TÜRKİYE’DE MOTOSİKLET ALGISI
1 Aralık 2017 Cuma
Geçenlerde dostum Cengiz Cankal’la elimizde çay, kaptırmışız kendimizi sohbet ediyoruz. Kendisi bana ülkemizdeki motosiklet algısından bahsetti. Benim de çok hoşuma gitti. Baktım not alınacak gibi değil bende kendisinden rica ettim gözlemlerini ve düşüncelerini yazıya döktü.
Öncelikle kendisine teşekkür ediyor ve yazısını sizlerle paylaşıyorum. Bakalım sizin yorumunuz ne olacak?
“Türkiye’de motosiklet algısı nasıl? Sizce olumlu mu olumsuz mu?
Kısa bir test yapalım. Aşağıdaki sorulara samimi cevaplar vereceğinizi ümit ediyorum:
Sizinle aynı yolu paylaşan motosiklet sürücülerine nasıl davranıyorsunuz?
Mesela 40 cm genişlikteki motosikletin tek başına şeridin tamamını işgal etmesi sizi sinirlendiriyor mu?
Siz trafik ışıklarında sırada beklerken motosikletlerin aralardan geçerek öne çıkmaları sizde nasıl bir duygu uyandırıyor?
Tali yoldan ana yola çıkmak için otomobillerin geçmesini bekliyorsunuz peki aynı sabrı motosikletler içinde gösteriyor musunuz? Yoksa motosikletin önüne çıkıyor musunuz?
Sizce küçük olan daha mı önemsiz?
Ya da 1 can taşıyan motosiklet, 1 can taşıyan otomobil kadar dikkati hak etmiyor mu?
Önemli olmak boyutla mı ilgili?
Motosiklet kullananlar sizce nasıl insanlar? Kişilik özellikleri sizce nasıl? Asi, tehlikeyi seven, suça yatkın mı?
Bana göre Türkiye’de olumsuz motosiklet algısının başlıca 4 nedeni var:
1-Motosiklet üreten firmaların reklam pazarlama stratejileri, algı yönetimleri
2-Hollywood etkisi
3-Kültürel faktörler
4-Bilinçsiz/eğitimsiz motosiklet sürücülerinin bıraktığı etki
1- Motosiklet üreticileri satışları arttırmak için insan psikolojisinin zayıf tarafına odaklanıyorlar. Özellikle genç erkekler onlar için hedef kitle oluyor. Kendini ispat etme ihtiyacı olan gençler bu reklamlara kendilerini kaptırıyorlar. Reklamlarda ve filmlerde özellikle hız konusu ön plana çıkarılıyor. Hızlı bir motosiklet, yakışıklı bir erkek sürücü, güzel kızlar, iyi bir yaşam. Bu algı paketi hiç şaşmaz. Trafikte hızla ilerleyen diğer araçları makaslayarak giden, oradan buradan atlayan motosiklet. İnsan beyni bu sunulan örnekleri paket halinde algılıyor kabul ediyor. “Bu motoru alırsam hızlı kullanırsam, cambazlıklar yaparsam daha karizmatik olurum, kızların ilgisini çekerim” gibi otomatik düşünceler oluşuyor. Dolayısıyla trafikte çeşitli cambazlıklar yapan, delirmiş gibi hızlı ilerleyen, makas atan motosikletli gençler boy gösteriyor.
2-Hollywood etkisi: Amerika’da serserilerden oluşan motosiklet gruplarını hemen hepimiz biliriz. Artık beynimize kazınmıştır. Hollywood yapımı filmlerde serseri motorcu tiplemesi özellikle işlenmiştir, işlenmektedir.
3-Kültürel faktörler: Kuşkusuz coğrafyanın önemi büyük. Ortadoğu coğrafyasında yer aldığımızı düşünürsek, bu bölgenin tipik sosyolojik özelliklerini yansıttığımız yadsınamaz bir gerçektir. Güçlü olan haklıdır, büyük olan önemlidir, zengin olan güçlüdür, güçlü ve büyük olana saygı gösterilmelidir. Kabul etsek de etmesek de hemen hepimizde az ya da çok bu düşünce ve inançlar bulunuyor. Trafikte arabaya göre oldukça küçük olan motosikletin şeridi işgal etmesine sinirlenmemiz bu yüzdendir. Bir kamyona yol verirken ya da tedbirli yaklaşırken motosiklete yol vermememiz ya da dibine kadar girmemiz bu yüzdendir. Motosiklet sürücüsü haklı bile olsa efelenip tehditler savurmamız bu yüzdendir.
4-Trafikte cahil ve bilinçsiz motosiklet sürücülerinin yaptığı tehlikeli ve saygısız, davranışlar uzun dönemde diğer sürücüler üzerinde negatif algı bıraktığı da bir gerçek. Bunların bir kısmının egzozu sökülmüş olup, kulakları sağır edercesine gürültü çıkarıyor. Evinde bebeğini uyutmaya çalışan anne babanın hissettiği duyguyu düşünün.
ÇÖZÜM:
Motosiklete olumsuz bakışın olası nedenlerini analiz ettik. Tamam. Peki, bu bakışı olumluya nasıl çevirebiliriz?
Motosiklet üreticilerinin reklam planları ve Hollywood filmleri konusunda yapabileceğimiz bir şey yok maalesef. Ama son 2 madde değişebilir nitelikte. Neydi bunlar: *Kültürel faktörler ve *Eğitimsiz/bilinçsiz sürücüler. Bence üzerinde durulması gereken konu bu.”