REKLAMI GEÇ

O kültür sanatı sözde değil özde yaşıyor

23 Nisan 2014 Çarşamba

is-dunyasi-ile-kahve-sohbetleri-denizli-hasan-kasapoglu-h
Hasan Kasapoğlu… Denizli’de tekstilin öncüsü olan Babadağlı onlarca işadamından bir tanesi. Ama onu farklı kılan kendini klasik işadamı kalıplarına sıkıştırıp kalmaması, kültür ve sanata katkılarıyla dikkati çekmesi… 1 milyon dolar verip kültür merkezi yaptıracak kadar bonkör, buraya biletli girmeye özen gösterecek kadar da mütevazi bir kişiliğe sahip olması…Bu haftaki “İş Dünyası ile Kahve Sohbetleri”ne konuk ettiğimiz Kasapoğlu ile kültür ve sanata olan katkılarını konuştuk.

Kendisiyle sohbetimizde O’nu farklı kılan yukarıda bir bölümünü sıraladığımız özelliği üzerine oldu. Bize; kültür ve sanata katkılarını, yaşadığı kırgınlıkları, önümüzdeki dönemde sanat eğitimi alan öğrencilere yönelik de faaliyet gösterecek vakıf projesini anlattı.

“Denizlili işadamları büyükşehirlerde örneğini gördüğümüz ses getiren ve sürekliliği olacak kültür sanat organizasyonlarına sponsorluk yapamaz mı?” soruma “Yeter ki ikna edin, yönlendirin. Yöneticiler önderlik etsin, bu insanlar katkı yapar. Sadece biraz okşamak lazım” yanıtıyla, Denizli’yi yönetenlere de mesaj yolladı.

Yurt dışına çıktığında, büyük kentlere gittiğinde gezmek kadar tiyatroya, operaya da zaman ayıran, şiir okumayı seven, üretiminde ünlü ressamların eserlerini kumaşa basarak güzel tablolar ortaya çıkaran, ailesiyle birlikte kültür ve sanatı sözde değil özde yaşayan, “haydi” denildiğinde desteğini esirgemeyen Hasan Kasapoğlu, sanata ve kültürel etkinliklere yaklaşımını anlattı. İşte söyledikleri…

ic-1
HEYECANLA DESTEK SAĞLADIK

Denizli’de işadamları genelde okul, sağlık ocağı ve cami yaptırır. Siz ise aykırı bir yoldan gidip, adınızı taşıyan kültür merkezi yaptırdınız. Nereden aklınıza geldi?

Öteden beri böyle bir yatırım yapmak düşüncemiz vardı. “Okul olur” diye de düşünüyorduk. Henüz tam karar vermemişken, o günkü üniversite yönetiminin kültür sanat merkezi projesi olduğu bize anlatıldı. Damadım Sadık (Çaputçu) üniversiteye gittiğinde konu açılmış, “destek arıyoruz” denilmiş. Bana aktarılınca heyecanlandık. Bize çok cazip geldi, üniversite yönetimini arayıp hemen “evet” dedik ve işe koyulduk.

ic-8

Doğrudan böyle bir düşünce yoktu, fakat o günkü üniversite yönetiminin önerisi size yön vermiş oldu öyle mi?

Evet, üniversitenin bir projesi varmış, finansöre ihtiyaç duyuluyormuş. Biz de bu desteği sağladık. İyi de yaptık…

TERCİHİMİZDEN DOLAYI MUTLUYUZ

Kültür merkezini yaptırırken yakın çevrenizden size “niye okul, sağlık değil de sanat merkezi yapıyorsun” diye soran oldu mu?

Aile içinde konuşup, tartıştık. Çocuklarım, eşim büyük destek verdi. İyi bir şey olacağını düşündük. Bunu yaptığımız için de şu an hepimiz çok büyük mutluluk duyuyoruz. Farklı bir iş yaptık. Denizli’nin buna ihtiyacı vardı. Denizli’nin sosyal çehresi değişti, Devlet Tiyatroları geldi. Çok güzel oldu bizce. Önümüzdeki dönemde kültür-sanat alanına katkıda bulunmaya devam edeceğiz.

ic-6

Adınızı taşıyan bu yere ne kadar harcadınız, rakam ne?

Bunu telaffuz etmek çok hoşuma gitmiyor.

Ama siz bu parayı verdiniz, övünmeniz gereken bir katkı…

1 milyon dolar verdim.

“KUYRUKLU PİYANO”NUN HİKAYESİ

Bir de şu “kuyruklu piyano” vardı, çok konuşuldu. Nedir bu konu?

Kültür merkezi tamam, en sonunda iş piyanoya geldi. Fatih (Yayla) Hoca dedi ki,“Buraya dünya çapında sanatçılar gelecek. Bu piyano olmazsa buranın bir bacağı eksik kalır. Lütfen bir piyano almayı kabul edin.”
Biz de hiç düşünmeden “evet” dedik. Steinway markapiyano için hemen sipariş verildi. Zaten hemen alınabilen bir şey değil. Sipariş üzerine üretimi yapılıyor. Şu anda da bu piyanodan Türkiye’de 10 adet var.
Bu süreçte “Biz parasını verelim, alan üniversite olsun, fatura üniversiteye kesilsin” önerisinde bulunduk. Buradaki niyet KDV muafiyetinden yararlanmaktı. 75-80 bin lira civarında bir rakam KDV’ye ödenecek olan. O parayla salonun fuayesineihtiyaç duyulan oturma grupları almayı planlıyorduk. Rektör de “tamam” dedi. Fakat bilinen o tartışmalar da bundan sonra yaşandı.
Üniversite almış görünseydi o piyanoyu AB fonlarından yararlanmak üzere değişik projeler hazırlamayı planlıyorduk. Bunları konuştuk yetkililerle… Fakat olmadı, Rektör Bey bir türlü imzalamadı, bana randevu vermedi. Oysa sadece fatura üniversiteye kesilecekti. Bunu Rektör ya bir türlü anlamadı ya da bizi zora koştu. Bunun üzerine el aleme rezil olmamak için, pazarlık ettiğimiz rakamın üzerinde bir ödemeyle Ankara Üniversitesi’ne gelen piyanoyu almak durumunda kaldık.

ic-3

“Bu tartışmalar yaşanınca sipariş verilen piyano beklenilmedi, Ankara Üniversitesi’nin piyanosu getirildi” diyorsunuz.

Evet, evet… Böyle saçma sapan işler. Daha sonra bizim sipariş verdiğimiz piyano tamamlanıp Ankara Üniversitesi’ne verildi.

Fiyatı ne kadardı?

125 bin avroya aldık.

1 milyon dolar verip kültür merkezini yaptıran Hasan Kasapoğlu 125 bin avronun lafını etmezdi. Niye o aşamaya gelindi?

Evet evet… Neden itiraz edeyim, neden lafını edeyim. İstediğimiz sadece faturalandırmayla ilgili bir prosedürün yerine getirilmesiydi. Söylediğim gibi, KDV’ye yapılacak ödemeyle de fuayede bir eksiği gidermek için böyle bir öneride bulunmuştuk.

ic-5

BİLET BULAMADIĞI İÇİN GİTMİYOR

Siz Denizli’ye gurur duyulacak bir tesis kazandırdınız. Zaman zaman gidip oyunlar, konserler izliyorsunuz. Oraya girdiğinizde ne hissediyorsunuz?

_________________________________________________

_________________________________________________

Devlet Tiyatrosu geldi, oyunlarını sergilemeye başladı. Akabinde en az 30 kişi mektup yazıp bana teşekkür etti. “Sizin sayenizde Denizli böyle bir yer kazandı, size ne kadar teşekkür etsek azdır” diyerek, duygularını bana ilettiler. Bunlar da benim için bir mutluluk vesilesi oluyor.
Buranın protokolünü yaparken eski Rektör dedi ki,“4 kişilik, 6 kişilik, ne kadar istiyorsanız size buradan istediğiniz yerden devamlı koltuk verelim.” Karşı çıktım, öyle saçmalık olur mu diye! Şu anda bilette bulamıyorum, salona da gidemiyorum. Ama çok üzerine düşersem, sağolsunlar oradaki arkadaşlar yer ayırıp çağırırlarsa gidiyorum. Onun dışında yok.

ic-2

Nasıl? Oyunlar sahnelenirken ya da konser organizasyonu olduğunda size davetiye gönderilmiyor mu?

Benim öyle bir beklentim yok. Özel bir davetiye beklemiyorum.

Elbette ama orayı yaptıran sizsiniz ve bunun hatırına gönderilmeli diye düşünüyorum…

O günkü yönetim önerdi,kabul etmediğimi daha önce söylemiştim. Zaten oyunlar geldiğinde talep çok oluyor. Herkes önceden rezervasyon yaptırıyor. Bilet bulmanız zor.

REKTÖR BAĞCI’YA KIRGINLIK

Bir de biletlerini para verip aldığınız oyunun sahnelenmesiyle ilgili yaşanan sıkıntı vardı. Onu da anlatır mısınız?

Bu salonu yaptırdıktan sonra şöyle bir düşüncemiz vardı. Bu salonda çalışanlarımızla her yıl bir gösteri yapalım, birlikte oyun izleyelim diye. Ama orada da olumsuzluklar yaşadık. Bedelini ödeyip biletlerini aldığımız oyunu izlemekte zorluk çıkarıldı. “Bu tarihte oynatırım, oynatmam” diye bir tavır takınıldı. Araya Vali’yi, milletvekilini sokarak bunu düzelttik. Böyle bir mantık olur mu?
Burası perşembe,cuma cumartesi ve pazar günleri için Devlet Tiyatrosu’na tahsis edilmiş. Perşembeleri prova gecesi yapılmış. O günkü Devlet Tiyatrolar Genel Müdürü ile konuştuk. Dedi ki, biz perşembe günü sizin için oynayalım. Biletleri aldık. Sayın Rektör yurt dışında, izin vermiyor. “Bugün oynatırım, oynatmam” tavrına girdi. Bu konu gazetelere farklı şekilde yansıdı. Bunlar insanı gerçekten çok rahatsız ediyor, soğutuyor. Sanki yanlış bir iş yapıyormuşuz gibi.

ic-7

VAKIF KURMA ÇALIŞMALARI

Kültür sanatla ilgilenmeyi, güzelliklerin içinde olmayı seviyorsunuz. Bu alana katkılarınız sürecek mi?

Şöyle diyelim. Yaptırdığımız bu salon, öncelikle sahne sanatlarına hitap ediyor. Bir de üniversite bünyesindeki fakültede okuyan çocuklar var. Onları da unutmuş değiliz. Önümüzdeki dönemde bir vakıf kurup, bu öğrencilere burs vererek katkıyı devam ettireceğiz. Vakfın kurulmasıyla ilgili yasal altyapı oluşturuluyor. Kızım bu işlerle ilgileniyor. En öncelikli işimizden birisi kültür sanat vakfını kurmak.
Ayrıca kafamızda farklı projeler var. Kendi yaptığımız işte de sanatı öne çıkarmaya gayret ediyoruz. Ünlü ressamların tablolarını kumaşa basıp dostlarımızla paylaşıyoruz. Kültür ve sanatla ilgili hareketlerin içinde hep olacağız.

 

Siz sanatı sadece düşüncede, sözle değil dolu dolu yaşıyorsunuz. İmalathanenizdeki ürünlerle de bunu ortaya koyuyorsunuz.Örneğini duvarda görüyorum,Osman Hamdi Bey’in “Kaplumbağa Terbiyecisi” isimli tablosu çok hoş olmuş.Sizi bu denli sanatla iç içe yapan nedir?

ic-9Teknik imkanları oluşturduk. Tiyatroyu anımsatan baskılarımız da oldu. Bunları kumaş üzerine basıp dostlarımıza ulaştırıyoruz.
Atatürk ne diyor? “Sanatsız kalan bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş demektir.” Sanat insanların, toplumların gelişmesinde çok önemli. İnsanın ürettiği her şey sanattır. Tarih boyu bu topraklarda sanata hep önem verilmiş. 17 ören yeri var Denizli’de. Hierapolis, Laodikya ve diğerleri. Buralar sahne sanatlarının merkezi. Etrafımızdaki antik kentlere bir bakın, en az 20 tane tiyatro var ve hepsi 10-15 bin kişilik. Dolayısıyla bu topraklarda yaşayan herkesin bir yanında sanata sempati var zaten. Sanatla yoğrulmuş bu topraklar. Bir şiirle duygulanırız mesela.

Şiir demişken sadece iyi bir okuyucu musunuz? Kendinizde yazar mısınız?

Gençliğimde denedim, orada kaldı. Şiir okurum ama öyle duygu yüklü bir ses tonuyla şiir okumak değil benimkisi. Şiir kitapları okumaktan söz ediyorum.

PİŞMAN ETMEYECEK YÖNETİCİLERE İHTİYAÇ VAR

Büyük kentlerde sanayici ve işadamlarının katkılarıyla önemli kültür sanat festivalleri, organizasyonlar, bianeller düzenlenir. Bunlar pekala Denizli’de de yapılabilir.Bir çağrınız olur mu?

İşadamı, sanayici yaptığı işten para kazandığında mutlaka etrafına faydalı olacak çalışmaların içinde yer alır. Bunu yapıyorlar zaten. Kimisi okul, kimisi cami yapıyor. Şehirde söylediğinizi yapabilmek için önderlik edecek, insanları yaptığına pişman etmeyecek yöneticilere ihtiyaç var.
Bakın ortada bir örnek var. Laodikya’da kazılar nasıl başladı? Denizli Basma Boya’nın bir çağrısıyla başladı. Birisi ön ayak olursa, yapılmayacak bir şey yok. Denizli bunları yapabilecek güçte. Yeter ki birlerinin çıkıp heyecanlandırması lazım bu insanları.
Esat Sivri olmasaydı, Laodikya kazıları başlar mıydı? Yıllarca orada öylece durdu. Orada ne olduğunu bilmiyordu insanlar. İşadamları oraya bir şekilde katkı yapıyor. Yeter ki ikna edin, yönlendirin. Yöneticiler önderlik etsin, bu insanlar katkı yapar. Biraz okşamak lazım. Hepsi o kadar.

Hasan Kasapoğlu niye durduğu yerde 1 milyon dolar harcasın sanatı sevmese…

Evet, öyle… Anadolu’da kültür sanata 1 milyon dolar yatıran bir adam yok.

Bu parayı verdiğinizde “deli misin sen” diyen oldu mu hiç?

Yok, yok, olmadı. Ama insan yaşanan olumsuzluklara üzülüyor. En son yaşadığımız olay oynatırım oynatmam gibi. 550 kişi bilet almışım, bedelini ödemişim. Genel müdür aranıp “oynayamazsınız” deniliyor. “Ya benden ya validen izin alacaksınız” diyor. En son Nihat Zeybekci aranıldı, o ikna etti Rektörü.

Büyükşehir oldu, nüfus arttı, talepler de farklılaşıyor. Kültür sanat alanında gördüğünüz eksikler neler?

ic-10Denizli’nin birçok eksiği var. Bir salon yapmakla iş bitmiyor. Evet bu salon akustiği, yerleşimi, orkestra çukurunun olması gibi özellikleriyle Türkiye’deki önemli salonlardan biri. Bunun daha küçükleri de yapılmalı. Eksikler tespit edilip ona göre projeler hayata geçirilmeli. Bakın yapılana talep var, salona girmek için bilet bulamıyor insanlar. Akşam olduğunda insanlar evinde oturmak yerine eşiyle dostuyla sinemaya, tiyatroya, konsere gidebilmeli. Bunların altyapısı oluşturulmalı. Ben yurt dışına çıktığımda, büyük şehirlere gittiğimde sadece iş görüşmelerinde bulunmam. Bir fırsat yaratıp mutlaka sanat etkinliklerine de katılırım. Tiyatro oyunları seyrederim, operaya giderim.

Salonla ilgili mektuplar, mesajlar almışsınızdır. Sizi en çok etkileyenler…

Haldun Dormen’den mektup geldi. Kültür merkezi onun oyunuyla açılmıştı. “Ben, Denizli’ye defalarca gelmiş bir sanatçıyım. Nerelerde tiyatro yaptığımızı çok iyi hatırlıyorum. Bu salonla gerçekten ne kadar övünseniz azdır. Çok önemli bir iş başardınız. Şimdi farkında olmayabilirsiniz ama yıllar geçtikçe çok doğru karar verdiğinizi göreceksiniz, anlayacaksınız” diyor, Denizli’ye geldiğinde ilk ziyaret edeceği kişinin ben olacağını belirtiyordu.
Bir de diş doktorunun “Oğlumu yanıma aldım, orada tiyatro oyunu seyrettim. O kadar mutlu oldum ki, oğluma kendi yaşadığım şehirde güzel bir sanat etkinliği izlettim” şeklinde özetlenecek mektubu vardı. Bizim istediğimizde hoş bir sada bırakmak gök kubbede.

ic-4

HASAN KASAPOĞLU KİMDİR?
1951 yılında Denizli’nin Babadağ ilçesinde doğdu. İlköğrenimi Babadağ’da, orta ve lise öğrenimini Denizli Lisesi’nde tamamladı. 1968 yılında tekstil imalat ve pazarlaması yapan ailesine ait Kanaat Kollektif Şirketi’nde çalışmaya başladı. 1978 yılında DENTEKS A.Ş’nin, 1985 yılında Türkoğlu A.Ş’nin, 1986 yılında Dost Tekstil A.Ş’nin kuruluşlarında bulundu, yönetim kurullarında görev aldı.
1995 yılında ailenin diğer şirketlerinden ayrılarak tekstil boya-terbiye konusunda faaliyet gösteren Aslı Tekstil A.Ş’yi, 2006 yılında tarım sektöründe faaliyet gösteren Agrıon Gıda Tarım LTD. ŞTİ’yi kurdu. 2008 yılında Gat Enerji LTD ŞTİ’nin kurucu ortakları arasında yer aldı.
Denizli’deki birçok oda ve derneğin yönetim kurullarında görev aldı. 2005-2009 döneminde Denizli Sanayi Odası Meclisi’nde görev yaptı. 2005 yılında DESİAD kurucu üyeleri arasında yer aldı.
Evli, iki çocuk ve üç torun sahibi olan Hasan Kasapoğlu, halen şirketlerinin yönetim kurullarına başkanlık etmektedir.

Yorumlar

Tuncer Tunçbilek   -  Bağlantı 23 Nisan 2014, 19:06

Hasan Kasapoğlu’na gerçekten çok teşekkür ediyorum, Allah bunun gibi arkadaşlarımıza bol kazançlar versinde bu tür toplum hizmetlerine ve sosyal, kültürel faaliyetlere buna benzer katkılarda bulunsunlar, dediği çok doğru üzerinde yaşadığımız topraklarda kaç tane dev tiyatrolar yapılmış, günümüzde dahada büyük tiyatro salonları yapılmasında fayda var zengin hayırseverlerimize duyurulur.

mahir apa   -  Bağlantı 22 Nisan 2014, 23:34

birşeyler olcak gibi baksanıza 🙂

tolunay   -  Bağlantı 22 Nisan 2014, 23:02

Sayın Hasan Kasapoğlu na tesekkur ediyorum ancak engelli vatandaşlar düsünülmemis yürümekte zorlanan yaslı teyzem cok sevmesine rağmen gösterilere gidemiyor

Volkan   -  Bağlantı 22 Nisan 2014, 17:17

Böyle kültür-sanat mekanları, bir şehrin gelişmişliğinin göstergesidir.Sayın Hasan Kasapoğlu’na Denizli halkı olarak ne kadar teşekkür etsek azdır…

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı