REKLAMI GEÇ

Merak Ediyorum

23 Mart 2015 Pazartesi

Son haftalarda ortalık toz duman. Düşünen, okuyan insanların beyinlerine Çin işkencesi yapılıyor. Çarpıtılmış sözler, altı oyulmuş kavramlar, bilime ihanet eden bilim adamları, mesleklerini ayaklar altına alan gazeteciler, tarafsız yorumcu süsü verilmiş partizanlar her tarafı sardı. Doğru bilgiler, analizler bu kakofoninin içinde kaybolup gidiyor.Bu gürültünün arasında cevaplarını bulamadığım sorular bana kaldı.

Siyasetin Oyuncağı Yapılan Çanakkale Zaferi Toplumumuzu Nasıl Birleştirecek?

İktidarın toplumu birleştirme aracı olarak lanse ettiği, Cumhuriyete giden yolu açan zafer diye nitelediği Çanakkale zaferi, Atatürk’ün adını anmadan, halkın toplu katılımını yasaklamaya çalışarak kutlandı. Sonuç bizi birleştirdi mi, yoksa aramızdaki duvara bir tuğla daha mı koydu?

Cumhurbaşkanı’nın Yurt Gezileri Kaça Mal Oluyor?

Cumhurbaşkanı Denizli’mizi ziyaret etti. Açıklamada Denizli’ye teşekkür etmeye geldiği söylenmişti.Gezi süresince birçok şeye tanık olduk. Kapanan yollar, saatlerce işlerine ulaşmaya çalışan insanlar, yüzlerce koruma, diğer şehirden gelen polisler, afişler, meydan düzenlemeleri, bedava çalışan otobüsler, benzin paraları ödenen özel araçlar, meydanlara taşınan taşeron işçiler gibi. Denizli ziyaretinde 41 eserin açılışını yaptı. Hiçbiri Denizli’yi ileri götürecek, bizzat Cumhurbaşkanı tarafından açılarak özellikle vurgulanması, dünyaya ilan edilmesi gereken eserler değil. Cumhurbaşkanlığı seçiminde en çok oyu da alamamıştı. Yani teşekkür için bir gerekçe yok, açılan ülke çapında bir tesis yok, Denizli’den dünyaya veya ülkeye vermek istediği bir mesaj yok. Peki, bu gezi bize kaça mal oldu? Bu geziden Denizli’nin, ülkenin kazancı ne oldu?

Denizli Koca Mektebi Kaptıracak mı?

Cumhurbaşkanı meydanda yaptığı konuşmada Denizli Lisesi’nin tarihi binasının Belediye binası olması için talimat verdi. Kalan son 2-3 tarihi eserden biri olan binanın Belediye binası olması ile yapılacak tadilatlarla kaybedilecek fonksiyon Denizli halkı tarafından kabul edilecek mi? Eğitimle hiçbir ilgisi kalmayacak bina eski anıları aynı sıcaklıkta taşıyabilecek mi?

Cumhurbaşkanı’nın Son DemeçlerineKendini Milliyetçi Olarak Tanımlayanlar İnanacak mı?

“Ergenekon davalarının savcısıyım(16.07.2008)”, “İmralı ile görüşmeler benim talimatımla yapılıyor(25.10.2013)” diyen, akil insanlar listesini bizzat hazırlayan(03.04.2013), 2002 yılından beri başdanışmanı, konuşma metinlerini yazan ekibin başı ve şimdi de başbakan yardımcısı olan Yalçın Akdoğan’la beraber “Çözüm Süreci” ni bugüne getiren Cumhurbaşkanı’nın “Kürt sorunu yoktur”, “İzleme heyetini tasvip etmiyorum”, “Açıklanan 10 maddelik metni doğru bulmuyorum”, “Aldatıldım” gibi demeçlerine inanılacak mı?

Bu demeçler yeni bir “iyi polis/kötü polis” oyununun parçası mı, yoksa Erdoğan’ın kendini hükümetten farklı yere koyup milliyetçi oyların desteğiyle başkan seçilme planının hazırlıkları mı?

Kendini Solcu Olarak Tanımlayanlar Basının HDP Övgülerine İnanacak mı?

Son bir aydır basının önemli bir kısmında Selahattin Demirtaş ve HDP övgüsü yapılıyor. “Barajı geçecekler”, “AKP’yi ancak HDP durdurabilir”, “Hepimiz için demokrasiyi savunuyorlar”, “Benim CHP’li arkadaşım HDP’ye oy verecek” haberleri, yazıları arka arkaya geliyor. İstenen CHP’ye oy verme eğiliminde olan bir kısım sol seçmenin desteği ile HDP’nin barajı geçmesi. HDP-PKK ilişkisi, parti içi dinamiklerin nasıl olduğu, KCK bağlantıları, sivil ayaklanma tehditleri, Kürt milliyetçiliği söylemleri, silahlı teröristlerin hareketleri ısrarla gözden uzak tutuluyor.

HDP’nin barajı geçmesi mi, geçmemesi mi AKP’nin işine yarıyor?

İşte bu sorunun cevabı sislerin içinde. Ancak geçmişi bilen, şu andaki duruma hakim, ayakları yere basan dürüst siyasetçiler bu sorunun cevabını tahmin edebilirler. Ne yazık ki sesleri bize ulaşmıyor. Muhtelemen cevabı öğrendiğimizde bir şeyler yapmak için çok geç olacak.

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı