REKLAMI GEÇ

Facianın suçlusu kim?

16 Mayıs 2014 Cuma

Soma’daki facianın suçlusu, vardiya değişimi sırasında gelir kaybını düşünerek, gündüzcüleri gececiler gelmeden dışarı salmadığı iddia edilen HADİ HADİCİ taşeron çavuşlar değil…

Kömürün ton başına maliyetini her türlü masrafı kısarak düşürüp, elde ettiği yüksek geliri bir işletme başarısı olarak gösteren o madenin patronu değil,

‘Denetlemeye geliyoruz birader’ diye önceden haber veren kamu görevlileri değil…

Faciayı işletmenin sahibiyle istişare eden bakanlar değil…

Mısırlı Esma için hüngür hüngür ağlayacak kadar çaresiz hisseden, ama kendi yüzlerce yurttaşı ekmek parası için can verince; ölüm bu mesleğin fıtratında var diyecek kadar vakur durabilen siyasetçilerimiz hiç değil…

Peki kim!

Çok kıvırmadan söyleyeyim;

Taşa çalmış yüreğim, ille de ille inkarım, çoktan unuttuğum, beni hiç rahatsız etmeyen vicdanım!..

Tüm olup bitenlere bir futbol maçı izliyor gibi bakabilecek genişlikte midem, tarafkirliğim, körlüğüm, korkutan cehaletim!..

‘İnkar edip gerisini deşme, kaderdir kader’ deyip geçebilecek kadar korkaklığım, bana dokunmayan bin yaşasıncılığım…

Çoğu el kadar, hıçkırıklarla, o yaşta babalarını toprağa uğurlamak zorunda bırakılan bebelerin görüntüsü gelince ekranlara, kanal değiştirerek, ‘deve kuşu’ rolünde benzersiz taklitçiliğim,

Anadolu’da dünyaya gelmiş, fakir doğmuş, ailemi hayatta tutmak için hayatımı riske atmak zorunda oluşum,

Pısırıklığım, kaygılarım, bin yıllardır süren yorgunluğum, sessizliğim,

Giderek artan bencilliğim,

Hayallerimi, umutlarımı, cesaretimi yitirmişliğim…

Boyun eğmişliğim…

Başkaldırmak şöyle dursun,

Resmen itaate başkalaşmışlığım…

Yani onlar yanlış biliyor,
Onun suçu değil bu,
Bunun suçu değil bu,
Bu, benim suçum!..

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı