REKLAMI GEÇ

BİRİ OKUL KAYGISI MI DEDİ?

23 Ekim 2017 Pazartesi

Çocuğunuzun okul kaygısı sizi düşündürüyor mu?
Yaşamlarındaki ilk adımlarında bu tarz heyecan yaşamak aslında çok normal değil midir?
Ebeveyn olarak nasıl davranacağınızı bilemiyor musunuz?
Endişelenmeyin, bu oldukça normal bir durum…

Önemli olan anne ve baba olarak çocuğunuzun kaygısı ile nasıl başa çıkabileceğinizi bilmektir. Aslında hepimiz okula ilk başlama zamanımızı hatırlarız. Kimimiz anne-babasının kucağından inmez, kimi eve gitmek istediğini söyleyerek ağlar. Kimi çoktan sınıf arkadaşlarıyla kaynaşmış oyun oynar.

Aile dışındaki hayata karşı ilk girişimleri bu minikleri kaygılandırabilir. Farklı insan gruplarıyla iletişime girdiği, sosyalleştiği, öğretmen ve akran gruplarının ön plana çıktığı bir dönemdir. Bunun yanında okulda uyulması gereken kurallar, cezalar, ödüller ve akranlarıyla olan paylaşımlarda bulunacağı böyle bir dönem de; mutlaka beraberinde sorunları da getirecektir.

Psikolojide bu duruma genel olarak kaygı denir.

Kaygı, kişinin bir uyaranla karşı karşıya kaldığında yaşadığı, bedensel, duygusal ve zihinsel değişimlerle kendini gösteren bir uyarılmışlık durumudur. Ama öncelikle bilinmesi gereken nokta ise kaygının her zaman zararlı olmadığıdır.

O yüzden çocuğunuz kaygıları sizin için her zaman korkulacak bir durum değil. Bunu iyi bilmelisiniz…

Düşük düzeyli kaygı, konsantrasyonu artırır ve elde edilecek başarıya olumlu katkılarda bulunur. Yeni okula başlayan öğrencinin ders saati boyunca, sınıfta kalabilmesi kaygı sayesinde gerçekleşir. Kaygı duymayan bir öğrencinin yerinden hiç kalkmadan sınıfta kalabilmesi imkansızdır.

Ancak bazı öğrenciler okul ile ilgili normal kabul edilebilecek düzeyin üzerinde kaygı duyar. Hatta yaşanan bu korku; kusma, baygınlık, konuşma güçlüğü, el-ayak titremeleri, aşırı terleme gibi olaylara yol açabilir.

Peki, sizler de çocuğunuzda bu belirtilerden bir kısmı ya da benzerini gözlemlediniz mi?

O zaman lütfen yazımın bundan sonraki bölümünü dikkatle okuyun.

Mükemmeliyetçi, rekabetçi ve özgüveni olmayan öğrenciler, okul kaygısını en çok yaşayan kişilerdir. Bu kişilik özellikleri, çocukluk çağının sonucu olarak ortaya çıkan ruh haliyle birleşince, okul kaygısı daha da artar.

Çocuğunuzun yaşamakta olduğu okul kaygısı yalnızca onun kişiliğinden kaynaklanmaz.

Bunda belki de sizin de büyük bir payınız vardır!

Yapılan çalışmalarda aşırı koruyucu ebeveyn tutumunun, çocuklar üzerinde okul kaygısını daha yoğunlaştırdığı gözlemlenmiştir.

Altında, çocuklarımızın anne-babadan ayrı kalma, güvensiz ve nasıl davranacağını bilememe gibi korkuları yatmaktadır.

Bu çocukların okula uyum problemini, kaygılarını değerlendirirken mutlaka bu kaygıları tetikleyen diğer unsurlara da bakılmalıdır.

Özgüven eksikliği,
kardeş kıskançlığı,
inatçı kişilik yapısı gibi birçok neden sayılabilir.

Ebeveynlere naçizane fikrim şudur ki;
Çocuğunuz okul hayatına adım attığında, onunla diyalog halinde olun.
Çünkü okul döneminde yaşayabileceği olumlu ve olumsuz durumları konuşmak, onları bu döneme daha iyi hazırlar.

Böylece kaygılarını ebeveynleri olarak daha düşük seviyelere çekebilirsiniz…

Dikkat etmeniz gereken diğer bir unsur ise özellikle okul bitiş saatlerine göstereceğiniz hassasiyet.

Keza, okula gittiğinizde vedalaşma ve ayrılma süresini uzatmanız çocuğunuzun kendisini okul konusunda daha az güvende hissetmesine neden olacaktır.

Ve şunu unutmamalıyız ki; dengeli beslenme, kaygıyı azaltır.

Ne dedik?

Çocuklarınızla diyaloga geçin, özellikle okul çıkış saatlerine dikkat edin ve dengeli beslenmelerine özen gösterin. Ama tüm bunların yanında dikkat etmeniz gereken diğer unsurlar da var!

Örneğin fiziksel durumları;
Çocuklarınızın fiziksel egzersizlere zaman ayırmasına izin verin.

Yorucu olmayan sporlar ve doğa yürüyüşleri gibi etkinlikler yapmaları iyi olur. Hatta bu tür etkinlikleri birlikte değerlendirebilirsiniz.

Doğayla içi içe geçirilen yarım saat bile, onların fiziksel olarak gevşemesine, negatif enerjilerini atmasına ve rahatlamasına yardımcı olur.

Çocuklarımıza sevecen ve anlayışlı yaklaşmalı, bu okul dönemlerinde, destek olmalıyız.

Atamızın da dediği gibi;
“Onlar, geleceğin birer gülü, yıldızı, bir bahtının aydınlığıdırlar. Memleketi asıl aydınlığa boğacak olan onlardır.
Onların ne kadar önemli, kıymetli olduğunu düşünerek lütfen ona göre çalışalım.

Dilerim çocuklarınız okulla ilgili sorunlar yaşadığı şu günlerde size verdiğimiz bu bilgeler işinize yarar.

Merak ettiğiniz konularda bana yazabilirsiniz.
Ancak mümkün mertebe toplu yanıt vermeye çalışacağım.
Bu konudaki anlayışınız için şimdiden teşekkürler.

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorumlar

Begüm Aksu   -  Bağlantı 24 Ekim 2017, 00:38

Güzel ve aydınlatıcı bir yazı olmuş,yararı olabileceğini düşündüğüm için sosyal medyada paylaşacağım,teşekkürler

Mehmet   -  Bağlantı 23 Ekim 2017, 18:28

Çok güzel bir yazı olmuş.

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı