KOCA BİR HİÇ MİYDİ HER ŞEY?
12 Mart 2018 Pazartesi
Avrupa bir garip, ekonomisi neredeyse tek başına Avrupa’yı ayakta tutacak, bütçe fazlası olan, paraları nereye koyacağını bilemeyen Almanya, 6 ayda zor bela hükümet kurabildi.
Bizde ekonomi hakkında konuşanlar nicedir durum kötü, hatta vahim; patladı patlayacak diyor. Gel gör ki ülkeyi yöneten partinin neredeyse seçeneği yok. Muhalefet, yok denecek durumda. Sayısız seçim kaybetmiş, özeleştiri nedir bilmeyen, koltuğa yapışanlar bir yanda, iktidarla işbirliği yaparak ayakta durmaya çalışanlar bir yanda.
Neoliberalizmin kalesi ABD’nin tam tersi yola girip korumacı ekonomiye sarılması bir yanda, hiç alışık olmadığımız biçimde Suudilerin, Arap Emirlikleri’nin şımarık, bir o kadar da fütursuz eleştirilerine muhatap olmamız bir yanda.
Kuzey Kore’nin kıtalar arası vuruş gücüne sahip nükleer füze denemelerine ağzı köpürerek tehditler savuran Trump bir yanda, Ege’de her gün başka bir tonda tehditler savuran Yunanistan bir yanda.
Son teknoloji savaş uçaklarına milyar dolarları ödeyenler bir yanda, çadırlarda, çamurda yaşayan milyonlarca mülteci bir yanda.
Bakalım ne kadar daha dayanacak dünyamız tüm bunlara?
Güzel dünyamız da yaşlanıyor uygarlıklarımız gibi, bizim gibi. Yaşlandıkça köşesine çekiliyor. Köşesine çekildikçe her rahatsız edişimizde daha bir kükreyerek yanıt veriyor. Fırtınalar, seller, aşırı sıcaklar, aşırı soğuklar. Yaşlanan dünyamız gittikçe azaltıyor nafakamızı, o nafakayı azalttıkça biz daha bir çoğalıp daha çok saldırıyoruz.
Evler ve aileler, ülkeler ve toplumlar, dünya ve insanlar… Artık birlikte yaşamayı beceremiyor en küçüğünden en büyüğüne insanoğlu. Bildiğimiz ne varsa ters yüz oluyor göz göre göre ve hep birlikte izliyoruz.
Her yan çelişki, her yan zıtlık.
Bakalım nereye kadar gideceğiz bu esrik kafayla?
Biz insanların
Onuru vardı,
Etik değerleri vardı,
Umudu vardı,
Yüreğimiz vardı,
İnsanı sevmeleri vardı,
Ya şimdi?
Olsun biz şu ana bakalım.
Hiç okumamış gibi yapalım, hiç görmemiş, hiç duymamış gibi yapalım.
Nihayetinde Kuzey Kore nere, Almanya nere, Suudi Arabistan nere; Ege’ymiş, Akdeniz’miş, neoliberalizm, iktidar, muhalefet, savaş, barış… ne ki?
İşte günlük telaş, işte çorba, işte dizilerim…