REKLAMI GEÇ

BARIŞ İÇİN NEDEN İMRALI?

23 Ocak 2013 Çarşamba

‘Gündemde barış var neden yazmıyorsun’ dediler,

Düşündüm ki, buna da şükür!

Yurtta yok,
dünyada yok,
ama en azından gündemde var!

Oysa taaa 20 Nisan 1931’de dile getirmişti Mustafa Kemal..
“Yurtta Barış, Dünyada barış!” özlemini

Seçim arifesiydi…
Seçim beyannamesine iliştirmişti…

Günümüz Türkiye’sinden bakıldığında, Tunceli katliamı, İstiklal Mahkemeleri ki biraz abartılı bulunmazsa İstiklal Harbi gibi unsurlardan dolayı, Atatürk bu sözlerinden ötürü gayri-samimi bulunabilir…

Ki mantıken ne yurtta, ne dünyada barışı sağlayabilecek denli uzun da yaşamamıştır…

Büyük olasılıkla, o olmasaydı da bir başka vatansever çıkıp benzer bir kurtuluş savaşını başlatırdı.

Hatta bir lidere bile ne gerek vardı?
Kurtuluş elbette ki olabilirdi!

Bu durumu iyi etüt etmiş toplum mühendisleri ve televizyondaki uzantıları olan şarlatanların iktidara şirin gözükeceğim diye sürekli gözümüzün içine sokmaya çalıştıklarıdır tüm bunlar!..

**

Onlara göre Çanakkale’de destanı, Conkbayırı’nda, Arıburnu’nda, Anafartalar’da, Tekketepe’de, Zığındere’de canlarını veren on binlerce Anadolu insanı tarafından değil, aksakallılar tarafından yazılmıştır.

Menemende Yedek Subay Kubilay öğretmenin, başını kör bir bıçakla kesip, sırıkla dolaştıran şeriat özlemcilerinin hafifletici nedenleri olduğu gibi, o suçun aslında şeriat özlemcisi kılığına girmiş Ergenekoncular tarafından bizzat işlenmediği ne malumdur?

Oysa günümüzde hesaplaştıkları dönem 75 yıl önce sona ermiştir!..
(23 Nisan 1920-10 Kasım 1938)

Ve o dönem, Türkiye 4 Genel Seçim, 4 Cumhurbaşkanlığı seçimi, 3 yerel seçim görmüş, mış, miş, muş..

75 yıl önce bitmiş yani!..

1938’de yaşamını yitirdikten sonra
30 Başbakan,
10 Cumhurbaşkanı,
52 hükümet, yüzlerce bakan, binlerce milletvekilinin görev aldığı on yıllar boyunca O’nsuz,
15 Cumhurbaşkanlığı seçimi,
19 genel seçim,
14 yerel seçim,
8 senato seçimi,
ve 10 ayrı ara seçim yaşadı Türkiye…

Ama her ne samimiyetsizlikse, ölümünden 75 yıl sonra bile yaşanan sıkıntıların tek müsebbibi oldu Atatürk…

Uzun lafın kısası;
Kurduğu sistem sayesinde seçilip, idareyi ele almışların, kurucu liderleriyle, varlıklarını borçlu oldukları halde barışık olmadığı dünyanın tek ülkesidir Türkiye…

**
Hal böyleyken

silahlı terör örgütü yaftasını henüz yememiş CEHAPE’ye ‘Yok hükmünde’, MEHAPE’ye de ‘Kafatasıcı, şehit simsarı’ deyip, her ikisini de BDP ve PKK’yla ortak hareket etmekle suçlayan,

Yani set çeken,
mesafe koyan,
ayıran,
ötekileştiren,
iteleyenler,

dolayısıyla siyasetle,
ve bunların yanı sıra
avukatlarla,
öğretmenlerle,
doktorlarla,
mühendislerle,
işçilerle,
sendikalarla,
gazetecilerle,
üniversite öğrencileriyle,
ve hatta rivayete göre Pensilvanya ile
barışı tesis edememiş olmalarına rağmen

Bir ADA ile başlattıkları müzakerelerle nasıl bu ülkede iç barışı sağlayabileceklerini düşünürler, anlamış değilim…

Anlamadığım bir nokta daha var;
Barış için,
Gökçeada,
Bozcaada,
Yassıada,
Heybeli Ada dururken,
Neden İmralı?

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorumlar

nurhan   -  Bağlantı 28 Ocak 2013, 21:25

Çok güzel yazmışsınız..Çünkü İmralı bir kişiliğe dönüştü..”Falancayla görüşme” yerine, İmralıyla Görüşme sözü daha flu..olduğundan tercih ediliyor.Onlar…

Zeki Akakça   -  Bağlantı 27 Ocak 2013, 10:52

“İlahi yazar! Cık cık cık… Güldürüyorsun incancıkları? Yazma böyle güzel şeyler…”

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı