Göze ihtiyaç varsa…
2 Eylül 2014 Salı
Çantalı koltuk, elde tablet, cepte telefon, Deniz’de kolluk, kollukta güven, denizde duba, dubada Eylül, yüzde şnorkel, tepede şemsiye derken bitirdik tatili…
Yokken;
Kimilerinin sıfatları, kimilerinin imkanları, kimilerinin mekanları değişti ama hayat yine aynı dolu dizginliği ile kimileri için hareketi kimileri için dinginliğiyle, kimileri için mutlu, kimileri için umutsuzluk içinde akıp gidiyor…
Kafam en çok da mutsuz, umutsuz insanlara takılıyor…
Kendini mutsuz, umutsuz, sıkıntılı, sorunlu hissediyorsan eğer, benim gibi yap kardeşim…
Hayata ideolojik olduğu kadar anatomik de bakmak lazım…
Farz et ki bir insan vücudunda yaşıyoruz…
Nasıl görmek için göze, işitmek için kulağa gerek varsa, tatmak/yalamak için de dil lazım…
O bünyeye saç, baş ne kadar lazımsa, kıç da o kadar lazım…
Vere yiyoruz, hazmediyor, sindiriyoruz, onca olup bitene ifrazat da lazım…
Bünyenin ihtiyaç duyduğu yağı depolamak için o kıça iki yanak, o yanakların arasına kıl da lazım…
Evet, terletir yazın ama vücudun neresinde olursa olsun kışın sıcak tutar, unutmamak lazım…
Olup biteni sürekli şikayet ederek sorgulamak yerine, olup bitene bu açıdan da bakmak lazım…
Kalın sağlıcakla