REKLAMI GEÇ

82 SENFONİSİ

14 Ocak 2019 Pazartesi

82 kardeşliği, sevgiyle ekip, teşekkürle biçtiğimiz bahçemiz gibi. Yüreklerin teklikle çarptığı, suskunlaştıkça çok şey anlattığı, sözcükler olmasa da tüm düşüncelerin aynı umutlardan doğduğu, açıklanamayan bir huzurla paylaşıldığı bahçe.

Birlikte alçalıp, birlikte yükselen bir deniz gibi eş zamanlı. En güzel yakamozların yakalandığı, gel gitlerin romantik çekilişlerinde bile her birimiz bir damla gibi karışırız “Biz Denizi”ne. Ne damla vardır artık, ne de deniz. Damla denizin her zerresi ise, denizin tümü de damladır. Onları birbirinden ayrı tutamadığınız gibi, ayıramazsınız da.

Sonbaharın sarı, kahverengi, kırmızı, yeşil rengarenk yaprakları gibi; kuzeyde, güneyde, doğuda, batıda dört bir köşede yetişen çiçeklerin bir buketidir 82 kardeşliği. Kimimiz yabani, kimimiz narin, naif, latif, hoş kokulu, nadir bulunan… Buketimiz öyle güzel ki; sadece bize özel ve biricik. Her bir çiçeğin üstüne damlayan yağmurun sesi başka bir ritim, sevgi sağanağında başka bir dans, uzaklarda olsa da her biri bir ötekinin yalnızlığında harmanlanmış gibi her mevsimin çiğ damlaları ile yeniden hayat bulan ve aydınlaşan.

Belki de bir tesadüflerin senfonisidir ilahi bir ödül gibi. Kimimiz yanlış tercihlerle, kimimiz çok uzaklara kaçmak için, kimimiz hiç yazmadığımız halde kazayla, kimimiz de koşar adımlarla geldik 1982 yılında Ege Üniversitesi’nin Eczacılık Fakültesi’ne; ama her birimiz için mucizevi bir karşılaşmaydı bu. Tesadüflerin senfonisinden birliğe giden yollarımızda, her birimiz Kral Arthur’un şövalyeleri gibi kendi yolumuzda kaybolup yeniden bulduk yollarımızı. Kimi zaman da orada burada mola verdiğimiz hanlarda buluştuk üçümüz beşimiz. Bazen fırtınaların izlerini, bazen de mevsimlerin mevsimleri kovalamasını takip ettik. Nihayet, yaşanmışlıkların izlerini sürerek geldiğimiz şimdinin sınırında, her birimizin derinlerinden yükselen coşkuyla, birbirimize biraz daha sıkı tutunmanın mırıltısından, masalsı ve efsanevi birliğimizin ahenkli sesinden, sonsuzluğun senfonisine dönüşmeye hazır gibiyiz. Söylenenler ve yaşananlar değişim geçirip dururken, dün kaldığımız yerden bir virgül koyup, birlikte başladığımız yola yeniden koyulduk. Bu defa yalnız değiliz; geriye kalan rollerimizde bize eşlik edecek, her bir güne kutsallık ve yücelik katan, yol arkadaşlarımız var…

Bir yolda yürümeye çabalarken yalnız olmadığımızı hissetmek, birlikte aramak bilinen ve bilinmeyeni, kendi arayışımızın sonunda bizi görmek, “ben kimim?” yerine bile “biz kimiz?” i sorgulamakla asıl yolculuğumuz başladı…

Artık hayatın saçmalığına da, anlamsızlığına da birlikte katlanıp, ona bir anlam yüklemeden olduğu gibi alıp kabul etmeyi de birlikte öğreniyoruz. Kendimizden bile kaçtığımızda birbirimizde saklanmak, mecburiyetten uzak ama yalnızlık ağrısını çoktan unutmuş, dinginliğin alaca karanlığında, akşamın loş kızıllığının son zamanlarını birlikte yudumlamaya karar vermişken; karanlık da, soğuk da saltık bir mutluluktur artık.

Dünyaya beraberinde hiç bir şey olmaksızın adım atmış olsak da, yazgımızın bize verdiği güzel kardeşlikler ve dostluklarla örülmüş duygularımızla buradan ayrılmak inanılmaz bir doygunluk olacaktır; zira dostluğun en ahenkli yanı, birbirinin kalbine dokunmak, hayatını şifalandırmak, anlamlı kılmak ve ruhsal katkı ise; biz zaten öyleyiz…

Ne sonbaharın sisi çöker üstümüze, ne de kış mevsiminin soğuğu. Kışın esintisi de senfonide ahenktir artık, kar tanelerinin düşüşü de…

İzmir’de kesişen tesadüfün mucizesi, her kasım Kuşadası’nda kutsanırken, Çanakkale’de hüzünle söylenen türkülerle, Pamukkale’de oynanan Zeybek havasıyla, Mardin’de çekilen halaylardan, Şanlıurfa’nın “Sıra Geceleri” ne uzanacaktır…

Doğunun ve batının çocukları, piyanonun siyah ve beyaz tuşları gibi zıtlıklarıyla güzel nağmeler çıkarmaya; her şeyin ince ince hesaplandığı bir dünyaya inat, kardeşliğin ve dostluğun öykülerini birlikte yazıp, türkülerini birlikte söyleyerek, birliğin ve tekliğin ruhunu biçimlendiren dostluk efekti ile işitsel ve görsel bir şölen sunmaya devam edeceklerdir…

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorumlar

Adile ÇAKA   -  Bağlantı 21 Mart 2022, 15:08

Bu yazınızda kaleminiz gerçekten ahenkle dans etmiş sanki ve o 82 rûhunu hissettik içimizde,ne güzel anlatmışsınız,sevgiyi,birliği,gökkuşağını,sonsuz teşekkürler!

Selim aksakallı   -  Bağlantı 14 Ocak 2019, 22:52

Kurduğunuz cümleler okundukça ayrı bir atmosferi yaşatıyor,çok güzel bir anlatım ve çok güçlü kaleminiz var mukaddes ablacim

Ecz.Göksel ERSOY   -  Bağlantı 14 Ocak 2019, 12:42

Ağzına, kalemine sağlık arkadaşım. Senin 82 Ege Üniversitesi Eczacılık Fakultesin den sınıf arkadaşın olmak benim için gurur kaynağıdır. Saygı, sevgi ve selamlarımı sunarım..

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı