REKLAMI GEÇ

TÜRKİSTAN VE İPEK YOLU

30 Kasım 2017 Perşembe

Son günlerde sıkça duyduğumuz Türkistan neresidir? Bazılarının bir ülke adı zannettiği Türkistan ismi tarihin derinliklerinden gelmekte ve Türklerin yoğunluklu olarak yaşadığı bir coğrafyanın adıdır. Bugün bu coğrafya Orta Asya Türklerinin halen yaşadığı Afganistan, Doğu Türkistan, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan, Türkmenistan, Tacikistan, Moğolistan resmi devletlerinin sınırları içerisinde kalan bölge olarak tanımlansa da, tarihte bu sınır Hazar denizinin tamamını, Kafkasya’nın doğusu ve kuzeyini, kuzey Asya’nın Altay, Tuva ve Yakut bölgesini de içine almaktaydı.

Bu bölgenin herhangi bir köşesinden Osmanlı Devleti’nin hüküm sürdüğü yerlere gelen ve Türkçe konuşan insanlar 15. Yüzyıla kadar Osmanlı’nın doğal vatandaşı olarak görülür ve kucaklanır, meslekleri, eğitimleri, diplomaları ve unvanları resmi olarak kabul edilirdi. Özbek, Kırgız, Kazak vb. boylarından olan bu vatandaşların dili Türkçe olduğu için kolay anlaşma sağlanır ve Türk olarak görülerek tebaadan sayılırdı. Türkistanlılar ile olan kültür ve dil birliği 15. Yüzyıldan sonra Arapça’nın Türkçe üzerindeki hakimiyeti, İran devletinin güçlenmesi ile Batı Türklerini barındıran Osmanlı ile Doğu Türklerini barındıran Türkistan coğrafyası arasındaki bağlar hızla zayıflamış ve 18. Ve 19. Yüzyılda Rus Çarlığının da bölgede en güçlü çağlarına gelmesi ile kopmuştur.

Bu tariflerden hareketle Türkistan kavramı günümüzde genel kabul gören şekliyle “Türk Dünyası” kavramının bir parçası olarak ele alınmalıdır. “Türk Dünyası” ise yaygın olarak Türklerin değişik boylarının yaşadığı ülkeleri ve bölgeleri ifade eder. Buradan hareketle günümüzde Türk Milletinin unsurları olan irili ufaklı boyların yaşadığı ülkeler veya bölgeler, buralardaki nüfus ağırlıkları söz konusu ise, Türklerin boy ismi ile anılır. Kazak boyunun ağırlıklı yaşadığı Kazakistan gibi. Türkistan’daki diğer bağımsız Türk cumhuriyetleri ile Rusya federasyonu ve Kafkasya’daki birçok özerk bölgelerin durumu böyledir.

Genellikle değişik adlarda kurulmuş birçok Türk, İslâm veya Moğol devletlerinin sınırları değiştikçe, Türkistan’ın zihinlerdeki sınırları da değişmiş ve bölge Türkistan, Orta Asya, İç Asya, Merkezi Asya, Türk İli, Türk Eli, Turan, Sovyet Orta Asya’sı, Sovyet Türkistan’ı, Çin Türkistan’ı, İran veya Afganistan Türkistan’ı, Doğu Türkistan, Batı Türkistan ve son olarak Türk Dili Kullanan ülkeler gibi kullanımlar ortaya atılmıştır. Bu listede bulunan isimler daha da çoğaltılabilir.

Bu kadar çok ismin kullanılması bir kavram kargaşası olarak nitelendirilebilir. Ancak bunun nedeni Rusya ve Çin’in takip ettiği baskıcı politikalardan ve bazı kavramları yasaklayarak veya zor ile kullandırmalarından kaynaklanmaktadır.

Buna örnek olarak Türkistan adının geçtiği bir devlet olan Doğu Türkistan Cumhuriyeti 1944-1949 yılları arasında yaşadıktan sonra Çin tarafından işgal edilmiş ve bu bölge için Çin hükümeti ısrarla “Sincan Uygur Özerk Bölgesi” ismini kullanmaktadır.

Totaliter ve baskıcı Rus ve Çin yönetimlerinin çok yönlü asimile programlarının bir parçası olan isimler üzerindeki baskısına rağmen Türkiye’deki bilimsel çalışmalarda kullanılan isimlerde tarihî ve etnik gerçekler göz önüne alınmalıdır. Bu konuda Dr. Baymirza Hayit şunları söylemektedir:

Sovyet terminolojisinde Türkistan 1925 yılından beri ‘Orta Asya ve Kazakistan’ olarak geçmektedir. Rusya, bu ismi yasaklayarak Türkistanlılar arasındaki aynı millete mensubiyet şuurunu yok ederek, Türkistan’ı Rus sömürgeciliğinin temel kaynağı yapmak istediği için ‘Türkistan’ isminin kullanılmasına hiçbir şekilde tahammül edememektedir.

Görüldüğü üzere tarih boyunca Türkistan isimli bir devlet veya hanlık kurulmadığı halde, Orta Asya’nın büyük bir bölümünü oluşturan ve eski çağlardan beri Türklerin anayurdu olarak kabul edilen ülkeye Türkistan denmiştir. Günümüzde de Türk kültürünün yaşandığı yaklaşık 300 Milyon nüfuslu bölgeye Türk Dünyası denilebilir.

Yukarıda açıkladığımız Türkistan’a bakış açımız ve ilişkilerimiz gerçeklerin konuşulması gereken günümüzde nasıl olmalıdır? Bu konuda AB’nin, Arap Birliğinin, ŞİÖ’nün kuyruğu olma taktikleri, Suudi Arabistan’ın ve Arapların bir kısmının ABD ve İsrail ile birlik olup ABD emperyalizminin menfaatlerini göz ardı eden diğer Arap kesimine açtıkları savaşta taraf olmak ve acilen kiralık asker göndermek düşüncesi bırakılmalı, hemen Türk odaklı bir strateji belirlenmelidir. Ancak böyle bir strateji belirlediğimiz takdirde Ortadoğu savaşı sonrası şekillenecek yeni sınırlar ve düzenlemeler hakkında söz sahibi olabiliriz. Şunu daima bilmeliyiz ki, batıdan doğuya tarihi ipek yolunun tamamını içine alan Türkistan ortak bir tarihi, kültürü, dili ve çoğunlukla aynı dini paylaştığımız ve Türk dünyasının önemli bir parçasıdır. Türkiye bu coğrafyada öncelikli olarak Türk odaklı dış politika ve yumuşak güç araçlarıyla etkin olmalı, gerektiğinde sert güç kullanacağını göstermelidir. Örneğin bu bağlamda Barzani’nin Kürdistan kurmak üzere aldığı 25 Eylül 2017 tarihinde referandum yapma kararı “sorumsuzca verilmiş bir karardır” gibi şirin cümlelerle durdurulamaz. Burada hemen ve her ne pahasına olursa olsun en sert yaptırımlara başvurulmalıdır. Örneğin Habur sınır kapısının kapatılması, ticaretin durdurulması, petrol sevkiyatının kesilmesi, hesapların dondurulması gibi uygulamalar bugün başlamalı ve gerektiğinde askeri müdahale yapılacağının göstergesi olarak yığınak yapılmalıdır. Aksi takdirde referandum sonrası atı alan Üsküdar’ı geçer ve burnumuzun dibinde nur topu gibi yeni bir beka sorunu ve problem ülke doğar. Ondan sonra atacağımız her adım ise bir devlete karşı yapılmış hukuksuzluk kapsamında görülür. Bu nedenle günlük siyasi çıkarları bir kenara bırakarak, tarihten gelen köklerinden aldığı güçle bölge siyasetinin önemli aktörlerinden biri olmanın gerekliliklerini yerine getirmeli ve önce İpekyolu’nu kapsayan Türk Ticaret Birliği’ne sonra Türk Birliği’ne gidecek olan vizyonu şekillendirme çalışmalarına başlamalıdır.

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı