REKLAMI GEÇ

Görsel güzelliğin adı; CİLT…

23 Temmuz 2015 Perşembe

Cilt güzelliği, sağlıklı ve mutlu yaşamanın vazgeçilmezlerindendir. O zaman şu soruyla başlamak gerekmez mi : Cldimizi ne kadar tanıyor, dinliyor ve özen gösteriyoruz?

 

Bir kısa sözcükle tanımladığımız cildimiz 3-5 kg ağırlığı olan ve vücudumuzun en geniṣ yüzeyli organıdır. Vücudumuzu dıṣ etkenlerden korur, toksinlerin atılmasına yardımcı olur, vitD üretimini ve yapımını sağlar (vitD kanserden korur). Cilt vücudumuzun bütün bölgeleri ile bağlantılıdır. Cildimize bakarak iç organlarımızın durumu, kan ve lenf dolaṣımı ile hormonların düzeyleri hakkında bilgi sahibi olabiliriz. Cilt bazı hastalıklara tanı koymada bize yardımcı olabilir. Eğer cilt hastalikları ve problemlerinin gerçek nedeni bulunmadan sadece yüzeysel tedavi edilirse, bulgular ve gerçek sorun bastırılacağı için ileride başka sağlık sorunlarına neden olabilir.

 

Vücut yüzeyini baştan sona kaplamış olan cildimizin hemen altında yağ tabakası bulunur. Dıṣarıdan uygulanan kremler ve toksik yağlar (genetiği ile oynanmıṣ omega 6 yemeklik yağlar, toksik yiyecekler, kalorisi yüksek ama besin değeri az olan gıdalardaki toksik maddeler) burada birikir ve güneṣ ıṣığı ile etkileṣime girerek cilt kanseri riskini arttırır ve başkaca cilt problemlerine neden olabilir. Tükettiğimiz gıdaların kalitesi cilt sağlığımızı direk olarak etkiler.

 

Bağırsaklarımız, böbreklerimiz, akciğerimiz ve cildimiz vücudumuzdaki atık maddeler ile toksik maddelerin atılmasını sağlarlar.

 

Cildimizde ki sivilceler, lekeler, siğiller, et beni (göz kenarında ve vücuttaki) için neler  düṣünürüz? Bunlar da birer cilt problemi olarak değerlendirilebilir mi? Elbette ki değildir. Onlar farklı kapsamda değerlendirilecek konulardır. Vücudumuz sadece içerideki toksinler ile diğer atıkları dışarı gönderen organları iyi çalıṣmadığında cilt yolu ile bunları atmaktadır. Eğer bu yolu  bilinçsiz kullanılan kremler, yamalar, jeller, bakteri öldürücü sabunlar kullanarak kapatırsak ve cildin direncini azaltırsak, toksinler vücut içinde kalıp kronik hastalıklara ve safra kesesi taṣ olusumunada neden olabilir.

 

Sağlıklı cildin sağlıklı floraya ihtiyacı vardır ve cilt üzerinde trilyonlarca bakteri, mantar, virus bulunur. Kullanılan bakteri öldürücü (anti-bakterial) sabunlar daha güçlü bakterilerin yaṣamasını sağlayacağından, normal antibiotik ile tedavisi zor olan bakterilerin üremesini olanak sağlayabilir.

Yapılan araṣtırmalar bakteri öldürücü sabunların hastalıkların oluṣumunu önleyemediğini göstermistir. Bakteri öldüren sabunları üretenler insanlarda korku ve tedirginlik yaratarak, bu ürünleri kullanarak sağlıklı kalınacağı şeklinde algı yaratarak daha güçlü bakterilerin ve viruslerin üremesine katkıda bulunmaktadırlar. Her yıl baṣka bir virus aṣısıyla karṣımıza çıkılmasının bir sebebi de bu uygulamalardır.

 

Cilt bakım ürünlerindeki zararlı kimyasal maddelerin kullanılmasına yasal olarak izin verilmektedir. Tehlikeli cilt kremi katkı maddeleri ; mineral yağlar, paraffin, petrolatum ürünleri (vazelin vs) cilde sanki plastik gecirilmiṣ gibi cildin gözeneklerini kapatarak, toksinlerin atılmasını engeller, cilt problemleri ve kanser riskini artırır, hormonları olumsuz yönde etkiler.

 

Parabens; yaklaşık olarak 13.200  dolayındaki kozmetik ve cilt bakım ürünü  parabens içerir. Bu da kanser riskini artırıp  hormonları olumsuz yönde etkiler.

 

Phenol carbolic acid;  sara nöbetlerine, koma, hatta ölüme bile neden olabilir. 

 

Propylene glycol; nemlendirici olarak kullanılır, ama cildin yenilenmesini engelleyerek cild tahriṣine sebep olur, dermatit, karaciğer ve böbrek fonksiyonlarını engelleyebilir.

 

Vit A- Retinyl Palmitate; sentetik vit A ‘dır ve güneṣe maruz kaldığımızda cilt kanseri riskini arttırır.

Güneṣ kremi seçerken dikkat!

Güneṣin UVA ve UVB ıṣınları vardır. UVB cildimizi kanserden korur, cilt sağlından sorumludur ve cildin güneṣte yanmasını sağlar. UVA ise cilt kanserine, lekelenmelere, cilt problemlerine neden olur ve vücudumuzun direncini azaltır.

 

Güneṣ koruyucular cilt kanserini önlemezler. Kullanılan güneṣ koruyucuların büyük çoğunluğu UVB’yi engeller ve UVA’dan korumazlar. SPF 50 ve suya dirençli (water resistance) yazan bir güneṣ koruyucunun koruma etkisinin yüksek olduğunu düşünüp uzun süre güneṣ altında kalmak isteyebilirsiniz ama gerçekte güneṣin zarar veren ışınlarından korumadığınız için ilerde ciddi sorunlarla karşılaşabilirsiniz. “Suya dirençli” tanımı  nano parçacıklar içeriyor demektir. Cildimiz geçirgen olduğu için nano parçacıkları kana karıṣarak iç organları olumsuz yönde etkiler ve kansere neden olabilirler. Özellikle çocuklar da kullanılan suya dirençli yüksek koruma faktörlü güneṣ koruyucularına  çok dikkat edilmelidir.

 

Ne önerilebilir?

Doğal güneṣ koruyucuları olan:

Badem yağı SPF 5

Hindistan cevizi yağı 4-6 ve Shea yağ SPF 4-6

Nano olmayan zinc (çinko) oxide SPF 2-20

Kırmızı ahududu çekirdeği yağı  SPF 25-50

Havuç çekirdeği yağı SPF 35-40

Önerilebilecek koruyuculardır.

 

Sağlıklı bir cilt için gerekli olanlar:

Düzenli fiziksel aktivite ile terlemeyi arttırmak ve yeteri kadar su içmek (günde en az 2 lt. Bu miktardaki su vücudun toksinlerden temizlenmesini sağlayacaktır)

 vit B-3, vit-A ve vit-C değeri yüksek gıdaların tüketilmesi, ve güçlü sindirim sistemine sahip olmak vitamin ve minerallerin emilimini artıracağı için tercih edilmelidir..

İyi dinlenmek ve stresten uzak durmak ve tabii ki derin uyku cildin yenilenmesini sağlamak için gereklidir.

Sağlıklı ve güzel günlere…

 

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı