REKLAMI GEÇ

ANOREKSİYA NERVOZA

20 Ocak 2018 Cumartesi

Yeme bozuklukları denilince aklımıza gelmesi gerekenler beslenme yetersizliği, aşırı beslenme, depresyon, madde bağımlılığı, anksiyete gibi ciddi sorunlara neden olabilen, yeme alışkanlıklarındaki sapmalardır. En sık karşılaşılan çeşitleri anoreksiya nervoza, bulimiya nervoza ve obezitedir.

Bu hafta bu konuyu ele almak istedim. Sosyal medya da sıkça karşımıza çıkan zayıf olmasına rağmen hala kendisini şişman gören, kusarak zayıflamaya çalışan v.b. birçok yazı okuyoruz peki bu hastalık nedir ne değildir bir bakalım.

Anoreksiya nervozalı hastalar davranışlarının kontrolleri dışında olduğunu ve ailelerinin diğer üyelerinin de benzer problemleri olduğundan bahsederler. Çocuklarda anoreksiya nervozanın tipik başlangıç bulguları yoktur. Alım gücünün yüksek, ancak zayıf olmanın popüler olduğu toplumlarda hastalık daha sık görülmekle birlikte, gelişmekte olan ülkelerde de sıklığı artmaktadır.

Anoreksiya nervozanın sık görüldüğü iki zirve dönem, 14.5 yaş ve 18 yaştır. Kadınların yarısından fazlasında 20, üçte ikisinde 25 yaşından önce başlar.

Nedenini incelediğimiz zaman yeme bozukluklarının biyolojik, psikolojik ve sosyal sebeplere bağlı olarak geliştiği düşünülmektedir. Genetik olarak yatkın olan bireylerde psikolojik özellikler biyolojik etkilenmeye neden olur. Sosyal etkiler ve beklentiler modern kadın rolünü üstlenen bireylerde yeme bozukluklarının oluşmasını kolaylaştırır.

Masum diyet alışkanlığı ile başlayan bu durum genellikle adet döneminin ilk görülme döneminden hemen sonra, yetişkinliğe ilk adımda başlar. Değişen vücut yapısı ve hızlı kilo alımına aşırı duyarlı bireylerde öncelikle basit şekerden zengin, yüksek kalorili besinlere karşı alım kısıtlanır. Bu durum başlangıçta, kendi yaşıtlarının uyguladığı masum diyet alışkanlığına benzer gibi görünse de gittikçe ciddileşen sürekli besin kısıtlaması şeklinde kendini gösterir. Kilo kaybı besin kısıtlamasını artırır. Amaç tartıya çıkılınca daha düşük rakamlara inmektir. Hastaların çoğunda aşırı egzersiz yapma eğilimi vardır. Fiziksel ve gizli açlık bulguları gelişmeye başlar, hastalar açlığı inkâr ederler. Sosyal ilişkilerden uzaklaşır, sessizleşir ve kilo verme amacına yönelik aktivitelerini artırırlar.

“Aa çok zayıflamışsın!” şeklinde konuşmalara sertçe cevap verir ve inkâr ederler ve bir süre sonra çevrelerinden uzaklaşırlar.

Bu durumu aşırılaştırmış, hayatının merkezini almış olan kişiler bir süreden sonra ailelerine karşı da düşmanca davranırlar, aile bireyleriyle olan ilişkilerinde huzursuzdurlar. Fazla çalışmalarına rağmen okul performansları düşer, kayıtsız aldırmaz görünürler ancak çoğunlukla depresiftirler. Sosyal çevresine karşı olan bu tavırları kişinin aslında kendi kendisini cezalandırmasından kaynaklanır.

Kültürel risk faktörleri

  • Güzelliği ve mutluluğu zayıflıkla eşdeğer görme
  • Sosyal çevre ve sosyal medya aracılığı ile bu düşüncelerin yaygınlaşması.
  • Vücudunu hayatında ki diğer durumlardan daha önemli bulma
  • Aşırı derece de formunu koruyucu (rijit),
  • Problemleri çözmede başarısız, cesaretinin düşük ve çevresinden destek görmeyen/ya da görmediğini düşünen
  • Yeme, diet, kilo veya görünüm konusunda çok zaman ve efor harcayan
  • Aile bireylerinde yeme veya dikkat bozukluğu

 

Bireysel Risk Faktörleri

  • Hafifçe şişman olma
  • Hırslı kişilik yapısı
  • Kendine güvenin düşük olması
  • Kimlik ve otonomi hissi ile sorunları olması
  • Obsesif kişilik yapısında olma
  • Vücudunu algıma da sorunu olma
  • Akranları veya aile üyeleri ile yarışma hissi içinde olma
  • Çocukluktaki olumsuz yaşantılar
  • Olgunlaşmamış (İmmatür) savunma düzenekleri
  • Anne-baba beklentileri
  • Çocukluk çağı anksiyete bozuklukları
  • Çocukluktaki cinsel taciz

    Anoreksiya nervozalı hastalarda üç psikolojik bozukluk tanımlamıştır:

  • Beden imgesi bozukluğu,
  • Bedenden gelen duyumları doğru algılama ve yorumlamada bozukluk,
  • Tüm düşünce ve etkinliklerde kendini gösteren yetersizlik duygusu (çekirdek psikopatoloji)

    Kendilerine güvenemeyen bu çocuklar sosyal çevreye (ebeveynleri gibi) hatta artık günümüzde teknolojinin de gelişmesiyle sosyal medyaya yönelirler.

    Kendi davranışlarını, ihtiyaçlarını, dürtülerini ve hatta bedenlerini yönetmedikleri ve kendi çekim merkezlerinin olmadığı duygularını yaşarlar.

    Ergenlik yaklaştığında özerklik geliştirme gerekliliğinin baskısını hissederler ancak bu baskıya kendilerince cevap veremezler.

    Anoreksiya nevrozalar çaresizlik duygularını yenmek için beden ağırlığı, biçimi ve yeme davranışları üzerinde aşırı bir denetim sağlamaya çalışırlar.

    diğerlerinde ise dalgalı bir seyir gösteren (binge-purge) tıkanırcasına yeme nöbetleri ve uygunsuz telafi davranışları yani bulimiya nervoza gelişmektedir.

Hiçbir şey sağlığınızdan değerli değildir. Elbette yine sağlımız için diyet, spor, yürüyüş v.b. aktiviteler yapılmalıdır. Ancak bu durumu aşırı ve abartılı şekilde yapmadan hem bedenen hem de psikolojik olarak kendimizi yıpratmadan yapılması gerekmektedir.

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı