REKLAMI GEÇ

HALKI OKUYANLAR KAZANDI

31 Mart 2014 Pazartesi

Ak Parti, Denizli’de mazeret bırakmaksızın bir zafer kazandı. Ekonomi Bakanı Zeybekci’nin ilk ifade ettiğinde herkese ütopik gelen 20’de 20 hedefinin çıkan sonuçlarla gerçekçi bir beyan olduğu ortaya çıktı.
Siz televizyonlarda Ak Parti’nin genel oyunun düştüğünü yada yerinde saydığını bu nedenle bu tablonun bir ‘zafer’ olamayacağını düşünen zerzevatları bir kenara bırakın. Bu apaçık bir zaferdir. Hem de çok büyük bir zaferdir.

**

Bu zaferde kollektif bir çalışmanın ürünüdür. Öncelikle şunu iyi anlamak lazım. Ak Parti neferleri sadece seçim günü gelip çattığında değil, ondan çok çok uzun zaman önce çalışmaya başlamışlardı. Çat Kapı ekipleri, kadın kolları, gençlik kolları partinin tüm organları zaten doğal bir şekilde seçim takvimi içindeymiş gibi çalışma yapıyorlardı.

Hali hazırda beğenin yada beğenmeyin belediyecilikte bu ülkeye sınıf atlattıkları, pek çok ¬yeni hizmeti insanlarla tanıştırdıkları, bunun reklam ve tanıtımlarını iyi yaptıkları konusunda da haklarını teslim edin.

Aday belirleme süreçlerinde ne kadar geç kalmış olurlarsa olsunlar gerçekte hiç durmadan bir çalışma içinde oldukları ortada…

**

Özellikle halkı iyi okuyabilme yeteneğine sahip bir parti Ak Parti… Gezi Olayları sırasında Çınar Meydanı binlerce insanın protestolarına şahit olurken, seçimden daha kısa süre önce Berkin Elvan protestoları yükselirken, 17 Aralık operasyonları, Dışişleri dinlemeleri çarşaf çarşaf servis edilirken, Ak Partililer gerçekte halkın neyi önemsediğini, ne beklenti içinde olduğunu bilerek hiç de endişelenmiyordu. Bu tablodan onu da rahatlıkla görebiliyoruz.

Herkese kucak açtılar demeyeceğim. Ama herkesin önüne bir hizmet koydukları ortada. Özellikle sosyal hizmetlerde siz görmeseniz de bire bir insanlara ulaşma olanağı yarattılar.

**

Denizli’de Avni Örki’nin önderliğindeki il teşkilatı dehşetli iyi çalıştı. Seçimi, herhangi bir bölgede kaybedeceği kuşkusu ve endişesini hiç yansıtmadan, kararlı ve ısrarlı durmasını bildi. Partinin dinamiklerini sonuna kadar kullandı.

İlçe teşkilatlarında durum farklı değildi. Üye sayılarını her geçen gün biraz daha artırdılar. Sadık seçmenlerinin katılımcılığını artırmak için yeri geldi onlar da kapı kapı dolaştılar. Sanmayın ki bu insanlar evlerin kapılarını tek tek çalarken güler yüzle karşılandı. Yeri geldi morallerini bozacak ciddi tepkilerle de karşılaştılar. Ama vazgeçmediler, yılmadılar. Kazandırdıkları her üye, bir telefen mesajı ile ulaştıkları herkes, selam verdikleri, selam aldıkları hemen herkes onlara yanıt verdi, arkalarında durdu.

**

Büyükşehir’de Osman Zolan parti adına en iyi adaydı. Nihat Zeybekci gibi bir ikondan sonra o bayrağı layıkı ile bir süredir zaten taşıyordu. Seçim çalışmalarına çok erken başlayıp, ilçelerde bir sorunlar envanteri çıkarması avantajına oldu. Seçim çalışmalarında hiç ara vermeden ve en önemlisi ‘kazandım’ hissine kapılmadan son dakikaya kadar çalışmaya devam etti.
Zaten tanıyanlar bilir. İtici bir yönü yoktur. İnsanların onayını almakta zorlanmadı.

***

Bakan Zeybekci’nin önderliğindeki bu çok değerli ekip Denizli’de 20’de 20’yi yapamadı ama 16 belediyeyi kazanmayı bildi. Hem de içlerinde daha önce kazanılmamış ve rakip partilere ait yerler de vardı.
Büyükşehri aldı. Zaten kendisinde olan Babadağ, Baklan, Beyağaç, Çameli, Çardak, Honaz ve Tavas’ı kimselere bırakmadı. Acıpayam’da bir önceki seçimi CHP adına kazanan Hulusi Şevkan ile bu kez kendi adına seçim kazandı. Acıpayam’daki bu yarış çok ciddi geçti. CHP’nin önemli kalelerinden ve Genel Başkan Yardımcısı Adnan Keskin’in memleketi olan Çivril’de seçim zaferini ilan etti. Yine CHP’nin kaleleri Güney, Sarayköy ve Serinhisar’da yıktı geçti. Herkesin yüzde 50’nin üzerinde MHP oyu çıkacağını düşündüğü Kale’de, bana sorarsanız hiç de iyi olmayan bir adayla seçim zaferini ilan etti. Bozkurt’ta ise son dakika aday değişikliği ile kaybetti.

**

Merkeze gelince… Açıkçası Ak parti adayları hem Merkezefendi’de hem de Pamukkale’de diğer partilerin bir adım gerisinden başladı. Pamukkale’de Hüseyin Gürlesin siyaseti hiç de böyle sahaya inerek, kendi reklamını yaparak yerine getirme becerisi olan bir adam değildi.
Merkezefendi için ise seçmenin büyük bölümünün CHP’den yana oy kullanacağı düşünülüyordu. Muhammet Subaşıoğlu bence bırakın proje anlatmayı daha çok kendini tanıtmalıydı.
Doğru bir strateji izlendi. Büyükşehir ile birlikte iki aday da sürüklendi. Kazanıldı.

**

Tüm bu başarının; beyin takımının bir parçası olan, Seçim Koordinasyon Merkezi ve onun yöneticisi olmadan kazanılamayacağını da söylemeliyim.

Bana göre bu seçimin öyle çok fazla değerlendirme gerektirecek bir yanı yok. Halkı okuyanlar kazandı, kendi dünyalarında var olanlar kaybetti.

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorumlar

htc   -  Bağlantı 3 Nisan 2014, 13:49

arkasına devletin olanaklarını aldı demiş çağrı kardeşim. Ne kadarda doğru Demiş. Yapılanlar nasıl yapıldı onuda yazsaydınız. Akp Devraldığında belediyenin borcu neydi, şimdi ne. Tabi kapı kapı dolaşırken bunu söylemezler. Demem o ki. aslında halk okuyamadığı (eğitimsizlikten) için aldılar.

çağrı öncel   -  Bağlantı 31 Mart 2014, 15:45

arkasına devletin olanaklarını alıp trilyonlar harcayarak seçim kampanyası yürütmek “halkı okumak” mı oluyor, elli kiloluk bir boksörle yüz kiloluk bir boksörün müsabakası gibi olmadı mı bu seçim ve tabii diğerleri?

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı