REKLAMI GEÇ

GERİLİMLER ÜSTÜNE

24 Temmuz 2015 Cuma

Yunanlı yazar Kazancakis, yaşlı bir adama, ” Neye bakıyorsun?” diye sorduğunda, ihtiyar adam gözlerini akan sudan ayırmadan şu cevabı verir: “Hayatıma evladım, akıp giden hayatıma…”

Hayat tıpkı bu nehirdeki su gibi akıp giderken, daha ne kadar yaşayacağımızı bilmekten uzak, gerilim ve stresle yiyip bitirdiğimiz ömrümüz, hatta en yakınımızdaki en sevdiklerimizin ömrü için, üzülmemek elde değil..

Gerilim ve stres çağımızın modası oldukça, teknoloji ne kadar ilerlerse ilerlesin, yaşam daha da kolaylaşacağı halde, gün geçtikçe içine düştüğümüz kaostan kurtulmak yerine daha çok diplere düşüyor ve kayboluyoruz. Hepimizin içine düştüğü en büyük yanılgı; gerginliği açıklayamadığımız için dışsal nedenler bulmak! Oysa gerilim bizim dışımızda olan bir şey değil. Tam tersi bizim içimizde olanlarla ilgili. Biçimsiz yaşam tarzımızda. Egomuzu büyütmek, daha da büyütmek için, hep daha fazlası, daha iyisi, daha çoğu, daha güzelini istemek arzumuzda. Sürekli geçmiş pişmanlığımız, gelecek korkumuz ve tek gerçeklik olan şimdiki zamanın kaçırılması, en büyük gerginlik nedenimiz…

İki tür gerilim var, bedensel gerilimler ve zihinsel gerilimler. Gerilimler boşaldıktan sonra gevşeme, gevşemeden sonra farkındalık gelir. Ya da tam tersi gerekir, önce farkındalik! Farkındalık varsa gevşeme otomatik olarak gelir ve dolayısıyla fiziksel ve ruhsal gerilimlerin boşalması. Ki birinci yöntem zor ve zahmetlidir, neredeyse imkansızdır. Her zaman farkındalık en kısa yoldur huzur ve denge için…

Ve daima gevşeme, farkındalığın içinden ahenkle, otomatik olarak, kendiliğinden gelir. Farkındalık sürecini anlayabilenler için çok basittir. Aslında biz farkındalığı, bilmeden gün boyu kullanabiliyoruz. Araba kullanıp, çılgın trafiğin içinde kilometrelerce, saatlerce kalıp ölmüyoruz. Ama dışarıdaki, kendi dışımızdaki şeylerin farkındalığındayız sadece…

” İçerdeki trafik için de aynı farkındalığın kullanılması gerekir” diyor Osho. ” Gözlerini kapadığında içerde bir düşünce, duygu, rüya ve hayaller trafiği var; hepsi yanıp sönmeye başlar.”

Ve Osho’nun anlatımıyla: “Dış dünyada her ne yapıyorsan, iç dünyada da tamamen aynısını yapacaksın ve sen de tanıklık edeceksin. Bunun tadına bir kez varıldığında, tanık olmanın keyfi o kadar büyük, o kadar başka dünyalara aittir ki, sen de daha çok derinlere inmek isteyeceksin. Her vakit bulduğunda, iç dünyana daha da fazla girmek isteyeceksin.”

Otobüste, evde, trende ya da uçakta otururken, yapacak hiç bir şey olmadığında, sadece gözlerini kapa. Böylece gözlerin dışarı bakmaktan yorulmaz ve kendini izlemek için yeterince zamanın olur. Bunlar en güzel deneyimlerin yaşandığı dakikalar olacak.

Yavaş yavaş, farkındalık geliştikçe, bütün kişiliğin değişmeye başlar. Kayıtsızlıktan farkındalığa geçiş, en büyük sıçramadır.

Tek yapman gereken, her durumun farkında olmayı öğrenmek! Farkındalığı geliştirmek için her türlü durumdan yararlanmak!

Haydi artık bir yerden başla! Bir ucundan tut yaşamın! Yaşamı öldürme! İçindeki seni farket ve kutsa! İçindeki seni yaşat!

Norman Cousins’in dediği gibi: ” Yaşamın trajedisi ölüm değil, yaşarken içimizde ölmesine izin verdiklerimizdir”…

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorumlar

Adile ÇAKA   -  Bağlantı 20 Mayıs 2022, 13:04

İçindeki seni fark et ve kutsa!

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı