REKLAMI GEÇ

SİDİKLİ KONTES

31 Ekim 2013 Perşembe

16 Kasım 2000’di…

Göğsümüz daralmış,
yüreğimiz yanmıştı…

Mevcut TV’ler çok fazla detay vermediği için daha fazla bilgi alabilmek için aklımıza ilginç bir fikir geldi…

HADEP’e gidip ROJ TV izlemeliydik.
Saat başını denk getirip daldık partiden içeri…
İçerde matem beklerken, bir grup halay çeken gençle karşılaştık…

Rica edip televizyonu açtırdık ki Ahmet Kaya’nın ölümüyle ilgili bir detay bulalım…

31 Ekim 2013
Tüm kanallarda şimdi Ahmet Kaya…
Gazete manşetlerinde, köşe yazılarında…

**

İçinde sidik geçen bir şiiri şarkılaştırıp, gönül yaramızda amonyak etkisi yaratan Ahmet Kaya tartışılıyor günlerdir, 13 yıl geçmişken ölümünün üzerinden…

Öfkemizi,
Aşkımızı,
Hakkımızı,
Darlığımızı,
Yoksulluğumuzu,
İsyanımızı,
Hüznümüzü şarkılarında bulduğumuz, hem çok sevip, hem bir o kadar nefret ettiğimiz ama çok yakından bildiğimiz Ahmet Kaya, dillerde pelesenk şimdi…

Askerlik süresinin kısaltılması,
Evli üniversitesi öğrencilerine kira yardımı
Türban serbestliği ile birlikte seçim paketi içine soktuk iyi mi…

Oportünistlerin, sorarlarsa açık etmeyelim diye şarkılarını ezber etmeye çalıştığı şu günlerde verilecek en iyi yanıt yine Ahmet Kaya’nın şarkısından gelmeli..

Piposu ağız kenarında,
Bodrum’un entel barında
Herkesi yargılamaktan
Kimse kalmamış yanında
Sakalları şarap tasında
Dikilmiş barın ortasında
Tanınsın diye bekliyor
Sanırsın dev aynasında
Bir eli televizyonda
Öteki eli basında
Birşeylerin tadı kalmış
Dişlerinin arasında
Başkalarına hümanist
Karısına karşı dayı
Nasil beceriyor bilmem
İkisi birden olmayı
Konuşurken solcusun
yaşarkenkarambolcüsün

Oportünizme bulaşmış
Tipik bir orta yolcusun
Bir Allahcı bir kulcusun
Bir davulcu bir pulcusun
Ne kadar inkar etsen de
Hem jigolo hem dulcusun
O yandasın bu yandasın
Hovardasın hep bardasın
Artık rol yapmayı bırak
Sen bir entel magandasın

Güçlü olmayı, gücü yalamak zanneden bazı meslektaşlarıma da cuk diye oturan bu sözlerin sahibi Ahmet Kaya’yı tartışıyoruz günlerdir, mecliste, parti binalarında, kahvelerde, meyhane köşelerinde…

Hangimiz daha Ahmet Kayacı diye sidik yarıştırıyoruz kendimizce…

Oysa ki şimdi saat sensizliğin ertesi,
Yıldız doğmuş,
Gökyüzü ay aydın…

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorumlar

kenan   -  Bağlantı 1 Kasım 2013, 09:57

+18

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı