REKLAMI GEÇ

SOMA’DA ÖLÜM VARDİYASI!

15 Mayıs 2014 Perşembe

Zamane patronlarının, gökdelen sayısı bakımından dünyanın 6. büyük metropolü olan İstanbul’da yer kabuğundan tahmini 100 metre üstünde, ne kadar mütedeyyin gözükseler de ellerinde viski kadehi ile bu milletin anasını nasıl becereceklerini konuştuğu vakitlerden biriydi…

Soma’da yer kabuğunun 400 metre altında elleri ve yüzleri kadar kara bahtlarıyla kömür madenlerini kazan işçilerin vardiya değiştirdiği andı…

Yalnızca kaderlerini yaşayan yüzlerce madencinin iş vardiyası, yaşam vardiyasına dönüştü…

İki günü aşkın zamandır takip ediyoruz…

Ölü sayıları arttıkça artıyor hüzün, içimizi kömür karası kaplıyor.
Hani kazadır nihayetinde de birader, bu kadarı da ağrımıza gidiyor!..

Ağrıma giden bir bu değil elbet!..

Uğurlarına 3 gün ulusal yas ilan ettiğimiz ölen madencilerin yaşamlarına, bireysel hikâyelerine ilişkin hiçbir şey yok ekranda…

Sözde özel yayınlarda ölen her madenci bir rakamdan ibaret mesela!.. 225,226,227,228…

Sözde haber kanalları maç skoru verir gibi yansıtıyorlar ekrana son dakikaları. 174 oldu, 228’e çıktı!..

Ve sözde özel programın konuklarının yalnızca üç derdi var…

Bir kısmı, aslında hiç suçu olmadığını ispata çalışıyor maden firması sahiplerinin…

Bariz yalaka kanallar, 99 depremine vurgu yapıyorlar;
“Kaos vardı, kimin ne dediği bilinmiyordu.. Devlet yoktu, birinin dediğini, diğeri yalanlıyordu”…

Vıcık vıcık yağdancı gasteciler(!) resmi rakamlara göre 17 bin 480 yurttaşımızın öldüğü, 3 şehirde on binlerce binayı yıkan Marmara depreminden kıyasla “hükümet dediğin böyle olur” dercesine, o büyük afetle Soma maden faciasını kıyaslarken yüzleri bile kızarmıyor…

Olaylardan bihaber izlesen, maden faciası üzerine değil de kurtarma mucizeleri üzerine konuşuyor sanırsın!..

Üçüncü çaba ise; olayın kazadan çok kader kaynaklı olduğu yönünde. Onlara göre kaza kırım raporu bile tutmaya gerek yok!.. Patron ve veya denetleyen kurumların suçu günahı yok; Takdir-i ilahi işte!..

Ölen öldüğüyle kalıyor, bu ülkede…

Haber bültenlerine malzeme yapılıyor,
Tartışmalara konu yapılıyor,
Koyun gibi sayılıyor,
Siyasi atışmalarda top ediliyor
ama bir tek insan yerine konulmuyor!..

0 patron 800’e yakın çalışınanı insan yerine koysaydı önce kaçış odalarını koyardı yerin 400 metre altına…

Hürriyet yapmış haberini!.. GELİŞMİŞ ülkelerde kaçış odaları yerleştiriyorlarmış gelişmiş işverenler, maden ocaklarına…

Oralarda insan hayatı daha pahalı olduğundan, en pahalısı 250 bin dolara mal olan bu kabinleri koymayı daha rantabl buluyorlarmış kanımca…

40 işçinin tüm ihtiyaçlarını karşılayarak günlerce yaşamasını sağlıyormuş olağanüstü durumlarda…

Bu yüzden duymuyormuşuz yüzlerce maden ocağı olduğu halde gelişmiş ülkelerde maden faciası haberlerini!..

AB uyum yasaları çerçevesinde uzun zamandır madencilik sektöründe de uluslar arası standartlar söz konusu…

Ama sorun şu ki, insanı yönümüz uluslar arası standartlarda değil..

O yüzden elin Avrupalısı iş güvenliği deyince vicdanıyla, bizim işverenler ise yasa ve yönetmeliklerin belirlediği asgari standartlarla hareket eder…

Yani onlar Allah’tan korkar, bizimkiler yasadan!..

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı