REKLAMI GEÇ

Darbeci general ayaklarına kapandı

11 Mayıs 2017 Perşembe

Kazadan iki gün önceydi…

DENİB’in bir etkinliğinde uzun uzun sohbet ettik…

Bugün aslında o kahrolası kaza yerine Alper’in ‘Zence’ projesini konuşuyor olacaktık.

Basının önüne al bayrağa sarılı tabutu yerine bizzat kendi çıkacaktı.

Bozkurt Açık Cezaevi’nin kadın mahkûmlarının el ürünlerinin markalaşarak yurt genelinde satışa sunulduğu Zence markalı projeyi basın toplantısıyla aktaracaktı.

Kuracağı cümleler, anlatım tarzı, detay görüntülerinin nasıl olması gerektiği, basın toplantısını nerede yapacağı…

Hepsini DHA Denizli Muhabiri Ramazan Çetin ve benle istişare etti…

Bize yeni F tipi cezaevinin bittiği, nakillerin başladığı bilgisini verdi, nakiller bittikten sonra bunu da duyuracaklarını aktardı…

Böyle bir adamdı Mustafa Alper…

Her zaman farklı görüşe, uzmanına kulak veren bu nedenle gazetecilik deneyimi olduğu için Sertaç Budak arkadaşımızı bir basın ofisi oluşturup burada görevlendirecek denli bu hassasiyetini ortaya koyan bir devlet adamıydı…

15 Temmuz’dan sonra kurduğumuz diyalog, o gece ve sonrasındaki sergilediği duruş…

Hakikaten bir memleket aşığıydı…

Son kez o akşam görmüştüm Başsavcıyı..

İki metre ötede kazadan yaralı kurtulan koruması Ramazan Uğur dikkatli bir şekilde çevreyi keserken…

Ve Muzaffer abi…

Mesleğe başladığım günden beri o makam aracının sağ arka koltuğunda kaç kişi oturdu bilmiyorum ama Muzaffer Ağabey hep direksiyondaydı…

O gün sohbet etmiştik ayaküstü…

Elimdeki sargıyı sormuş, onun üzerine laflamıştık…

Hakikaten zor, çok zor bildik, tanıdık isimleri uğurlamak…

Hatta çok acı…

15 Temmuz akşamı, ekmek alma derdine düşen savcılara ‘görev bizi bekliyor’ diyen,

UYAP sistemini dışarıdan müdahalelere kilitletip, anında darbecilere karşı gözaltı kararı aldıran,

O gece evden çıkarken eşiyle, kızlarıyla

“Şimdi ben gideceğim, geri dönmeyebilirim. Geri dönmediğim zaman anneniz size sahip çıkar. Annenize bir şey olursa anneannenize ya da babaannenize gidin. Bankamatik kartımı bıraktım, içinde maaşımdan arta kalan bir miktar para var. 15 bin lira kadar para olan banka hesap cüzdanınımı alın. Bununla da hayatınızı devam ettirirsiniz. Anneanneniz ve babaanneniz size sahip çıkacaktır. Bunlar gelir geçer. 10 yıl, 20 yıl, belki 30 yıl sonra babanızın cenazesini alıp Demokrasi Şehitliğine defnederler. Korkmayın, babanızdan asla utanmayın”

Sözleriyle ve her ihtimale karşı
vedalaşıp, helalleşen,
rütbe kazandıkça mütevazileşen,
mütevazileştikçe devleşen bir adamdı…

Ve o gün yazılmaması kaydıyla 15 Temmuz’a dair bizle çok önemli bir detayı paylaşmıştı…

16 Temmuz’du…
Hain darbe girişimine katılan, ilişiği olan, hain tuzak içinde bir şekilde yer alan 11. Komando Tugayı’nın üst düzey kadrosu, nöbetçi savcılara ifade veriyordu…

Başsavcı Alper, darbeci generali özel kalemde tutturuyordu…

Bir ara dışarı çıktı;

Ve gözleri, belki darbe başarılı olsa kellesini alacak olan generalde, sekreterine seslenerek;

“Kızım bir çay verin, bisküvi filan” dedi…

Ve her koşulda insan olmanın dersini veren Mustafa Alper, o anda beklemediği bir tepkiyle karşılaştı…

Başından türlü türlü kötü muamele fikirleri geçen darbeci general, gözyaşlarıyla Mustafa Alper’in ayaklarına kapanmış;

“Ben böyle insanca muameleyi hak etmedim” der gibi ağlamaktaydı..

Zalimler dünyayı silahlarıyla dize getirir
ve fakat hiçbir silah gerçekten iyi bir insanın
kocaman yüreği kadar etkili değildir…

Nur içinde yat Başsavcım
Bıyığınla birlikte kulaklarına evrilen tatlı gülüşünle seni hiç unutmayacağım Muzaffer abi…

Tüm dostlara selam bizden,
Sizin gibi erkenden giden…

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı