REKLAMI GEÇ

IŞİD, Rehineler, Kürtler

22 Eylül 2014 Pazartesi

Rehineler
IŞİD’in elindeki rehineler 101 gün sonra kurtuldu. Çok sevindim. Hepsine geçmiş olsun demek istiyorum, yaşadıklarının telafisi yok.
Operasyon mu?,
Temas mı?
Pazarlık mı?
Ne oldu bilmiyoruz, kokusu yakında çıkar. Bu ülkede hiçbir şey gizli kalmaz.

Bugüne kadar bir bilinmezlik içinde endişeyle bekledik, aklımızla alay eden demeçlere katlandık. Konu üzerinde yayın yasağı kalktığına göre, dilimizin ucuna kadar gelen soruları sormanın zamanı gelmiştir.
Savaş alanında olduğu bilinen bir konsolosluğa kadınları ve çocukları götüren, buna izin veren akıllı kim?
Savaşın ortasında kalacağı belli olan konsolosluk binasındaki diplomatik temsilcileri boşaltma kararı veremeyen ileri görüşlü kim?

Bulunduğu yerdeki durum değişikliğine göre insiyatif kullanamayan yetenekli ara sorumlular kimler?
Son soru; sınırımızın hemen ötesinde dünya lideri olduğunu iddia eden yöneticiler tarafından yönetilen Türkiye’nin temsilcilerine dokunan, rehin tutan, tehdit eden, pazarlık eden kişilere bu cüretlerinin bedeli ödetilmeyecek mi?

Bu sorumlular bulunup işten el çektirilmezse, kaçıranlara bedel ödetilmezse Ortadoğu coğrafyasında bir daha aynı olayların tekrarlaması kaçınılmazdır.
Bu duruma neden olanlar, rehineler sağ salim kurtuldu diye, yaptıkları hataların sorumluluğundan kaçamamalıdır.

Kürtler
Son haberlere göre IŞİD militanları Kobani bölgesinde Kürt köylerini alarak şehir merkezine doğru ilerliyor.
Mayıs ayında bilimsel bir toplantı nedeniyle Mardin’e konuşma yapmaya gitmiştim. Akşam yemeği için Nusaybin’e götürdüler. Hemen sınırın yanındaki restorandan Kamışlı şehri görünüyordu. 200-300 metrelik tel örgülü ve mayınlı alanın ardından Nusaybin aynen devam ediyor gibi. Kınıklı ile Yenişehir arasındaki kadar bile mesafe yok. Zaten iki tarafta da birçok akraba aile oturuyormuş.Kobani’de Akçakale’nin karşısında.

IŞİD’in yapacağı katliamların sınırın bu tarafında yaşayan Kürt vatandaşlarımızın kalplerinde açacağı yara çok derin olacaktır. IŞİD Kuzey Irak’ta Türkmen köylerine saldırdığında nasıl endişelendiysek, ölen soydaşlarımız için nasıl üzüldüysek, yardım için bir şey yapmayan hükümetimize nasıl kızdıysak, aynılarını şimdi Kürt vatandaşlarımız yaşıyor.

Uluslararası koalisyon Amerika öncülüğünde bir kuvvet toparlıyor. Sınırımızın hemen ötesinde havadan müdahale devam ediyor. Ama karadan müdahale için yerel güçlere muhtaçlar. Şu anda bunu yapabilecek güçte tek ülke var. Eğer bu sorumluluğu kabul edersek, barış derken kendimizi pis bir etnik, dini iç savaşın içinde bulmamız içten bile değil. Aynı zamanda ülkemize yerleşen, bir sürü dernek çatısı altında militan örgütleyen, radikal islamcı unsurların terörü şehirlerimize taşıması da mümkün. Tek olumlu yanı insanlık için yapılacak bu müdahalenin Kürt vatandaşlarımızda ordumuza karşı bir yakınlık hissi oluşturma olasılığı. Sorumluluğu kabul etmezsek bölgesel kuvvetlere akıtılacak silahların ileride bölgeyi daha da kana bulaması ve güneydoğuda ağır silahların kullanıldığı bir savaşın çıkması olası.

Aşağı tükürsen sakal, yukarı tükürsen bıyık.

Yıllarca Avrupa ülkelerine tekrarladık durduk, “teröre destek verirseniz bir gün dönüp sizi de vurur” diye.
Bu dediğimizi Suriye politikasında niye çiğnedik? 40 yıldır etnik terörle boğuşan, solcu, sağcı, dinci birçok örgütün yarattığı iç savaşı yaşayan Türkiye’nin Suriye’de neler olacağını kestirememesi ne tür bir aymazlıktır. Kürt, Türk, Suriyeli, Iraklı, Sünni, Şii ölen binlerce, göçeden milyonlarca insanın çektiklerinde bizim sorumluluğumuz ne kadar?

Kaçış yok! Hırslı, tecrübesiz politikacıların, etnik ve dini fanatiklerin, cahilliğin, eğitimsizliğin yarattığı bu kaosun bedelini bölgede yaşayan herkes kanıyla, canıyla ödüyor, ödemeye de devam edecek.
Sorun; ülkemize çıkacak fatura ne olacak, biz bu bedeli nasıl ödeyeceğiz?
Olacaklar, için içim acıyor.

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorumlar

mağdur uzman   -  Bağlantı 30 Eylül 2014, 16:50

Türkiye Irak olacak.

ANIL   -  Bağlantı 22 Eylül 2014, 10:07

“teröre destek verirseniz bir gün sizi de vurur” sözü oldukça abartılı olmuş. Bugün en büyük silah satıcıları o Avrupa ülkeleri ile güya dostumuz ABD, Çin ve Rusya. Bir yerlerde karışıklık olmazsa bunlar silahları kime satacaklar? Araplarda para çok

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı