REKLAMI GEÇ

KUTSAL GEOMETRİ VE ALTIN ORAN

15 Ocak 2018 Pazartesi

Tüm fiziksel formun en önemli geometrik deseni Kutsal Yasam Çiçeği, kutsal geometri. İnsan bedeninin orantıları, insan bilincinin ayrıntıları, yıldızların boyut ve uzaklıkları, gezegenler ve aylar hatta insanlığın gördüğü her şey, bu güzel ve ilahi desen de kaynaklarını yansıtmak üzere gösterilmektedir. Drunvalo Melchizedek, varoluşumuzun bu üçüncü boyutundaki tüm gizemli ve karmaşık durumunu kutsal geometri denilen yaşam çiçeği formlarıyla ayrıntılı bir şekilde anlatmaya çalışmıştır.

Matematik ve geometrideki en gizemli sayı. Leonardo Da Vinci ve en yakın arkadaşı ünlü matematikçi ve rahip Luca Pacioli’nin “ilahi oran” dedikleri “Altın Oran”.

Leonardo Da Vinci’nin “Son Yemek”, “Mona Lisa” ve neredeyse tüm tablolarında kullandığı ve saplantılı bir şekilde arkadaşı Luca Pacioli’nin ünlü geometri kitabı (1509) “de divina proportione”(İlahi Oran)’da şekil ve resimlerini çizerken kullandığı ” Altın Oran”.

O dönemde onlar İlahi oran diyordu ama bu 1800’lü yıllara kadar tanımlanmadan kaldı. Leonardo altın oran ölçen pergeli icat edecek kadar saplantılıydı. Sadece o ve arkadaşı değildi altın oran sevdalısı. Kepler altın oran için ” büyük bir hazine” diyordu. Güneş sistemini anlatırken altın oranı kullanıyordu.

Evrendeki en güzel canlılar bu altın orana uygundu. Bütün evrende sayısız sayıda altın oranla dizayn edilmiş ve düzenlenmiş sonsuz güzellikler mevcuttur. Kara delik termodinamiğinden, Kalp atışlarına, DNA’nın yapısına, kar tanesine, galaksilerin sarmal şekline, Mısır piramitlerine, ses dalgalarına ve elektrik dalgalarına kadar birçok şeyin altın oranla dizayn edildiği biliniyor artık. Dolayısıyla katedraller, kubbeler, Tibet’teki tapınaklar, mimari ve sanat dışında, LCD televizyonlar, kredi kartları ve birçok teknolojik cihaz da altın orana göre tasarlanıyor şimdi. Çünkü insan gözüne estetik ve en güzel etkiyi bırakıyor. Altın Oran sayısı 1.618’dir ve 1 sayısı ile sıra dışı bir ilişkisi vardır. Her şey bu 1 sayısıyla geometrik ve matematiksel bir bağlantı içindedir.

Leonardo çember ve eşkenar şekiller iç içe geçtiğinde, altın oranı verir derdi ve tüm tablolarını da bu çember ve eşkenar şekillerin içine yerleştirirdi.

Kuran’ı Kerim’in “Rahman” suresinde altın orana dair işaretler ve dünya ile ayın tasarımının bir oranla yapıldığı yazar. “Her şeyi tek tek ölçtük ve biçtik” (Nebe suresi) der yaradan, birlik ve dengenin yasalarını işaret eder. Yaşam çiçeği ve kutsal geometri bu kutsallığı ifade eder. Altın oran, evrenin bilgisini ve ilahi düzenini yansıttığı için ilahi oran denmiştir.

25 yıldan beri Steven Marquardt, dünyaca ünlü Amerikalı estetik cerrah, altın orana göre dizayn edilmiş insan bedeni ve yüzlerinin hemen hemen herkes tarafından beğenildiğini kanıtladı. Altın orandan uzaklaştıkça estetik ve güzellik azalıyor, yakınlaşıldıkça netleşiyordu. Yani güzelliğin ve estetiğin şifresi de, doğamıza kazınmış bu rakamdı yani 1.618’di. Ve DNA’mıza kodlanmıştı. Midyelerin kabuğu, kaplumbağaların kabuğu, günebakan çiçeğinin iç ve dış yaprakları, hatta çekirdeklerin dizaynı, gezegenler, yörüngeler, galaksiler, peygamber böceğinin ve kelebeklerin kanatları, tavus kuşunun kanatları, balıkların derisi, bal peteği, yaprak ve çiçeklerin spiral dizilimleri, bütün mikro-kozmoz ve makro-kozmoz bu altın oranla ve logaritmik spiraller- köşeli odacıklar içeren, kutsal geometri denilen yaşam çiçeği ile hesaplanarak yapılmıştır.

Dünya gezegenin altın oran noktası, Kuran’da en kutsal ve ilahi merkez olarak anlatılan Mekke’nin, güney kutup noktası ile kuzey kutup noktasına uzaklığının birbirine oranı tam olarak 1.618’dir.

Phimatrix programıyla açılan enlem-boylam haritasında altın oran Mekke’yi işaret etmektedir.

Leonardo pergeliyle ölçüldüğünde, Mekke Arabistan’ın altın oranında, Kabe de Mekke’nin altın oranındadır.

İnsan bedenindeki orandan, evrenin merkezi Mekke’ye kadar, herşeyin hesaplı ve ölçülü yaratıldığı bu ilahi düzende, toprağa düşen her DNA, yeniden dirilişin şifresini ve kodlarını taşır. Her tohumun içinde ağacın bilgisi vardır yani. Doğada ve evrendeki her şeyde, her varlıkta bu ilahi düzen ve bu denge, bu oran ve bu ritim vardır. Saç telimizden, örümcek ağına kadar, her şey bu uyum ve bu ahenk içinde yaratılmıştır. Bu manevi öz, ağacın kökünden, taç yapraklarına kadar saklanmıştır. Su damlalarından, sesimizin aldığı şekle kadar aynı ritim ve aynı geometrik yapı varsa, hala nasıl sıradan bir şeymiş gibi öylece bakıp duruyoruz? Nasıl da müthiş bir akıl ötesilik ve olağanüstülüğün, evrensel iskeletin ve bu çok boyutluluğun, derin bilgeliğin etkisinde donup kalmıyoruz? Bu durağan ve sabit olmayan evrenin yasası ve uyumunun sürekliliği ve devinimi karşısında, neden hala uykudayız ve uyanmıyoruz? ben bilmiyorum!!!

Kaynaklar: “Altın Oran Araştırmacısı” Erdem Çetinkaya’nın yazdığı ve yönettiği “Kutsal Gizemler Belgeseli”/ Yaşam çiçeğinin unutulmuş sırrı/ Kutsal Gizemler ve altın oran mucizesi-Şüpheci Melek/ Kutsal Geometri-Kubilay Aktaş

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorumlar

Adile ÇAKA   -  Bağlantı 26 Nisan 2022, 15:02

Her tohumda ağacın bilgisi saklıdır,ne muhteşem bir cümle,bu güzel yazı için çok teşekkürler!

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı