet bu ödülü verirken bütün secerene bakıyor. Benim de çok şükür alnım ak. Ben bugün 79 yaşındayım. Bu yaşıma kadar şahitlik dahil, hiç bir neden için mahkeme yüzü görmedim. Kanun da benim bu madalyayı hak kazandığımı belirtmiş. Ben de dönemin Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in elinden madalyamı aldım. Bir de ayrıca Devlet Üstün Hizmet Ödülü de aldım Büyük Millet Meclisi’nden. Başka kurum ve kuruluşlar tarafından da yüzlerce plaketim var.

Bugün bu okullarda binlerce çocuk okuyor. Bu çocukların yarınlara sizin temelini attığınız binalarda hazırlanmasını bilmek nasıl bir duygu?

Bu zevkine doyum olmayan bir duygu. Bunun dünya üzerinde hiç bir maddi karşılığı yok. Yaptırdığım okullar da yetmedi. Çivrilime ve Çivrilli çocuklara hizmet etmek amacıyla bir vakıf kurdum. Çivrilliler Eğitim ve Kültür Vakfı (ÇEVAK). Bugün bu vakıfta yüzlerce öğrencimize burs veriyoruz. Sağolsun Çivrilliler de buna sahip çıktı ve bugün Türkiye’de itibar gören önemli bir vakıf haline geldi vakfımız. Ben artık yaşlandığım için oranın Mütevelli Heyet Başkanı’yım. Vakıfta çeşitli sosyal faaliyetlerimiz devam etmekte.

DOKTORLAR YAŞAMAZ DEMİŞLER ANNEMLE BABAM VAZGEÇMEMİŞ

Çivrilli çocukları bir kenara bırakıp sizin çocukluğunuza gelecek olursak… Çocukluk yıllarına dair en özlediğiniz şey ne?

İğde… Çivril’de neredeyse her evin bahçesinde iğde ağaçları vardı. Bu ağaçların dallarını dolduran iğdeler özellikle çocukların abur cuburuydu. Sonbaharda analarımız bu ağaçların meyvelerini sırtlarına taktıkları torbalara doldurur evde sererek kuruturlardı. Sonrada bunu elekten geçirir toz kıvamına getirirlerdi. Ben de böyle büyümüşüm, 4 çocuğum da bu şekilde büyüdü. Bence günümüzdeki bebek mamalarından çok daha besleyici ve doğal bir gıdaydı.

kameroglu-anne-teyzeAnnesi ve teyzesi ile birlikte

Çocukluğunuza dair hatırladığınız en eski anınızı bizimle paylaşır mısınız?

Yaklaşık 3-4 yaşındaydım. Kış günü küçük odaya kurulmuş teneke odun sobası gürül gürül yanıyordu. O zamanlar kömür alacak paramız olmadığı için odun yakılan teneke sobalar kullanılırdı. Akşamları döşekleri sobanın etrafına serer o odada hepimiz uyurduk. Annem evin altındaki kilere gidip turşu kurarken ben de odada tek başıma kalmışım. O sırada sobadan sıçrayan bir kıvılcım benim küçüklük fistanımı yakmaya başladı. Ben de çığlık kıyamet ağlıyorum… Rahmetli anam sesimi duyup yanıma koşuncaya kadar karnım ve bacaklarım yandı. Tabi o yıllarda Çivril’de hastane de yok. Sadece ara sıra uğrayan bir doktor var. O da gelmiş ve bu çocuğun yaşama şansı yok demiş. Ama annemle babam vazgeçmemiş aylarca uğraşarak beni hayata döndürmeye başardılar.

MANAVLARA KARPUZ TAŞIR KARŞILIĞINDA EVE KIRIKLARINI GÖTÜRÜRDÜK

Peki çocukluk döneminin unutulmazları, oyuncaklar… Sizin oyuncağınız oldu mu?

Ne gezer… Hiç parayla alınan ya da hediye edilen oyuncağım olmadı. Çakıl taşları, gazoz kapakları, karpuz kabukları,  eski elbiselerden yumak yapılmış toplar bizim oyuncaklarımızdı.

Okula giderken harçlık almaz mıydınız?

Paranın ne olduğunu bilmezdik ki? Sadece ben değil, benim dönemimdeki pek çok Çivrilli çocuk da bilmezdi. Ana babalarımızda da para yoktu ki bize harçlık diye versinler. O zamanlar ulaşım araçları yalnızca trenlerdi. Mevsim meyveleri falan da trenle taşınırdı. Trenle istasyona gelir, oradan da at arabalarına yüklenir Pazar yerine giderdi. Biz de küçücük ellerimizle karpuz gibi meyveleri at arabalarına taşırdık. Bu işte de bize para vermezlerdi. Elimize taşırken kırılan karpuzlardan verirlerdi. Biz de bu karpuzları eve getirir kendimizce ailemize destek olurduk.

kameroglu-mehtap-2

Yokluk içinde geçmiş çocukluğunuz… Ama kendi çocuklarınıza daha güzellerini yaşatmışsınızdır galiba…

Elimden geleni yaptım diyebilirim… Büyük çocuklarımın da bebeklik dönemleri yine bizim maddi olarak sıkıntıda olduğumuz yıllara dayanıyor… Ama imkanım oldukça çocuklarıma harcadım diyebilirim.

Peki onlar okuyabildi mi?

Kızım okudu sadece. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nden birincilikle mezun oldu. Şimdi o Antalya’da doktor. Diğer çocuklarım da 80 dönemi mağdurlarından. Biri üniversiteyi bırakmak durumunda kaldı. Diğer çocuklarım da lise mezunu. Okuma duygumu yalnızca kızımla tatmin ettim.

Bugün Türkiye’nin sayılı işadamlarından birisiniz. Pek çok imkana sahipsiniz. Belki de pek çok yer gördünüz. Peki bugün gözünüzdeki Çivril değişti mi?

Ben bütün dünyayı dolaştım en güzel ülke Türkiye, Türkiye’nin de en güzel yeri neresi biliyor musunuz? Çivril… En güzel insan da kimi gördüm biliyor musunuz? Anacağımı gördüm… babacığımı gördüm. Onlar bizi yok yoksul bir zamanda, İkinci Dünya Harbi’nin acımasız ve zor günlerinde büyüttüler.  Gözümdeki bu değerler hiçbir zaman değişmedi, değişmez de… Ama Çivril’e üzülmemek elde değil…

 

“DURUMUM OLSA ÇİVRİL’E BİR HASTANE YAPTIRACAĞIM”

Neden üzülüyorsunuz?

Çivril hala 30-40 yıl önceki Çivril… Bütün dünya değişti ama bir Çivril değişmedi… Devletin hizmetlerinde ihmal var. Mesela Çivril Devlet Hastanekameroglu-karnesi perişan… Teknik heyet gelmiş ve ‘Bu bina en ufak bir depremde yıkılır’ raporu vermiş. Heyet bunu demesine rağmen bir türlü hastane yenilenmiyor. Bugün hastane yapacak durumum olsa hiç kimseye müdana etmeyeceğim, kendim yaptıracağım. Yapmaya niyetliyim fakat şimdi imkanım yok.

Peki siz şimdi ne yapıyorsunuz? Hala ticaret devam mı?

Benden geçti artık be kızım. Ben zamanında çok iyi bir tezgahtardım. Ama şimdi benden geçti artık. İşimi çocuklarıma devrettim. Şimdi sosyal içerikli çalışmalar yapıyorum. Ben kendim kiralarımla geçiniyorum. Ticaretten kazandığım karları da hemşehrilerimle paylaşıyorum okul ve cami yaptırmak gibi hizmetlerle.

Artık bir anlamda emekliye ayrılmış Kadir Kameroğlu’nun bir günü nasıl geçiyor?

En geç saat 6’da kalkarım. Her gün bir saat yürüyüş yaparım. Ama ben çok tamir oldum. Kalbimde pille yaşıyorum. Ama hareketim olmadan yaşayamam. Çünkü durursam ölümü bekliyorum olur. Ben ölüme direniyorum. Tamam Allah’tan geldik, Allah’a döneceğiz, buna inanıyorum ama sağlıklı yaşamaya özen gösteriyorum. Az yemeye çalışıyorum ama pek başaramıyorum. Yeme alışkanlığından ve şu göbekten kurtulamıyorum. Onun da nedenini biliyorum aslında…

Nedir?

Küçüklüğümde yiyemediğim çok şey vardı. Yokluktan dolayı öyle güzel yemekler, tatlılar ne gezer… Hiçbirini göremedik biz çocukluğumuzda… Şimdi bulunca da dayanamıyorum yiyorum…

kameroglu-ataturkMehtap sorunca, duvarda duran Atatürk resmini gösteriyor

Pek çok kişi iş adamı ve hayırsever yönünüze hayran… Peki ya siz? Siz kime hayransınız?

Bir Atatürk hayranıyımdır. Laik ve liberal politikayı izlerim. Sayın Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan da takdir ettiğim kişilerdendir. Ayrıca; Yunus Emre ve Mevlana hayranıyımdır. İnsan odur ki bırakırsa bir eser, eser bırakmaz ise yerinde yeller eser…

Eser demişken sırada da yine çalışmaları devam eden bir camii var. Çalışmalar nasıl gidiyor?

Çok iyi. Planladığımız gibi gidiyor. Kütüphaneli cami yaptırıyorum. Daha çok külliye diyebiliriz aslında. İçinde imam evi, müezzin evi mutfaği, aş evi, kuran kursu gibi bölümleri olacak. Dinimizi, Laik Atatürk ilkelerini de Demokratik Cumhuriyet şeklinde yavrularımıza öğretmek adına bu camiyi yaptıracağım. Bu camiye de rahmetli anacığımın adını vereceğim: Rasime Kameroğlu Camisi.

kameroglu-camiCaminin yapımını İstanbul’a gönderilen fotoğraflardan takip ediyor

AŞKSIZ BİR ÖMÜR GEÇMEZ; ASLOLAN AŞKTIR

Bir de sizin ‘Aşk’ inanışınız var. Nedir bu ‘Aşk’ın hikmeti?

Aşk olacak. Aslolan aşktır. Aşk olmadan ne muhabbet olur, ne huzur olur… Aşk deyince herkes başka anlar ama aşk sevmektir. Aşk insanları yüceltir. Aşk Allah’a ve onun yoluna duyulan aşktır. İnsanları topluma hizmet eden adam haline getirir. Aşk insanı güzelleştirir.

Peki sizin gözünüzde ‘Güzel insan’ kimdir?

En güzel insan insanlara en faydalı olandır. En güzel insan zenginler değildir, En kötü insan zenginlerdir. Burada zenginler derken; parası olup da bu memleket için uğraşmayan, paylaşmayan insanlardır. Şu parmağımızdaki yüzüğü götürme şansımız var mı? Benim şahsen bugün bankada 100 bin liram yok. Ben bugün Devlet Üstün Hizmet Madalyası aldığım için özel bir törenle gömülmeye hak kazandım ama ben cenazemi belediyenin kaldırmasını istiyorum. Necip Fazılın dediği gibi; Ölümümde istemem ne merasim ne toparaba, alıp beni götürsün 4 bana inanmış adam…

Son olarak şu Dostlar Meclisi’ne değinelim. Kimler gelir, neler konuşulur bu mecliste?

Dostlar gelir, dostane sohbetler edilir bu mecliste. Dost her şeyi paylaşır değil mi? İşte biz de buraya oturanlarla, tıpkı sizin gibi sohbetler ederiz. kameroglu-dostlar-mecKimi zaman hüznümüzü, kimi zaman da mutluluklarımızı paylaşırız… Ama bunu herkes anlayamıyor. ‘Bu dostlar meclisi de neymiş?’ diyenler de çıkıyor. Ben de çok güzel bir cevap veriyorum.

Ne diyorsunuz?

Bunu başıma gelen bir olayla açıklayayım. Yıllar önce Çivril’deki Dostlar Meclisi’nin önünden bir gün 2 tane çantalı adam geçti. Sonra beni merak etmişler, içeri girmişler. Bakmışlar vergi levhası yok, bir ürün yok… bu adam burada ne yapıyor diye daha çok merak etmişler. Sonra bana geldiler… ‘Ne yapıyorsunuz burada, ne satıyorsunuz?’ diye sordular. Ben de ‘Okuyup yazman var mı?’ dedim. Onlar da var dedi. ‘O zaman okuyun burayı’ dedim. Okudular; ‘Dostlar Meclisi’ Hala anlamadılar, ‘Ee ne satıyorsun’ dediler. Ben de onlara ‘Burada gönül alıp, gönül satıyorum’ dedim. Görünen bir şey yok ama burada yapılan sohbetlerde göze görünmeyen çok şey var.

kameroglu-haci-serif

Bol kahkahalı, zaman zaman geçmiş anılarla siyah beyaz bezeli bir sohbeti geride bıraktığımızda havanın da kararmaya yüz tuttuğunu görüyoruz. Hacı Şerif’in en seçkin ve karma lezzetlerinden oluşan hediyemizin tatlandırdığı saatlerin ardından ‘Ee yolcu yolunda gerek’ diyerek vedalaşıyoruz Kadir Amca ile. Sımsıcak bir kucaklamayla uğurluyor bizi. ‘Kusura bakmayın artık 100’e 21 kala bazen unuttuklarım da oluyor’ diyor, mütevazi, hoşgörülü, gönülçelen tavrıyla. Bir kez daha Dostlar Meclisi’nde görüşmek, yine uzun uzun sohbet etmek için geleceğimize söz vererek yanından ayrılıyoruz.

Yorumlar

Ertuğrul Hidayet   -  Bağlantı 11 Mayıs 2017, 19:41

inanan insanın yüzü güleç olur,gönlü herşeyden geniş olan yücelikten ve şöhretten nefret eden,Allaha şükrü ve niyazı olan Kadir Ağbime Allah rahmet eylesin mekanın cennet olsun.1993 Yılında bana verdiğin değerli emanetlerinden dolayı minnettarım

İlhan Ekse   -  Bağlantı 1 Aralık 2016, 14:15

Ruhun şad,mekanın cennet olsun.Çivrile bıraktığın eserleele yaşayacaksın.

TURGUT GÜVEN   -  Bağlantı 1 Aralık 2016, 11:12

RUHUN ŞAD OLSUN.TEMİZ RUH.SİZİ DAHA ÖNCE TANIYAMAMIŞTIM ŞİMDİ HAYATINIZI VE YAPTIKLARINIZI OKUMA ŞANSIM OLDU . MEVLAM SİZİN GİBİ İNSANLARI CENNETİ İLE ŞEREFLENDİRİR DİYE ÜMİD EDER AİLENİZE HAK’DAN SABIR DİLERİM.

Korkut Tekin   -  Bağlantı 19 Mart 2016, 16:47

öncelikle saygı ve sevgilerimi sunar ellerinizden öperim,röportajınızı okudum ve çok duygulandım allah sizlere uzun ömürler versin.Tecrübelerinizden yararlanmak için DOSTLAR MECLİSİ adlı kitabınızı okumak isterim sizden alma şansımız varmıdır acaba.?

ertugrul cengiz   -  Bağlantı 21 Ocak 2016, 20:42

Sevgili Kadir abi Seninle gurur duyuyoruz.Neviset halama selam.

aysel babayiğit   -  Bağlantı 13 Temmuz 2014, 23:15

Merhaba Kadir bey amca,beni hatırlayabilirsin umarım,ereğli den arkadaşın şimdi aramızda olmayan Mehmet-İkbal babayiğit in geliniyim, ropörtajınızı bugün okudum,inanın gözyaşlarımı tutamadım,Ereğli de geçen eski günleri hatırladım,istemeye geldiğiniz günü, nikahımı 30. km deki dere kenarında yaptığımız piknikleri…daha neler neler…sizleri ii ki tanımışım.Nevşethanım teyzemi sizleri çok seviyorum umarım birgün karşılaşırız.Ellerinizden hürmetle öperim, gerçekten heykeli dikilecek insansınız.(buarada kitabınıza sahip olmayı çok isterim.)Sevgi ve saygılarımla…. Aysel Babayiğit

Öner ASLAN   -  Bağlantı 27 Ocak 2014, 00:54

Kadir abim, Allah sana sağlıklı ve uzun ömürler versin. Çivril’in medaar-ı iftarısın. Saygılarımı sunuyorum Çivril aşığı güzel insan. Öner ASLAN

Onder Cakir   -  Bağlantı 26 Ocak 2014, 15:12

Cok degerli kadir amcam oncelikle ellerinden hurmetle operim aradan ben suan Hollandadan yapmis oldugun o sicak ropartajini okudum hayatini civrile ve tum memleketimize yapmis oldugun hayirlari Allahim kabul etsin ben kisin okudum yazlari 3 sene yaninda calistim 1988 -1991 kameroglu doviz cuhaci han 1. Katta bende aradan yillar gecti ama unutmayiz cunku bir insan yapmis olduklari ve iyilikleri ile anilir ve sayilir sevgilerimle ben isikli civrilli olarak gurur duyuyorum sizinle saygilarimla

Mehmet Ergut   -  Bağlantı 26 Ocak 2014, 07:47

Ainesi istir kisinin lafa bakilmaz. allah yapmis oldugunuz kulliyelerin omur boyu devam etmesi dilegimle
civril Adina tesekkur eder ellerinizden operim .sizler beldemizin gurur kaynagisiniz goruyorumki beldemize kazandirdiginiz kulliyeler hem bu dunya hemde obur taraf icin cok makbul.ana rahminden geldik pazara 2 metre kefen alip donecegiz mezara.cenabi allah yar ve yardimcin olsun 2 alemde. insan olur eseri( merkep)olur semeri kalir.der buyuklerimiz ALLAHA EMANET OLUNUZ. Ben Senkoylu.

Çivrilli   -  Bağlantı 23 Ocak 2014, 10:35

Değerli Kadir Kameroğlu beyefendi, öncelikle ilçemize yaptığınız katkılar hepimizin kalbindedir, sizin önderliğinizde daha nice büyük işler yapılacaktır.Sizden özellikle ricam gençlerimizi ve çocuklarımızı spora teşvik edici projelere önderlik etmeniz.Mesela Çivril’e bir Spor Lisesi yakışır.Ayrıca Yeşil Çivril Sporun yönetiminde sizi görmek istiyoruz.Saygılarla ellerinizden öpüyoruz…

Kadir Kameroğlu   -  Bağlantı 4 Nisan 2013, 16:31

Değerli internet okuyucuları, hizmetlerimi yaparken duyduğum heyecan ve özveri Cenab-ı Allah’a Niyazlar eylerim ki tüm kullarına nasip etsin.Sonsuz teşekkürler..

Yine de sizlerin duygu ve düşüncelerine cevap vermek için kendi hayatım içerikli 600 sayfalık ”DOSTLAR MECLİSİ” İsimli kitap yazdım, naturel bir şekilde ifade ve izah şekliyle vatandaşlarımın hizmetine sunuyorum. Arzu eden okuyucularıma Ücretsiz olarak hediye edeceğimi bildirir hepinizin gözlerinden öperim..

Şekliyle,üslubuyla bir Anadolu çocuğunun hayat hikayesi olan bu kitap naturel bir şekilde yazılmış ailecek defalarca örnek olarak da komşularınıza da tavsiye edebileceğiniz niteliktededir. saygılarımla..

KADİR KAMEROĞLU
Adres: Aynacılar caddesi mahmutpaşa girişi No 4 Kapalıçarşı-İstanbul
Adres 2: Çarşı içi dostlar meclisi Çivril-Denizli

Denizli İnsanı   -  Bağlantı 28 Mart 2013, 21:08

Okurken gözlerim doldu, o yoksulluğun içinden koskoca bir dünyaya adım atış.Mükemmel bir hayat öyküsü, vergiden düşmeden yaptırılan okullar takdire şayan.Keşke Türkiyedeki tüm işadamları böyle olsa, bu ülkenin sırtı yere gelmez.Allah razı olsun.

Kadir Kameroğlu   -  Bağlantı 22 Mart 2013, 14:30

Değerli izleyiciler, okumuş olduğunuz benimle ilgili yazılar gayet mükemmel olup, benim duygu ve düşüncülerimi internette ki izlenme şansını yakalayarak bu haberi yazanlara ve emeği geçen herkese başta Mehtap Hanım ve Hüseyin Beye Teşekkür eder Saygı ve Sevgilerimi iletirim..

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı