REKLAMI GEÇ

BAĞIMLILIKLARLA YAŞAMAK

26 Şubat 2018 Pazartesi

Eskiden misafir odalarımızdaki sehpalarda, misafirlere ikram etmek için, en süslü tabaklarımızın içinde, paket paket, çeşit çeşit sigaralar bulundurulurdu. Hatta bizim evde hiç sigara içen olmadığı halde, en fazla çeşit bizde olurdu. Misafir geldiği zaman, kolonya ve şeker ikram edilir, hemen ardından bu sigara tabağı gezdirilir, sigara ikram edilirdi. Evlerin içi duman altı olur, içen de içmeyen de aynı dumanı solurdu. Galiba eskiden olup da şimdi olmayan ve kaybolan en güzel adetimiz buymuş diyorum şimdi. İyi ki unutuldu ve iyi ki evin içinde sigara içmek de içenler de artık hoş karşılanmıyor.

Hatta umarım birçok ülkede olduğu gibi yakında sokaklarda caddelerde içmek de yasaklanır ki gençlere kötü örnek olunmasın.

Bu konuda ki en radikal ve kararlı ülke Japonya. Asla sokakta caddede hatta parkta bile sigara içemezsiniz. Sadece parkların en ücra yerlerinde, özel küçücük bir alan olur, hatta uzaktan bir hayvan kafesi gibi görünen demir bariyerlerin arkasında oturup sigaranızı içebilirsiniz. Kapalı alanlarda zaten imkansız iken, bu özel alanlar dışında içildiğinde inanılmaz büyük para cezalarına çarptırılırsınız. İki otobüsün arasında saklanıp, sıkış tepiş bir alanda, kimseye çaktırmadan sigara içmeye çalışan bir arkadaşımız, saatler sonra bulunup, otobüsümüze ve rehberimize büyük bir ceza kesilmişti.

Japonya’da her yerde, burada sigara içmek yasaktır afişlerinin altında, madde madde neden yasak olduğu da açıklanır ve özür dilenir. Sağlık için ve kişisel uyarılar değil bunlar, onlar zaten herkes tarafından bilinir.

Bunlar şaşırtıcı ve bir o kadar da düşündürücü:
1-) Bir insana çarptığınız zaman, özür dileyebilirsiniz. Ancak sigara dumanınız çarparsa ne yapacaksınız? Nasıl özür dileceksiniz?
2-) Sizin sigarayı taşıdığınız elinizin hizası belinizin altı olabilir, ya bir çocuğun yüz hizası ise?

Bağımlılıklar ve korkular egomuzun en büyük oyunu. Ego bağımlılıklar ve korkulardan beslenir. Bağımlılık dediğimiz de aklımıza sadece içki, sigara ya da uyuşturucu bağımlılığı gelse de, eşya bağımlığı, insan bağımlılığı, teknoloji bağımlılığı, televizyon-dizi bağımlılığı, sosyal medya bağımlılığı en az sigara, alkol, uyuşturucu bağımlılığı kadar tehlikelidir. Birisi fiziksel sağlığımızı tehdit ederken, diğeri ruhsal ve zihinsel sağlığımızı bitirip, üstelik sosyal hayatımızı da alt üst eder.

“Kişi nesneleri düşündüğünde, bunlara karşı bir bağımlılık ortaya çıkar. Bağımlılıktan arzu doğar. Arzudan öfke doğar. Öfkeden yanılgı gelir; yanılgıdan aklın yitimi; aklın yitiminden ayrım kabiliyetinin çöküşü gelir. Ayrım kabiliyetinin yok oluşuyla kişi mahvolur”
Bhagavat Gita’da.

Bütün bağımlılıkların en kötü özelliği, bağımlı kişinin bağımlı olduğunu fark etmemesi, hatta kabul etmemesidir.

Tam da bu yüzden, çok sinsi bir tehlikeyle karşı karşıyayız ki popüler kültür ve sosyal medya endüstrisi, gezegeni kontrol altında tutmak için, gezegenin tümüne satış yapabilmek adına gözlerini hırs bürümüş bir şekilde, ne pahasına olursa olsun bağımlılıklarımızı güçlendirip, dürtüklüyorlar. Ve hatta bazı karanlık güçler, insanlığın yok olması ve bu sinsi tehlike için büyük kaynaklar aktarıyorlar. Böyle bir faaliyet karşısında uyanık olmak ve artık uyanmak zorundayız. Üzerine titrediğimiz, geceleri uykusuz kaldığımız, can içimiz dediğimiz, tırnağına zarar gelsin istemediğimiz evlatlarımızın heba olmasına, gözümüzün önünde kayıp gitmesine izin vermeyelim.

Sadece satış yapmanın ötesinde, tüm gezegeni kontrol altına almak isteyenler, mobil telefonlarla, internetle ya da televizyonla, dizilerle, çizgi filmlerle, 25. kare ve bilinçaltı yöntemlerle, bağımlılık endüstrisi yaratıp, insanı uyutup, insan beynini uyuşturup kardeşi kardeşe kırdırmanın, ülkeleri bölüp parçalamanın, yakında bizleri çiplerle kontrol etmenin peşindeler.

Düşkünü olduğumuz, vazgeçemediğimiz, tutkuyla sevdiğimiz her şeyin ve her varlığın, her insanın bağımlılık olduğunu fark edelim ve sevgiyle şifalandıralım artık.

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorumlar

Adile ÇAKA   -  Bağlantı 22 Nisan 2022, 13:20

Çok güzel bir yazı,teşekkürler!

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı