REKLAMI GEÇ

KAHVENİN 40 YIL HATIRI VARDIR

3 Nisan 2017 Pazartesi

Türk misafirperverliğinde kahvenin önemli bir yeri ve önemi vardır. Ülkemizde kahve içmek bir kültür haline dönüşmüştür. Halk dilinde “bir kahvenin 40 yıl hatırı vardır” sözü keyiften öte bir anlam ifade eder. Günün her saatinde içilen kahve, dostlukların pekişmesinde aracı olmuş ve sohbetlerin odak noktası haline gelmiştir.

Psikolojik ve sosyo-kültürel tatmin sağlayan kahve, acaba sağlığımız için ne ifade eder?

Yapılan son çalışmalarda, kahvenin içerisinde bulunan kafeinin uyarıcı, mineral, vitamin ve antioksidan etkisi nörodejeneratif hastalıkların; Alzhemir hastalığını, Parkinson, ALS gibi oluşma riskini azaltığı, kanserin; beyin, ağız, bağırsak, karaciğer, mide, prostat, karaciğer, meme, cilt gibi önlenmesinde, tedavisinde yararlı olabileceği ve kronik hastalıkların; şeker hastalığı, yüksek tansiyonun oluşma riskini azaltabileceği gösterilmiştir.

Kafein tek başına toksik etki yaratabilir. Ancak, kahvenin içerisindeki yüksek antioksidan, mineral ve vitaminler bu etkiyi dengeler. Kahvedeki kafein miktarını kahve çekirdeğinin nasıl kavrulduğu, nasıl çekildiği ve nasıl pişirildiği belirler. Kahve çekirdeğinin fazla kavrulması halinde, ısıya bağlı olarak kafein, antioksidant, mineral ve vitaminlerini de o derece kaybeder.

Kahvenin bu yararlı etkilerinden yararlanmak için nelere dikkat edilmelidir?

Kahvenin toksik tarımsal ilaçlarla ilaçlanmadan organik, fazla kavrulmamış ve sade içilmesi etkisini arttırır. Kahvenin sekerli içilmesi insülin direncini arttırarak şeker hastalığı riskini arttırır. Kahvenin içine eklenen süt, krema veya diğer sentetik tat vericiler kahvenin içerisindeki mineral ve asitlerin emilimini azaltır.

Eğer kahve şekersiz içilemiyorsa, vücutta herhangi bir zararlı etkisi bulunmayan bitkisel “stevia” şeker yerine kullanılabilir.

Kahvenin idrar söktürücü etkisi, vücuttaki su ve minarel kaybını arttırır. Bu etkiyi azaltmak için, günlük taze sebze, meyve ve su tüketimi arttırılmalıdır.

Kafeinin uyarıcı etkisinden dolayı uykusuzluğa neden olabileceğinden, gün içinde tüketilmelidir.

Kahve plastik kaplarda tüketilmemelidir.

Bazı kişilerin kafeine hassasiyeti olabilir. Eğer kahve kalp çarpıntısı ve mide krampına neden oluyorsa tüketilmemelidir.

Kahve egzersiz sonrası içilmemelidir. Egzersiz öncesi içilmesi halinde ise, kaslardaki protein sentezini aktive ederek kas gücünü arttırır.

Kahve, organik ve iyi kalitede olması koşuluyla sade ve yukarıda söz ettiğim gibi, bazı püf noktalarına dikkat edilerek içildiğinde, kanser, dejeneratif beyin hastalıklarını ve kronik hastalıkların oluşma riskinin azalmasına katkı sağlayacaktır. “Azı karar, çoğu zarar” değişini hatırlayarak, kahvenizi afiyetle yudumlamanızı dilerim.

Sağlıklı ve güzel günlere…

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı