MEDENİYET YOLUNUN BİZE ÖĞRETTİĞİ VE DENİZLİSPOR

Bir önceki yazımda Bağbaşı yolu projesindeki önemli ve hayati eksiklikleri ifade etmeye çalıştım. Umarım belediye yetkilileri bunları dikkate alır ve eleştirimizin faydası görülür. Sonuçta insan hayatı herşeyden önemli olmalı!

Bu konu bence, sadece sıradan bir yol projesindeki eksiklikleri ortaya koymaktan çok daha öte. Çünkü 21. Yüzyılda vizyon şehir, marka şehir, bilmem ne şehir diye pompalanan bir imajın aslında ne kadar alelade, özensiz ve “olduğu kadar” mantığıyla eksik ve niteliksiz yapılan alt ve üst yapı işlerinden ibaret olduğunu gösterme bakımından önemliydi.

Bu saatten sonra şehirlerarası da olsa, sıradan bir sokak yolu da olsa, inşa edilen bir yolu sadece hafriyat, asfalt ve betondan ibaret olarak görmek, öylece yarım yamalak yapıp bırakmak ve hizmet ettik görüntüsü vermek, toplum tarafından öyle kolayca sindirilmemeli!

Yol medeniyettir ancak o yolu, 21.Yüzyılın muasır medeniyet standartlarına, normlarına uygun inşa ederseniz o yol insanlığa medeniyet katar…

Denizli’mizin medeniyet değerlerini temsil eden en önemli varlıklarımızın başında da Denizlispor geliyor.

Denizlispor ise yine yeni bir çalkantı içinde. Ligin son 10 haftasında 7 galibiyet alarak ligde kalmayı garantileyen takımda sözkonusu başarıda somut olarak büyük payı olan 3 asbaşkan var ve bu isimler hafta içi Denizlispor yönetimindeki görevlerinden istifa ettiler. Nedeni ise gayet basit; Denizlispor Başkanı Sn. Mehmet Özsoy ile yönetim ilkeleri hususlarında anlaşamamaları ve başkanın daha rahat çalışabileceği yönetim kurulu üyeleri ile devam etmesini sağlamak için yer açmak. Bunu da uygun bir dille basına bildirdiler.

Buraya kadar usül ve niyet gayet sorunsuz. Çünkü diyorlar ki; ‘Biz görevimizi ve sorumluluğumuzu yerine getirdik, son 10 maçta 7 galibiyet almak için takımın başında sabah akşam çalıştık ve ligde kaldık.’

Bu üç eski asbaşkanın ismini bir kenara yazın, not edin…

Uğur Bağbaşlıoğlu
Serkan Başbuğ
Ali Sulayıcı

Bu isimlerin farkları ne biliyor musunuz?

Bu isimler öyle sözde değil özde kendilerini Denizlispor’a vermiş isimlerdir.

2010’dan beri görev almış her başkan bu isimleri yönetiminde istemiştir. Hatta siyasal baskı altında başkanlık koltuğuna oturtulan (seçilen değil atanan) ve top tepmesini bilmeyen başkanlar bile bu arkadaşlarla çalışmak istemiştir.

Neden biliyor musunuz?

• Bu üç fedakar genç maddi manevi her zaman, hiç düşünmeden Denizlispor için çaba sarf etmiştirler.
• Gerektiğinde ellerini ceplerine atmaktan hiç çekinmemiştirler ve aksini iddia edenin alnını karışlamak hiç de zor değil.
• Cebinde akreple dolaşan ve sırf prestij, gösteriş olsun diye Denizlispor yönetimine girip, maddi desteğe ihtiyaç olduğunda veya görev verilmek istendiğinde ortalarda görünmeyen, yalandan koltuk dolduran yöneticiler gibi değildirler.
• Gece gündüz demeden takımın başında mesai harcayıp, takımla beraber son 10 maçtaki 7 galibiyet alınmasında takımla beraber başrol oyuncusu olmuşlardır.
• Bu üç genç, gelecekte de Denizlispor için maddi manevi çaba sarf etmeye, yönetimde yer alsın ya da almasın, hep hazırdırlar.

O yüzden Denizlispor’un sahip olduğu bu fedakar ve çalışkan genç arkadaşlarımızın lütfen değerini bilin. Onlar bu klübün, ileriki yıllarda başkanı, yöneticisi olacak ve başarıdan başarıya koşturacak fedakar askerleridir. Mevcut yönetimdeki arkadaşların da hepsi biliyor ki; bu üç kişinin fedakarlığını tartışmak ve Sn. Başkan’ın ‘3’ü gider 5’i gelir’ sözüne bu insanların muhatap edilmesi son derece acımasız olmuştur.

Genç ve dinamik insanlara bu ülkede sporda, siyasette, sanatta, bilimde, kültürde, eğitimde vb. her alanda ihtiyaç vardır. Başkan veyahut yöneten konumunda olan şahısların böyle önemli insan kaynaklarını küstürmemesi, sulh ve uzlaşı içinde beraberce yönetmeye çalışması bizleri başarıya taşıyacaktır.

Yoksa basın yoluyla bu şekilde insanlarla gereksiz polemiklere ve sonu olmayan tartışmalara girmek ne Denizlispor’a ne de kentimize ne de ülkemize fayda getirmez!

Ayinesi iştir kişinin, lafa bakılmaz sözü de bu hikayenin ana fikridir!!!

İşini iyi yapan insanları korumak, kollamak ve değerlendirmek hepimizin görevi…